Her gün hoşnut olmadığımız veya kabullenemediğimiz yeni haberlerle sarsılıyoruz.
Biz halk olarak misafir olduğunu bilenlere misafirperverizdir. Vatanımızın her köşesi cennettir. Buralarda yaşamaya veya yerleşmeye karar verenlere hiç kimse misafirperver davranmamızı beklemesin.
Türk parası karşısındaki değerli paraları ile yaşamak için ülkemizi seçenler ve adeta istila edenler karşısında suskun kalmak misafirperverlik değildir. Bir yanda ukala bir uluslararası altın arayıcısının Kaz Dağları'nda yaptığı tahribata suskun kalmak ne ise, Ege'nin en güzel koylarına yabancı yatırımcı olarak villa ve tatil köyleri yapmak için izin vermek aynı kategoriye girer. Yani; ihanettir.
Düne kadar Avrupa'nın katı atıklarını alıp, Karadeniz kıyılarında depolandığını bilmiyorduk. Bunlar için tehlikesiz denirken, maalesef varillerin üzerindeki nükleer atık işaretlerini şaka olarak kabul ediyorduk.
* * *
Şimdi daha ilginç olanı başta Almanya olmak üzere soğuk İskandinav ülkeleri, Türkiye kıyılarındaki hava ve iklim şartları yaşlılarına iyi geldiği için çok sayıda konut satın alma veya yapılması için girişimde bulunmuşlar. Durum kitabına uydurularak tedavi amaçlı seyahat ve konaklamalarda bulunmak üzere ülkeye yerleşiyorlar. Kimse Karadeniz'e, Toroslar'a, Güney Anadolu'ya gitmiyor.
Deniz, kum, termal ve Ege yaylaları tercih sebebi.
Kısacası "Ben yiyemedim, sen ye…" vakası ayni ile vaki.
Türk emeklisi aldığı üç kuruş maaş ile ay başını getirmek için bir başka işte çalışmanın veya yarı aç yarı tok yaşamanın derdine düşmüş iken, Hans'lar, Hanna'lar kendi kültürlerinden insanlarla birlikte gettolar oluşturarak, kendi alışkanlıklarını devam ettirecekleri bir lüks yaşam kompleksi geliştirecekler. Tıpkı İngilizlerin Fethiye koylarında yaptıkları, Kalkan'da gerçekleştirdikleri gibi…
Fransız tatil köyü, Alman tatil köyü, İngiliz tatil köyü gibi yapılanmalardan ziyade kalıcı mahalle ve köyler gündemde. Tabii, bunlara ülke içinde sınırsız seyahat hakkı verileceğini, torunlarının ve akrabalarının yaz tatilleri için geleceklerinin de unutulmaması lazım.
İzin gerekçesi belli… Çökmüş olan Türk ekonomisine turizm yolu ile can suyu sağlanması… İyi de bunların turizmle bir ilgisi yok. Başka bir ülkenin insanlarının topluca bir bölgeyi istila edip yerleşmesi ve kendi kuralları ile yaşamasından ibaret.
* * *
Ekonomik girdi dedikleri şey toprak ve bina satışından elde edilen gelir başka bir şey olmayacak. Çünkü kiremitler Marsilya'dan, tuğlalar Bulgar'dan, mermerler İtalya'dan gelir. Biliyoruz ki, gıda maddeleri için kendi marketlerini açacaklar. Domuz çiftliklerini kuracaklar. Hollanda'dan patatesi, eskiden olduğu gibi Almanya'dan biralarını, Pakistan ve Hindistan'dan konfeksiyon ürünlerini getirtirler. Pazarlardan nadide meyveler dışında alış veriş etmezler. Evlerindeki eşyalar bile Alman malı olur. Çünkü bizim yataklar onların konforuna uymaz. Hatta kendi teknelerini sıfır vergi ile getirir ve Alman bayrağını takarak kullanırlar. Mazotu bile indirimli alırlar. Fransa'da deli paralara kurabilecekleri bir yaşamı Türkiye'de pek çok muafiyet ile bedavaya getirirler.
Kendi ülkelerinde damlalıkla kullandıkları suyu bol bol harcarlar. Atık suları denize rahatlıkla verilir. Sınırlama ve cezası olmaz. Doktor kontrolü için ülkelerine gitmek zorunda oldukları tarihleri kullanırlar. Nüfusları çoğaldıkça mahalle statüsüne girerler. Siyasette bile söz sahibi olurlar. Bir de bakarsınız bulundukları yerin belediye meclisine seçilmişler. Öldüklerinde gömülmek için kendilerine ait bir mezarlıkları bile olabilir. Ya da krematoryumları…
Ne kadar büyüttüm, değil mi? Allah hepimizi eşit yaratmadı mı?
Peki, bunlardan bizim ne kârımız olmuş?
Kültür olarak zenginleşmişiz.
Yetmez mi?
Aman canım, Atalarımızın kanları ile elde ettikleri toprakların birazını bedavaya vermişiz, çok mu?
Bizim emekliler açlıktan ölse ne olur?
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024