Öncelikle, buruk geçen mübarek Kurban Bayramımız. Tüm Müslüman kardeşlerimize hayırlara vesile olsun. Allah'ın(c.c) selamı hepinize olsun, tüm dünyada ezilen Müslüman kardeşlerimiz üzerindeki baskılar son bulsun. Başlamış olan haçlı seferleri ve ona destekçiler kahr ve perişan olsun. Her ne kadar son güçle, canla başla Türklüğün izlerini silme peşinde olanlar, hiç bir şekilde buna muvaffak olamayacaklardır. Yüce Atatürk! Vatanı emanet ettiğin şimdinin yaşlıları, amma zamanın gençleri, emanetini şu ana kadar korudular. Elbette onların evlatları ve de torunları buna sahip çıkacaktır. Emanete ihanet etmeyecek olan Türk gençleri, Kürt'ü, Çerkez'i, Boşnak'ı, Yörük'ü, Alevi'si, Sünni'si, Arap'ı ülkelerini tek bilek tek yürek olarak koruyacaktır. Bunda kimsenin şüphesi asla olmayacaktır. Haçlı ve uyduları gereken dersi kesinlikle alacaklardır. Türk milleti artık hakikatleri açık bir şekilde görmüştür. Kimler tarafından nasıl satıldığını, satanların onları nasıl kandırdıklarını, en basit soruları sormaları halinde, yetki sahibi yaptıklarının, haçlılarla iş birliğini ne derece vahim boyutlara taşıdığını anlamışlar, bu durumdan, büyük bir vicdan azabı çekmektedirler. Öncelikle seçim sandıklarının değerlendirmesinde bilgisayarın kullanılmasının kaldırılması şarttır. Seçmenlerin modernleşme olarak düşündükleri bilgisayar hizmeti, ona hükmeden insanın emirlerini yerine getirmektir. Bir alet ancak işi hızlandırır. Hangi programı uyguluyorsanız o yönde iş yapar. Ne bir nokta fazla, ne de bir virgül eksik. Yani işi yürüten veya planlayan ne derse onu kısa surede yapar. Muhalefete düşen görev, Bu uygulamadan kurtulma önerileri olmalıdır. Aksi halde demokrasinin hileli yüzü bir kez daha ABD tarafında olacaktır.ABD'ye gidip icazet almak, iktidar olmaya yetmez. Mavi boncuk hikayesini hepimiz aşağı yukarı biliriz. Çocuklarına birer mavi boncuk veren, her birinden, bunu ötekilerden gizi tutmasını isteyen babanın, hangi çocuğunu daha çok seviyorsun sorusuna cevabı: Mavi boncuk kimdeyse onu seviyorum dur. Bu nedenle, her başvuran yetersiz, programsız, bağımlılık hastası parti, İstisnasız ABD ve Yahudi lobilerinden, davranışına bir ödül olarak mavi icazet boncuğu ile yedeğe konulmuştur. Sıranın kendilerine geleceği zamana kadar da her türlü mevcut iktidar olma avantajlarına ve hilelerine sesleri çıkmamaktadır. Yüzde on barajını iktidara gelen hangi parti değiştirmek istedi de değiştiremedi? Peki, hangi partiler muhalefette dahi olsalar, bunun için bir mücadele verdiler? Her türlü kanuna bizi zorlayan batının, bu konuda hiç bir isteği oldu mu? Kendinde olmayan AB yasalarını AKP'ye nokta nokta dikte ederek ülkeyi parselleyen Batının, bu demokratik temelde tekliflerine rastladınız mı? Elbette hayır. İcazet sırasını bekleyenler de bu boşlukları kullanarak iktidar olabileceklerini biliyorlar... Beklemenin sonu yoktur. ABD de mavi boncuk çoktur. Ben size hakikatleri gösteriyorum. Ey milletim, seçim barajını siz yıkacak ve Bağımsız Türkiye Partisi ile bağımsız, ABD'siz AB'siz, borçsuz, her ferdi huzurlu ve zengin bir kainat devleti olacaksınız. Asla barajı düşünmeyin. Tek hedefimiz, vatana ve millete dolayısı ile hakka, adalete ve gerçek demokrasiye gönül veren, sözüne özüne bağlı, kainat çapında projelere sahip kimselerle dünyayı ve ahireti paylaşmaya talip olmaktır. Aksi halde, yıllardır bizleri istismar eden, Batıya köle eden verdikleri sözleri tutamayan, tutmaları asla mümkün olmayan, ABD tayinli iktidarla, parçalanmak ve her iki dünyada zelil olmak kaderimiz olacaktır. Vatandaşın görevi Allah(c.c) için doğruya yönelmektir. Asla kötünün iyisini seçmek değildir. En doğruya reyini vermektir. İktidarın seçim barajını değiştirmesi çok az ihtimale bağlıdır. Muhalefetin barajın sıfır olması için baskı kurması gereklidir amma bilinen şudur ki bu baskı yeterli olamaya bilir. Her durumda seçim sonuçlarının bilgisayar programı ile yapılması sakıncalıdır. Tüm muhalefetin belirttiğimiz demokratik eksiklikleri düzeltme gayretinde ve desteğinde bir arada mücadele vermesi şarttır. Her siyasi parti şunu bilmeli ki, bu ülkede haksızlığa göz yumanlara ve haksızlık edenlere karşı ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ hala geçerlidir ve asla değiştirilemeyecektir. Türklüğe karşı olanların bu ülkede asla yeri yoktur. Ait olduklarını hissettikleri yerlere gitsinler. Kimsenin Türkiye Cumhuriyetini, Atatürk'ün yolundan saptırma yetkisi yoktur. Haddinizi biliniz. Meclis'te yeminlerinizi tek tek yaptığınızda sizlere inanmıştık ne demiştiniz:'Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine ant içerim.Şimdi bakalım. Hangisini yaptınız. Gelecek yazılarımda eğik yazı ile yazılmış bu yeminin nasıl yerine geldiğini inceleyeceğiz. Amma unutmayın ki bu ülkede her gün andımızı okuyanlar ona hala sadık ve takipçisidirler. Andımızı okumamışların, bu ülkede söz sahibi olmaları tesadüfi olamaz. Sadece şunu söylemek gerek ki, çocukluğumuzdan bu yana andımız, kimliğimiz, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ise yolumuzdur.Değiştirilemez, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017