"Bir gemle bağlanan yağız at şaha kalkıyor
Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor
Son macerayı dinlememiş varsa anlatın:
Zaptetmek isteyenler o mağrur asil atın
Beyhudedir her uzvuna bir halka bulsa da
Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da
Coştukça böyle sel gibi bağrından hisleri
Birgün başında kalmayacaktır yeisleri
Son şanlı macerasını tarihe anlatın:
Zincir içinde bağlı duran kahraman atın
Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor
Asrın baş eğdi sandığı at şaha kalkıyor".Faruk Nafız Çamlıbel bu dizelerinde "at" ile Türk milletini ebedi ifade sanatıyla anlatmaktadır. (Temseli İstiare).
"At" denince, dik başı, kartal bakışı, şaha kalkışı akla geliyor.
Başı öylesine kalkıyor ki göklerin derinlikleri bile yetmiyor. Türk milletinin ilimde, edebiyatta, sanatta, icad ve keşifte kabiliyet ve inkişafı o kadar yükselmeli ki dünyaları aşmalı. Onun içindeki asalete dışındaki şan ve şerefe yakışan budur. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in iki kelimeyle altın levhalara sırma gibi işlenen "Kâinat devleti" sözü başı şaha kalkan hamlenin çıkış noktasıdır. Fezaların sonsuzluğunun sevdasıdır Türk'ün ilerleyişi, yükselişi.
Esaret mi dediniz?
Akif'in şiirleri, Süleyman Nazif'in "Esir Arslan" konferansı kulaklarımda çınlarken, dünyanın en iştahlı küresel şakşakçıları kuzu zannettikleri Arslan'ı yakından görmek için aydan serhat boylarını izlesinler.
Kuru, hissiz, fevri kahramanlık taslama peşinde asla olmayacağımız şecaat destanlarımız hiçbir süslü anlatıma muhtaç değildir.
Bu milletin istiklal kahramanları dünyanın dengelerine tesir etmiştir. Bu korku ile milletimizi içten içe yoklamaktadırlar.
Karadeniz'de Pontus hayalleri, misyoner faaliyetleri, ekonomik baskı hezeyanları, kültür şirinlikleri "vatan" toprağında fidanımın dibine düşen tezekler gibidir. Düşmanımın kalıbı görünmesine, feryadı duyulmasına, homurtuları kahrolmasına yarar.
Beyhudedir, milletimin "sel gibi bağrından coşan hislerini" dondurmak.
Şairimiz "Son şanlı macerasını tarihe anlatın" diyor.
Şanlı macerayı anlatabilmek için Halide Ediplerin Sultan Ahmet Meydanındaki haykırışlarındaki heyecanı ancak yaşayabilenler anlatabilir.
Bu milletin birliği, kültürü, sevdası öyle okka ile tartılabilecek, deneyle görülebilecek, tansiyon aletiyle ölçülebilecek bedava mikyaslar içermez.
Devletimiz, bayrağımız, ordumuz, idaremiz, düzenimiz öyle kolay gelmedi bu günlere.
Bu satırların ardından ileriyi, milletimin göğsünde yanılmayan, asla şaşmayan iyi niyeti, vicdan muhasebesindeki ümit dolu tebessüm çiçekleriyle renkli görüyorum.
Kokusu dünyayı mest edecek kadar özlü, zengin, asil, büyüleyici.
Tıpkı şairin: "Başı Allah'a kalkıyor" dediği "at" gibi.
Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor
Son macerayı dinlememiş varsa anlatın:
Zaptetmek isteyenler o mağrur asil atın
Beyhudedir her uzvuna bir halka bulsa da
Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da
Coştukça böyle sel gibi bağrından hisleri
Birgün başında kalmayacaktır yeisleri
Son şanlı macerasını tarihe anlatın:
Zincir içinde bağlı duran kahraman atın
Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor
Asrın baş eğdi sandığı at şaha kalkıyor".Faruk Nafız Çamlıbel bu dizelerinde "at" ile Türk milletini ebedi ifade sanatıyla anlatmaktadır. (Temseli İstiare).
"At" denince, dik başı, kartal bakışı, şaha kalkışı akla geliyor.
Başı öylesine kalkıyor ki göklerin derinlikleri bile yetmiyor. Türk milletinin ilimde, edebiyatta, sanatta, icad ve keşifte kabiliyet ve inkişafı o kadar yükselmeli ki dünyaları aşmalı. Onun içindeki asalete dışındaki şan ve şerefe yakışan budur. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in iki kelimeyle altın levhalara sırma gibi işlenen "Kâinat devleti" sözü başı şaha kalkan hamlenin çıkış noktasıdır. Fezaların sonsuzluğunun sevdasıdır Türk'ün ilerleyişi, yükselişi.
Esaret mi dediniz?
Akif'in şiirleri, Süleyman Nazif'in "Esir Arslan" konferansı kulaklarımda çınlarken, dünyanın en iştahlı küresel şakşakçıları kuzu zannettikleri Arslan'ı yakından görmek için aydan serhat boylarını izlesinler.
Kuru, hissiz, fevri kahramanlık taslama peşinde asla olmayacağımız şecaat destanlarımız hiçbir süslü anlatıma muhtaç değildir.
Bu milletin istiklal kahramanları dünyanın dengelerine tesir etmiştir. Bu korku ile milletimizi içten içe yoklamaktadırlar.
Karadeniz'de Pontus hayalleri, misyoner faaliyetleri, ekonomik baskı hezeyanları, kültür şirinlikleri "vatan" toprağında fidanımın dibine düşen tezekler gibidir. Düşmanımın kalıbı görünmesine, feryadı duyulmasına, homurtuları kahrolmasına yarar.
Beyhudedir, milletimin "sel gibi bağrından coşan hislerini" dondurmak.
Şairimiz "Son şanlı macerasını tarihe anlatın" diyor.
Şanlı macerayı anlatabilmek için Halide Ediplerin Sultan Ahmet Meydanındaki haykırışlarındaki heyecanı ancak yaşayabilenler anlatabilir.
Bu milletin birliği, kültürü, sevdası öyle okka ile tartılabilecek, deneyle görülebilecek, tansiyon aletiyle ölçülebilecek bedava mikyaslar içermez.
Devletimiz, bayrağımız, ordumuz, idaremiz, düzenimiz öyle kolay gelmedi bu günlere.
Bu satırların ardından ileriyi, milletimin göğsünde yanılmayan, asla şaşmayan iyi niyeti, vicdan muhasebesindeki ümit dolu tebessüm çiçekleriyle renkli görüyorum.
Kokusu dünyayı mest edecek kadar özlü, zengin, asil, büyüleyici.
Tıpkı şairin: "Başı Allah'a kalkıyor" dediği "at" gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021