Olay 1) Tarih:17 Mayıs 2002 Cuma öğleden sonra... Yer: Nice'e 70 km mesafedeki St.Tropez sahilleri.. Birden Amerikan bayraklı ve içinde tam teçhizatlı Amerikan askerlerinin bulunduğu lastik botlar teknelerin arasında seyretmeye başlar. O ana dek süt liman olan deniz yüzeyi birdenbire karışır. Güzel havanın keyfini çıkarmak için teknelerle Fransız sularında bulunan yerli ve dünyanın dört bir bucağından gelmiş yabancı turistler, neye uğradıklarını şaşırır.Botlardaki kamuflajlı askerler, silahlı olarak yaklaştıkları tekne kaptanlarına, İngilizce, bölgeden uzaklaşmaları gerektiğini söyler. Uyarılara bir anlam veremeyen kaptanlar, uzaklaşmayı reddeder.. Ardından, St.Tropez semalarında, hangi ülkeye ait olduğu bilinmeyen üzerinde hiçbir bayrak, yazı veya işaret bulunmayan askeri bir kargo uçağının motor sesleri yankılanır. Uçak tehlikeli biçimde alçalır ve Fransız karasularında dolaşan yatların, yüzen, sörf yapan turistlerin bulunduğu bölgenin tam ortasına paraşütle bir kargo bırakır. Amerikan botlarının beklediği de budur zaten. Kargoyu alan ve botun arkasına bağlayan Amerikan askerleri, tedirgin edici biçimde teknelerin arasında dolaşmayı sürdürür. Ancak Fransız sularında kendilerine İngilizce uyarılar yapan Amerikan askerlerinin varlığı, ulusal onuruna düşkün Fransızları ve yıllardır bu sularda ekmek parasını kazanan yat kaptanlarını çileden çıkarır... Haber verilmesine rağmen, Nice ve Toulon Sahil Güvenlik'ten kimsenin olay yerine gelmemesi üzerine, kaptanlardan biri, yatını tam gaz Amerikan hücum botlarının üstüne sürer... Diğer kaptanların da desteğiyle yapılan bu sivil takip harekatının ardından, Amerikan botları, geldikleri gibi giderler...
Akşam haberlerinde televizyon yayınları olayı aksettirir, amatör bir kameranın çektiği görüntüler gösterilir. Ulusal tepki büyür, geç saatlerde alt kademeden bir Sahil Güvenlik yetkilisi operasyonun plânlı bir özel birlik tatbikatı olduğunu, yakınlardaki Amerikan üssünden kalkmış olan kargo uçağının içinde anlaşmalara göre zaten bir de Fransız subayının bulunduğunu açıklar.Fiyasko ve halkın tepkisi tam anlamıyla büyür, sonuçta yeni seçilen Chirac'ın yeni atadığı Başbakan istifa etmek durumunda kalır.
Olay 2) Tarih 2 Mayıs 2002 saat 02 sıraları. Yer Kuzey İrlanda'nın kuzeyinde Londonderry kasabasının dağlık kesimi. Limavadi İlçesi'nin Tobby Yaylası'nda IRA teröristlerine karşı arazi arama tarama çalışması yapan İngiliz İç Güvenlik Kuvvetlerine bağlı iki jandarma timi, gece farklı noktalarda karşı karşıya gelir. Karanlıkta birbirlerini terörist sanan jandarma timleri, birbirlerine ateş açarlar. Karşılıklı çatışmada bir jandarma çavuş ile bir onbaşı ölür, iki jandarma er de yaralanır.
İngiltere'de de bu affedilmeyecek yanlış üzerine kamuoyu tepkisi oluştu. Eğitimsizliğin meydana getirdiği olay birlik komutanlarına mal edildi. Sonuçta orada fatura askere çıktı ve İngiliz Jandarma Birlikleri Komutanı istifa etmek zorunda kaldı.
Fransa ve İngiltere'de böyle iki olay hiçbir zaman olmadı kıymetli okuyucu. Fakat her iki olayın sonunda sorumluların fatura ödemek durumunda kalmalarını yazmamız olayları bir ölçüde inanılır hâle getirdi.
Ne yazık ki kıymetli okuyucu, her iki olay da belirtilen tarihlerde Türkiye'de cereyan etti. Birinci olayda yer isimlerine Antalya Tekirova ve Türk karasuları; ikinci olayda ise Giresun-Dereli'yi yerleştirip bir daha okuyun. Evet bağımsızlığı sorgulayan ve eğitim yoksunluğunu meydana çıkaran affedilmez böyle iki fecaat Türkiye'de cereyan etti ve ne çare siyasi ve askeri hiç kimse sorumluluğu üzerine almadı, duymazdan geldi, kamuoyunda da yeterli tepki oluşmayınca "istifa" veya "hesap sorma" kurumu da işlemedi.
Asker olmamız, askeri gözümüzden bile sakınmamız, "Orduya sadakat şerefimizdir" düşüncesini taşımamız askerin yanlışlarını görüp aksettirmemize engel değildir.
Sorumluluk her iki olayda da onbaşının üzerine yıkılmamalıdır. Birliğinin yaptığı (ve yapamadığı) her şeyin sorumluluğu komutanda olduğuna göre faturayı, en az general seviyesinde bir makam sahibi ödemelidir. İlk olay siyasi sorumluluk da gerektirir. Orada da Savunma Bakanı ve hatta hükümet hesaba dahil edilmelidir.
Dün kendi uçaklarımızca batırılan Kocatepe; Türk Deniz Kuvvetlerinin sancak gemisi Yavuz'un dört beş sene önce Yunan kayalıklarına oturtulması ve Cizre'de peşmergelere yiyecek dağıtan kaymakama İngiliz askerinin tokat atması olaylarında birilerine ders olacak tarzda hesap sorulsa idi bu gün Giresun dağlarında iki er şehit olmaz, bağımsızlığımız AB tasallutu altında sorgulanır hâle gelmez, Amerikalılar babalarının çiftliği gibi Antalya'da sancak gösteremezdi.
Yarın Afganistan'da, Irak'ta, Bosna ve Kosova'da daha büyük fecaatlerle karşılaşmamak için bir yerden başlamak lâzımdır.
Akşam haberlerinde televizyon yayınları olayı aksettirir, amatör bir kameranın çektiği görüntüler gösterilir. Ulusal tepki büyür, geç saatlerde alt kademeden bir Sahil Güvenlik yetkilisi operasyonun plânlı bir özel birlik tatbikatı olduğunu, yakınlardaki Amerikan üssünden kalkmış olan kargo uçağının içinde anlaşmalara göre zaten bir de Fransız subayının bulunduğunu açıklar.Fiyasko ve halkın tepkisi tam anlamıyla büyür, sonuçta yeni seçilen Chirac'ın yeni atadığı Başbakan istifa etmek durumunda kalır.
Olay 2) Tarih 2 Mayıs 2002 saat 02 sıraları. Yer Kuzey İrlanda'nın kuzeyinde Londonderry kasabasının dağlık kesimi. Limavadi İlçesi'nin Tobby Yaylası'nda IRA teröristlerine karşı arazi arama tarama çalışması yapan İngiliz İç Güvenlik Kuvvetlerine bağlı iki jandarma timi, gece farklı noktalarda karşı karşıya gelir. Karanlıkta birbirlerini terörist sanan jandarma timleri, birbirlerine ateş açarlar. Karşılıklı çatışmada bir jandarma çavuş ile bir onbaşı ölür, iki jandarma er de yaralanır.
İngiltere'de de bu affedilmeyecek yanlış üzerine kamuoyu tepkisi oluştu. Eğitimsizliğin meydana getirdiği olay birlik komutanlarına mal edildi. Sonuçta orada fatura askere çıktı ve İngiliz Jandarma Birlikleri Komutanı istifa etmek zorunda kaldı.
Fransa ve İngiltere'de böyle iki olay hiçbir zaman olmadı kıymetli okuyucu. Fakat her iki olayın sonunda sorumluların fatura ödemek durumunda kalmalarını yazmamız olayları bir ölçüde inanılır hâle getirdi.
Ne yazık ki kıymetli okuyucu, her iki olay da belirtilen tarihlerde Türkiye'de cereyan etti. Birinci olayda yer isimlerine Antalya Tekirova ve Türk karasuları; ikinci olayda ise Giresun-Dereli'yi yerleştirip bir daha okuyun. Evet bağımsızlığı sorgulayan ve eğitim yoksunluğunu meydana çıkaran affedilmez böyle iki fecaat Türkiye'de cereyan etti ve ne çare siyasi ve askeri hiç kimse sorumluluğu üzerine almadı, duymazdan geldi, kamuoyunda da yeterli tepki oluşmayınca "istifa" veya "hesap sorma" kurumu da işlemedi.
Asker olmamız, askeri gözümüzden bile sakınmamız, "Orduya sadakat şerefimizdir" düşüncesini taşımamız askerin yanlışlarını görüp aksettirmemize engel değildir.
Sorumluluk her iki olayda da onbaşının üzerine yıkılmamalıdır. Birliğinin yaptığı (ve yapamadığı) her şeyin sorumluluğu komutanda olduğuna göre faturayı, en az general seviyesinde bir makam sahibi ödemelidir. İlk olay siyasi sorumluluk da gerektirir. Orada da Savunma Bakanı ve hatta hükümet hesaba dahil edilmelidir.
Dün kendi uçaklarımızca batırılan Kocatepe; Türk Deniz Kuvvetlerinin sancak gemisi Yavuz'un dört beş sene önce Yunan kayalıklarına oturtulması ve Cizre'de peşmergelere yiyecek dağıtan kaymakama İngiliz askerinin tokat atması olaylarında birilerine ders olacak tarzda hesap sorulsa idi bu gün Giresun dağlarında iki er şehit olmaz, bağımsızlığımız AB tasallutu altında sorgulanır hâle gelmez, Amerikalılar babalarının çiftliği gibi Antalya'da sancak gösteremezdi.
Yarın Afganistan'da, Irak'ta, Bosna ve Kosova'da daha büyük fecaatlerle karşılaşmamak için bir yerden başlamak lâzımdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002



































































































