AKP hükümetinin iş başında olduğu dönem, terör sorunu konusunda en iddialı sözlerin sarf edildiği yıllar olmasının yanında Türkiye'nin teröre karşı en aciz kaldığı bir dönem olarak da tarihe geçti.
Açılım ve çözüm gibi adlarla ambalajlı bir şekilde Türkiye'ye hazmettirilen süreçlerden çıka çıka 10'ar 10'ar gelen şehit cenazeleri sonucu çıktı.
Üstelik terörle mücadele edecek asker ve polisin yetkileri de bu dönemde tırpanlanırken, teröriste müdahale edilmeyince teröristin silahlarını göstere göstere şehirleri teslim aldığı bir dönem yaşandı.
Aylardır onca şehit veren asker ve polis, Başbakan'ın yazılı emri ile operasyonlar yapıyor.
Yani bu durum bugün yapılan terörle mücadele operasyonları yüzünden başta asker olmak üzere güvenlik güçlerinin gelecekte yargılanabileceği ihtimalini doğuruyor.
Hükümet bunun için Genelkurmay'ın talebiyle düzenleme hazırlığında.
Gelen bilgilere göre yasal düzenlemenin iki boyutu olacak.
Birinci boyut yetkilendirme.
Aynı sınır ötesi tezkerelerinde olduğu gibi yetkilendirmenin süresi, hangi bölgelerde geçerli olacağı yeri ve hangi yöntemleri kapsayacağı ayrıca düzenlenecek.
İkinci boyut ise güvence.
Yasa metninde, teröristle mücadelesi sırasında askere, işlediği iddia edilebilecek suçlara karşı koruma sağlanıyor. İlerleyen yıllarda görevi sebebiyle suçlanabilecek askerlerin yargılanabilmesi için soruşturma izni, Milli Savunma Bakanı veya İçişleri Bakanı onayına bağlanacak.
Önümüzdeki günlerde açıklanacak yasal düzenlemede askere soruşturma izninin siyasilerin uhdesine verilmesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başına yeni bir çuval geçirme anlamına geliyor.
Bu kez çuvalı AKP hükümetinin çok yakın dostu ABD değil, bizzat AKP'nin kendisi geçiriyor.
Bu değişiklikten sonra terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları eğer siyasetle aynı paraleldeyse pek fazla sorun olmayacak.
Ama siyasetle görüşleri ayrı düşen askerler, her zaman yargılanma tehdidiyle karşı karşıya kalacak.
Bu ülke hiçbir suç işlemediği halde düzmece iddialarla Genelkurmay Başkanlığı yapmış askerlerin bile hapse atıldığı düşünülürse bu yetkinin siyasilerce nasıl kötü kullanabileceği tahmin edilebilir.
Oysa olması gereken siyasilerin inisiyatifine bırakmadan terörle cansiperane mücadele eden asker ve polise geçici değil kalıcı bir yasal koruma sağlamak olmalıydı.
Açılım ve çözüm gibi adlarla ambalajlı bir şekilde Türkiye'ye hazmettirilen süreçlerden çıka çıka 10'ar 10'ar gelen şehit cenazeleri sonucu çıktı.
Üstelik terörle mücadele edecek asker ve polisin yetkileri de bu dönemde tırpanlanırken, teröriste müdahale edilmeyince teröristin silahlarını göstere göstere şehirleri teslim aldığı bir dönem yaşandı.
Aylardır onca şehit veren asker ve polis, Başbakan'ın yazılı emri ile operasyonlar yapıyor.
Yani bu durum bugün yapılan terörle mücadele operasyonları yüzünden başta asker olmak üzere güvenlik güçlerinin gelecekte yargılanabileceği ihtimalini doğuruyor.
Hükümet bunun için Genelkurmay'ın talebiyle düzenleme hazırlığında.
Gelen bilgilere göre yasal düzenlemenin iki boyutu olacak.
Birinci boyut yetkilendirme.
Aynı sınır ötesi tezkerelerinde olduğu gibi yetkilendirmenin süresi, hangi bölgelerde geçerli olacağı yeri ve hangi yöntemleri kapsayacağı ayrıca düzenlenecek.
İkinci boyut ise güvence.
Yasa metninde, teröristle mücadelesi sırasında askere, işlediği iddia edilebilecek suçlara karşı koruma sağlanıyor. İlerleyen yıllarda görevi sebebiyle suçlanabilecek askerlerin yargılanabilmesi için soruşturma izni, Milli Savunma Bakanı veya İçişleri Bakanı onayına bağlanacak.
Önümüzdeki günlerde açıklanacak yasal düzenlemede askere soruşturma izninin siyasilerin uhdesine verilmesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başına yeni bir çuval geçirme anlamına geliyor.
Bu kez çuvalı AKP hükümetinin çok yakın dostu ABD değil, bizzat AKP'nin kendisi geçiriyor.
Bu değişiklikten sonra terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları eğer siyasetle aynı paraleldeyse pek fazla sorun olmayacak.
Ama siyasetle görüşleri ayrı düşen askerler, her zaman yargılanma tehdidiyle karşı karşıya kalacak.
Bu ülke hiçbir suç işlemediği halde düzmece iddialarla Genelkurmay Başkanlığı yapmış askerlerin bile hapse atıldığı düşünülürse bu yetkinin siyasilerce nasıl kötü kullanabileceği tahmin edilebilir.
Oysa olması gereken siyasilerin inisiyatifine bırakmadan terörle cansiperane mücadele eden asker ve polise geçici değil kalıcı bir yasal koruma sağlamak olmalıydı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024