Araplar, ABD planıyla 'sessiz işbirliği'ne son vermek zorunda

 Filistin, Lübnan, Sudan ve Irak'ta yaşanan bölünmeler, ABD ve İsrail planlarının yanı sıra Arapların acizliğinden kaynaklanıyor. Bir uyanışa ihtiyaç var Ortadoğu'daki işgaller, ABD-İsrail müdahaleleri zemininde gerçekleşen hızlı gelişmeler ve Arapların tüm bu olaylara yönelik tutumunda bir sorun var. Bu sorun Arapların, gelişmeler üzerindeki etkilerini yok sayacak derecede büyük ve dallı budaklı. Filistin, Irak, Sudan ve Lübnan'da yaşananlara göz atıldığında bu çıkarıma kolaylıkla ulaşılabilir. Özellikle ABD ve İsrail'in tüm bu ülkelere karıştığı ayan beyan ortada; Araplarsa son derece zayıf ve ilgisiz. Bu doğal olmayan denklemin ortasında, İsrail katliamları, tahrikleri ve aslında bir İsrail planı olan Filistin iç savaşına karşı sessiz kalmak mümkün hale geldi. Bazı Araplar sonuçları düşünmeksizin Amerikan kararının arkasına sığınıyor. Oysa Ortadoğu'daki durum, ABD yönetiminin var gücüyle bölgeye hâkim olmaya, Arapları ve Müslümanları doğrudan karalamaya ve İsrail taleplerini fütursuzca yerine getirmeye çalıştığını teyit ediyor. Dolayısıyla Filistin iç savaşına ve Gazze'de yaşananları beklenmedik bir olay gibi görmek mümkün değil. İsrail Filistinlileri birbirlerinden uzaklaştırmayı yıllar boyunca planladı, daha seçimleri kazanmadan ve Filistin hükümeti kurulmadan önce Hamas'a açtığı savaşla bunu ortaya koydu. Araplar tüm bu gelişmelerden uzak kaldı veya İsrail'i etkilemeyecek tavırlar aldı. Bu durum da İsrail'e Filistin'e yönelik saldırı planını sürdürme fırsatı verdi. ABD'yse İsrail'e her türlü desteği vermekle yetinmedi, Filistin'deki siyasi anlaşmazlıkları körüklemeye, 'ılımlı ve aşırılık yanlısı Filistinliler' gibi bir ayrım yaparak bu anlaşmazlıkları zıtlaşmaya çevirmeye çalıştı. Irak'taki durum da farklı değil; zira aynı 'yıkıcı eller' burada da faaliyet gösteriyor. Lübnan'daysa her şey, ABD'nin buradaki 'varlığını' ve İsrail'in Lübnan'a yönelik hiçbir savaşında yapamadığını yapmak için iktidarı kullandığını doğruluyor. Araplar Lübnan'a da ilgisizlikle yaklaşıp Amerikan planı yönünde sürüklendi. Üstelik bu planın Lübnan'ın egemenliğine, çıkarlarına ve Arap kimliğine zarar verdiği yönündeki kanaate rağmen... Bununla birlikte, Araplar umudunu kaybetmedi; kapsamlı bir uyanışın sadece bölge sorunları üzerinde değil, uluslararası sahada da büyük etkisi olacaktır. İzzeddin Derviş/ Suriye gazetesi Teşrin, Radikal