Ammar’ın şehadetine üzülmeyen nasipsizler
Hz. Ali, Hz. Ammar’ın şehadetine de pek yanmış, hatta “Ammar’ın şehadetine üzülmeyen kişinin Müslümanlık zevkinden nasibi yoktur” demişti. Muaviye ise, Hz. Ammar’ın şehadetine, “fetihlerin fethi” demiş, pek sevinmişti
30.01.2025 11:23:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Ammar’ın şehadetine üzülmeyen nasipsizler](resimler/haberler/28/ammarin-sehadetine-uzulmeyen-nasipsizler-H1556317-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Ammar’ın şehadetine üzülmeyen nasipsizler](resimler/haberler/28/ammarin-sehadetine-uzulmeyen-nasipsizler-H1556317-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Bedir savaşında bulunmuş olan ve Hz. Muhammed (s.a.a.) tarafından şehadeti, iki tanık yerine kabul edildiği için "Zü'ş-Şehadeteyn" diye anılan Huzeyme el-Ensari, Sıffin'de Hz. Ali tarafında bulunmakla beraber savaşa katılmaktan çekiniyordu. Hz. Ammar şehit olunca, "Karşımızdakilerin azgınlar, zalimler olduğunda hiçbir şüphem kalmadı" deyip kılıcını kınından sıyırmış, şehit oluncaya dek savaşmıştır. Hz. Ammar'ın şehadetinden sonra Hz. Ali, Rabia ve Hemdan boylarına, "Siz benim zırhımsınız, silahımsınız" demiş, yanına toplanan on iki bin erle Şamlılara hücum etmiştir. Hz. Ali'nin sancağı Ebu Vakkas oğlu Utbe'nin oğlu Haşim'deydi.
Haşim, Hz. Ammar'la beraber savaşa girmişti. "Allah'y ve ahireti seven yanyma gelsin" deyip ak?amüstü tekrar tekrar ?amlylara hücum ediyordu. Bu sırada Şamlılardan bir genç, Haşim'in karşısına çıkıp, "Ben Gassan padişahlarının evladındanım. Osman'ın kanını istiyorum. Ali, Osman'ı öldürmüştür. O da, siz de namaz kılmayan adamlarsınız" gibi laflar etti.
Haşim, "Dur da dinle; Osman'ı Hz. Muhammed'in sahabesi mi öldürdü? Senin bu işle ne ilgin var. Onlar din ve bilgi ehlidir, Müslümanlarla yapacakları işi çok daha iyi bilirler. Bir an bile din hususunda ihmalleri görülmemiştir" dedi.
Genç, "Azıcık dur, çünkü ben vallahi yalan söz söylemem, yalan adama zarar verir, fayda vermez. İnsanı kötü kişi eder, bezemez" dedi. Haşim, "Bu işte senin hiçbir ilgin yok. Bu işi ehline bırak" dedi. Genç, "And olsun Allah'a, sanıyorum ki bana öğüt vermedesin" dedi. Haşim, "Evet" dedi, "Emirimizi namaz kılmamakla töhmetlendiriyorsun, hâlbuki o, Resûlullah ile ilk namaz kılan adamdır. Allah dininde
en doğru hüküm verendir, halkın Resûlullah'a en yakınıdır. Onunla beraber olan şu gördüğün kişilerin hepsi de Kur'an okurlar, geceleri teheccüd namazını kılmadan uyumazlar, kötü kişiler din hususunda seni aldatmasınlar."
Genç, "Sen temiz bir kişisin, tövbe edersem Allah tövbemi kabul eder mi?" dedi.
Haşim, "evet" dedi, "Tövbe et, Allah kabul eder, kötülükleri bağışlar."
Genç tövbe edip geri döndü. Şamlılardan biri, "Seni o Iraklı kandırdı" deyince, "Hayır, o bana öğüt verdi" dedi.
Haşim, Şamlıların sebatını görünce askerine, "Onların sebatı, Arapların âdeti olan hamiyettendir, yoksa onlar sapıktır, azgındır, hak sizde" dedi. Yanındakilerle gene şiddetle hücum etti. Artık zafer nişaneleri belirmek üzereydi. Güneş batarken Münzirü't- Tenuhi oğlu
Haris, Haşim'i yaralayıp yere düşürdü, şehit etti. Sancağı Haşim'in oğlu Abdullah aldı ve yanındakilere şu sözleri söyledi:
"İnsanlar! Haşim, Allah kullarından bir kuldu. Kulların rızıklarını takdir eden, yaptıklarını hesap eyleyen, ecellerini tayin buyuran Allah'tır. Rabbi onu çağırdı, o da hiç isyan etmediği Rabbinin davetine icabet etti. Allah'ın emrine uymuştu, Resûlullah'ın amcasının oğluna, ilk
inanana, dinde en iyi hüküm verene, Allah'ın helal ettiğini helal ederek şehirlerde cevir ve fesat eden Allah düşmanlarına karşı durana itaat ederek savaştı. Şeytan onları azdırmış, suçu, düşmanlığı onlara güzel göstermiştir. Allah'ın çizdiği sınırları bozanlarla, Resûlullah'ın sünnetini değiştirenlerle, Allah dostlarına karşı gelenlerle savaşın."
Hz. Ali, Haşim'in şehadetine pek üzüldü, ona bir mersiye söyledi. Hz. Ammar'ın şehadetine de pek yanmış, hatta, "Ammar'ın şehadetine üzülmeyen kişinin Müslümanlık zevkinden nasibi yoktur" demişti.
Muaviye ise, Hz. Ammar'ın şehadetine, "fetihlerin fethi" demiş, pek sevinmişti. Budeyl oğlu Abdullah ile Hz. Ammar, Hz. Ali'nin sağ ve
sol kollarıydı, "ikisini de kestik" sözü de yine Muaviye'nin sözlerindendir.
Şamlılar, Haşim'in şehadetinden de pek memnun olmuşlardı. Hatta Hz. Ammar'ın şehadeti üzerine, Muaviye'nin, "Onu biz öldürmedik, buraya getiren öldürdü" diye hadisi te'vil etmesine karşı, "O halde Hamza'yı da Vahşi öldürmedi, onu Uhud'a götüren Hz. Peygamber öldürdü" diyecek kadar ileriye varan Amr bile, "Biz Haşim'i de, Ammar'ı da zorla öldürdük, Budeyl'in de iki oğlunu katlettik" diye bir beyit söyledi.
Haşim, Hz. Ammar'la beraber savaşa girmişti. "Allah'y ve ahireti seven yanyma gelsin" deyip ak?amüstü tekrar tekrar ?amlylara hücum ediyordu. Bu sırada Şamlılardan bir genç, Haşim'in karşısına çıkıp, "Ben Gassan padişahlarının evladındanım. Osman'ın kanını istiyorum. Ali, Osman'ı öldürmüştür. O da, siz de namaz kılmayan adamlarsınız" gibi laflar etti.
Haşim, "Dur da dinle; Osman'ı Hz. Muhammed'in sahabesi mi öldürdü? Senin bu işle ne ilgin var. Onlar din ve bilgi ehlidir, Müslümanlarla yapacakları işi çok daha iyi bilirler. Bir an bile din hususunda ihmalleri görülmemiştir" dedi.
Genç, "Azıcık dur, çünkü ben vallahi yalan söz söylemem, yalan adama zarar verir, fayda vermez. İnsanı kötü kişi eder, bezemez" dedi. Haşim, "Bu işte senin hiçbir ilgin yok. Bu işi ehline bırak" dedi. Genç, "And olsun Allah'a, sanıyorum ki bana öğüt vermedesin" dedi. Haşim, "Evet" dedi, "Emirimizi namaz kılmamakla töhmetlendiriyorsun, hâlbuki o, Resûlullah ile ilk namaz kılan adamdır. Allah dininde
en doğru hüküm verendir, halkın Resûlullah'a en yakınıdır. Onunla beraber olan şu gördüğün kişilerin hepsi de Kur'an okurlar, geceleri teheccüd namazını kılmadan uyumazlar, kötü kişiler din hususunda seni aldatmasınlar."
Genç, "Sen temiz bir kişisin, tövbe edersem Allah tövbemi kabul eder mi?" dedi.
Haşim, "evet" dedi, "Tövbe et, Allah kabul eder, kötülükleri bağışlar."
Genç tövbe edip geri döndü. Şamlılardan biri, "Seni o Iraklı kandırdı" deyince, "Hayır, o bana öğüt verdi" dedi.
Haşim, Şamlıların sebatını görünce askerine, "Onların sebatı, Arapların âdeti olan hamiyettendir, yoksa onlar sapıktır, azgındır, hak sizde" dedi. Yanındakilerle gene şiddetle hücum etti. Artık zafer nişaneleri belirmek üzereydi. Güneş batarken Münzirü't- Tenuhi oğlu
Haris, Haşim'i yaralayıp yere düşürdü, şehit etti. Sancağı Haşim'in oğlu Abdullah aldı ve yanındakilere şu sözleri söyledi:
"İnsanlar! Haşim, Allah kullarından bir kuldu. Kulların rızıklarını takdir eden, yaptıklarını hesap eyleyen, ecellerini tayin buyuran Allah'tır. Rabbi onu çağırdı, o da hiç isyan etmediği Rabbinin davetine icabet etti. Allah'ın emrine uymuştu, Resûlullah'ın amcasının oğluna, ilk
inanana, dinde en iyi hüküm verene, Allah'ın helal ettiğini helal ederek şehirlerde cevir ve fesat eden Allah düşmanlarına karşı durana itaat ederek savaştı. Şeytan onları azdırmış, suçu, düşmanlığı onlara güzel göstermiştir. Allah'ın çizdiği sınırları bozanlarla, Resûlullah'ın sünnetini değiştirenlerle, Allah dostlarına karşı gelenlerle savaşın."
Hz. Ali, Haşim'in şehadetine pek üzüldü, ona bir mersiye söyledi. Hz. Ammar'ın şehadetine de pek yanmış, hatta, "Ammar'ın şehadetine üzülmeyen kişinin Müslümanlık zevkinden nasibi yoktur" demişti.
Muaviye ise, Hz. Ammar'ın şehadetine, "fetihlerin fethi" demiş, pek sevinmişti. Budeyl oğlu Abdullah ile Hz. Ammar, Hz. Ali'nin sağ ve
sol kollarıydı, "ikisini de kestik" sözü de yine Muaviye'nin sözlerindendir.
Şamlılar, Haşim'in şehadetinden de pek memnun olmuşlardı. Hatta Hz. Ammar'ın şehadeti üzerine, Muaviye'nin, "Onu biz öldürmedik, buraya getiren öldürdü" diye hadisi te'vil etmesine karşı, "O halde Hamza'yı da Vahşi öldürmedi, onu Uhud'a götüren Hz. Peygamber öldürdü" diyecek kadar ileriye varan Amr bile, "Biz Haşim'i de, Ammar'ı da zorla öldürdük, Budeyl'in de iki oğlunu katlettik" diye bir beyit söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.