A'mak-ı Hayal çizgi roman oldu
Filibeli Ahmed Hilmi'nin meşhur romanı A'mak-ı Hayal, çizgi roman olarak yayımladı. İlk cildi Tuti Kitap'tan çıkan eser, iki cilt halinde yayımlanacak
23.02.2016 00:00:00
A'mak-ı Hayal'i çizgi roman olarak okuyucuyla buluşturan çizer Mustafa Ahmet Kara, "Çizgi roman yapmak hayalimdi, A'mak-ı Hayal'i çizerek bunu gerçekleştirdim. Bu benim ilk çizgi romanım oldu. Teklifi aldığım sırada askerdeydim, henüz böyle bir düşüncem yoktu ama kabul ettim ve kitabı okumaya başladım. Kitapta kendimden çok şey buldum" dedi.
Yüz yıl önce yazıldığı halde evrensel bir dile sahip olduğu için daha kolay anlaşıldığını ve çizgi romana dönüştürülmeye uygun olduğunu söyleyen Kara, "Eser içerik olarak insanları güzelliğe, kendisini sorgulamaya ve içsel bir yolculuğa sevk ediyor. Kitabın konsept tasarımı ve çizgi romana uyarlama sürecinde çok keyif aldım" ifadelerini kullandı.
Kitabı çizgi diline çevirmeden önce ciddi bir araştırma içine girdiğini kaydeden Kara, şunları anlattı:
"Yüz yıl önce yazılmış bir kitabı yeni bir formata aktarma sürecinde doğan boşlukları doldurmam, çizgi dili olarak da modern dili kullanarak standartları yakalamam gerekiyordu. Hikayeyi özümsediğim kadarıyla aktarmayı denedim. Bir yıl içerisinde çizimi tamamladım. İstediğimiz gibi bir iş çıkartmayı başardık."
Kitabı hazırlarken yüz yıl önce geriye gitmek ve o dünyayı görsel olarak tasarlamanın kendisini zorladığını ifade eden Kara, anlatılan hikayeleri tasarlayabilmek için eski dönem minyatürlerini araştırdığını ve yaşanılan dönemdeki insanların saç ve sakal tipine kadar incelediğini belirtti.
Kara, çizgi romanın Avrupa'da güçlü olduğunu, Türkiye'de ise ancak mizahla ayakta kalabildiğini ifade ederek, "Türkiye'de çizgi roman mizah olmadan okunmaz gibi bir algı var. Biz bu algıyı kırmaya çalıştık. Hayatı bütünüyle algılamak ve içeriği derinleştirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Türkiye, çizgi roman ve anime konusunda dışardan tüketiyor" diyen Kara, şu ifadeleri kullandı:
"Biz artık tüketen değil üreten olmalıyız. Hazırladığımız eserleri dışarıya pazarlamalıyız. Onlar da Türkiye'den kaliteli işlerin çıktığını görsünler. Özellikle Batılıların kafasındakiyle bizim yaşadığımız dünya çok farklı, bunları kırmak biraz da çizgi romanın işi. Çizginin sadece siyasi bir çatışma aracı olmaması lazım."
Yüz yıl önce yazıldığı halde evrensel bir dile sahip olduğu için daha kolay anlaşıldığını ve çizgi romana dönüştürülmeye uygun olduğunu söyleyen Kara, "Eser içerik olarak insanları güzelliğe, kendisini sorgulamaya ve içsel bir yolculuğa sevk ediyor. Kitabın konsept tasarımı ve çizgi romana uyarlama sürecinde çok keyif aldım" ifadelerini kullandı.
Kitabı çizgi diline çevirmeden önce ciddi bir araştırma içine girdiğini kaydeden Kara, şunları anlattı:
"Yüz yıl önce yazılmış bir kitabı yeni bir formata aktarma sürecinde doğan boşlukları doldurmam, çizgi dili olarak da modern dili kullanarak standartları yakalamam gerekiyordu. Hikayeyi özümsediğim kadarıyla aktarmayı denedim. Bir yıl içerisinde çizimi tamamladım. İstediğimiz gibi bir iş çıkartmayı başardık."
Kitabı hazırlarken yüz yıl önce geriye gitmek ve o dünyayı görsel olarak tasarlamanın kendisini zorladığını ifade eden Kara, anlatılan hikayeleri tasarlayabilmek için eski dönem minyatürlerini araştırdığını ve yaşanılan dönemdeki insanların saç ve sakal tipine kadar incelediğini belirtti.
Kara, çizgi romanın Avrupa'da güçlü olduğunu, Türkiye'de ise ancak mizahla ayakta kalabildiğini ifade ederek, "Türkiye'de çizgi roman mizah olmadan okunmaz gibi bir algı var. Biz bu algıyı kırmaya çalıştık. Hayatı bütünüyle algılamak ve içeriği derinleştirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Türkiye, çizgi roman ve anime konusunda dışardan tüketiyor" diyen Kara, şu ifadeleri kullandı:
"Biz artık tüketen değil üreten olmalıyız. Hazırladığımız eserleri dışarıya pazarlamalıyız. Onlar da Türkiye'den kaliteli işlerin çıktığını görsünler. Özellikle Batılıların kafasındakiyle bizim yaşadığımız dünya çok farklı, bunları kırmak biraz da çizgi romanın işi. Çizginin sadece siyasi bir çatışma aracı olmaması lazım."
