Yeni Mesaj gazetesinin arşivine girip herhangi bir yazarımızın yazılarına geriye doğru bir göz atan herkes tarımla ilgili yüzlerce makaleye rastlayacaktır.
Bu konuda en az yazan benim, benin yazdıklarım bile yüz rakamına yaklaşmıştır.
Aynı şekilde Meltem-Mesaj gurubu televizyonlarının arşivlerinde tarımla ilgili yüzlerce programa rastlamak mümkündür.
Adem Birinci'nin "Milletin Efendisi" adlı programı Türkiye'de tarım ve hayvancılıkla ilgili programlarda tek başına çığır açmıştır.
Diyeceğim o ki; sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın yönlendirmesi ile, gündemde tutması ve bu işin kitabını yazması ile bu kadro Türkiye'de tarım konusunda yazılması gerekeni yazmıştır, yapılması gereken uyarıları zamanında yapmıştır.
Bağımsız Türkiye Partisi kadroları Anadolu'yu köşe-bucak dolaşarak, tarla tarla, bağ bağ, bahçe bahçe gezerek tarımın çok hayati, çok stratejik bir konu olduğunu ısrarla anlatmış ve yapılması gerekeni de detayları ile söylemiştir.
Milletimiz, bu kadronun söylediklerine, bu basın-yayın gurubunun yayınlarına kulak vermediği, dikkat kesilmediği için bugün bu malum hastalığa hazırlıksız yakalanmıştır.
Yazılan Milli Ekonomi Modeli tezinin ve Meltem- Medya basın-yayın gurubunun altın mesabesindeki önerilerini dinlemediği için bugün en yetkili ağızdan "dağ-taş ekilecek" şeklindeki oldukça geç kalmış bir tedbiri duymak zorunda kalmıştır.
Bu küresel musibetle boğuşan tüm dünya devletleri, vatandaşını evde tutmak için kesenin ve kasanın ağzını sonuna kadar açarken, bizim yöneticilerimiz yardım kampanyaları düzenlemekte ve alınması gereken tedbirlerde geç kalmaktadır.
Yirmi seneden beri tarım nüfusunu şehirlere yığmak için, köylüyü tarlasından-toprağından soğutmak ve koparmak için atılan bütün adımları, yapılan bütün düzenlemeleri yandaş medya günde beş vakit alkışlarken, Sayın Baş ve kadrosu "yapmayın-etmeyin, tarım konusunda yapacağınız yanlışlar başka yanlışlara benzemez" şeklinde feryad edip durdular.
Şimdi yavaş yavaş, tüm devletler kendi kabuğuna çekiliyor, sahip olduğu özellikle gıda ürünlerinin ihracatını kısıtlıyor, hatta durduruyor.
Bu küresel musibet uzarsa, aylara yayılırsa sadece bizde değil, tüm dünyada gıda sıkıntısı baş gösterecektir ve hazinesi altın dolu olan, döviz dolu olan ülkeler bile dışarıdan bir ton buğday alamayacaktır.
Bu derde giriftar olmadan yıllar önce, atılan yanlış adımlar sonucu biz zaten gıda maddelerinde ithalatçı ülkelerden birisi idik, şimdi işler daha kötüye doğru gidiyor.
Son söz; altın öğüt almayanın altını pula döner.
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025