Alman basını katliamı böyle gördü
Almanya’nın Hanau kentinde iki nargile kafeye düzenlenen, 5'i Türkiye kökenli 9 kişinin öldürüldüğü saldırı Alman basının başlıca yorum konusu.
21.02.2020 17:30:00





Mannheimer Morgen gazetesi failin internet üzerinden radikalleştiğine dikkat çeken bir yoruma yer vererek, "Fail son derece derin bir düşmanlıkla hareket etti, son derece bilinçli bir biçimde göçmen kökenli insanları öldürdü. Aşırı sağcı fanatizmini, aynı kafadan olduğu yakınlarıyla köşedeki bir meyhanede değil internette tamamen anonim kalarak besledi" diye yazdı.
Süddeutsche Zeitung ise şunları kaydetti: "Tehdit bu denli büyük olduğu müddetçe sinagogların ve camilerin daha iyi izlenmesi şart. Özel kişilerin, spor olarak atıcılık yapanların otomatik el silahlarını evlerinde bulunduramaması da tedbirler arasında yer almalı. Ancak devletin atacağı adımlar yeterli görülemez. Herkes ve her birey yükümlülük altındadır. Kötü, şakalardan başlar ve gündelik ırkçılığın itirazsız bir biçimde kabul edilmesine kadar gider. Bazı şeylerin adını da net bir biçimde koymak gerekir, misal: AfD'ye (aşırı sağ eğilimli parti) oy veren kendini de sağ köşeye konumlamış olur zira bu partide bulunan aşırı sağcıları da seçmiştir. Bu ülke, bu ülkenin toplumsal düzeni, ister Kaufbeuren'dan ister Edirne'den ya da Krakow'dan gelmiş olsun bu ülkenin insanları savunulmaya değerdir."
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinden siyasetçiler ise Hanau'daki saldırıyı failin akli dengesinin yerinde olmamasıyla izah eden yorumlar yaptı ve sağ terör tanımlamasından kaçındı.
Zeit Online bu yorumları şu şekilde eleştirdi: "Şu ana kadar hiç kimse bir teşhis koymuş değil. Kendi halkının yüce ve diğerlerinin 'kabiliyetlerinin' eksik olduğuna dair düşüncelerini, aşırı sağın yazı ve konuşmalarında da benzer şekilde bulmak mümkün. Ucuz bir numara."
Neue Osnabrücker Zeitung ise "AfD Neonazilerle arasına mesafe koymadığı müddetçe, o da sorunun bir parçasıdır. Öfkeli vatandaşlar açısından şu açık olmalı: Manevi kundakçılara, demokrasi ve edep düşmanlarına oy vermenin özrü yoktur" diye yazdı.
Süddeutsche Zeitung ise şunları kaydetti: "Tehdit bu denli büyük olduğu müddetçe sinagogların ve camilerin daha iyi izlenmesi şart. Özel kişilerin, spor olarak atıcılık yapanların otomatik el silahlarını evlerinde bulunduramaması da tedbirler arasında yer almalı. Ancak devletin atacağı adımlar yeterli görülemez. Herkes ve her birey yükümlülük altındadır. Kötü, şakalardan başlar ve gündelik ırkçılığın itirazsız bir biçimde kabul edilmesine kadar gider. Bazı şeylerin adını da net bir biçimde koymak gerekir, misal: AfD'ye (aşırı sağ eğilimli parti) oy veren kendini de sağ köşeye konumlamış olur zira bu partide bulunan aşırı sağcıları da seçmiştir. Bu ülke, bu ülkenin toplumsal düzeni, ister Kaufbeuren'dan ister Edirne'den ya da Krakow'dan gelmiş olsun bu ülkenin insanları savunulmaya değerdir."
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinden siyasetçiler ise Hanau'daki saldırıyı failin akli dengesinin yerinde olmamasıyla izah eden yorumlar yaptı ve sağ terör tanımlamasından kaçındı.
Zeit Online bu yorumları şu şekilde eleştirdi: "Şu ana kadar hiç kimse bir teşhis koymuş değil. Kendi halkının yüce ve diğerlerinin 'kabiliyetlerinin' eksik olduğuna dair düşüncelerini, aşırı sağın yazı ve konuşmalarında da benzer şekilde bulmak mümkün. Ucuz bir numara."
Neue Osnabrücker Zeitung ise "AfD Neonazilerle arasına mesafe koymadığı müddetçe, o da sorunun bir parçasıdır. Öfkeli vatandaşlar açısından şu açık olmalı: Manevi kundakçılara, demokrasi ve edep düşmanlarına oy vermenin özrü yoktur" diye yazdı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.