Mal-mülk ve makam ihtirasları dünden bugüne insanoğlunun bitmeyen kavgasıdır. Öyle bir kavga ki! Kardeş kardeşi, eşini veya anne-babasını veya topyekûn bir topluluğu, milleti yok ettirecek cinsten.
Yazık değil mi? Kimin mülkünde, neyi bölüşemiyor insanoğlu?
Mülkün sahibinin kim olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. İşte O Allah'ın mülkünde yine O'nun nimetlerini bölüşemiyor insanoğlu.
Oysa O Allah ki (c.c), "nimetlerimi saymaya kalksanız bitiremezsiniz" buyurarak nimetlerinin sınırsız olduğunu beyan ediyor.
O zaman bu kavganın asıl sebebi ne? İnsanoğlunun doymayan ihtirasları… Sorun sınırsız nimetlerin paylaşımı.
İnsanlık bir paylaşım savaşı veriyor. Hem de hakkı olmadan, hem de haddi olmadan, hem de bütün nimetler paylaştırılmışken.
Bu gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modelinde şöyle ifade ediyor; "Dünyadaki kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar sınırlıdır. Sınırsız olan insanın ihtiraslarıdır."
İşte insanlık sırf ihtirasları için vahşileşti, helali-haramı göz ardı etti, haddi aştı.
Hele bu tablonun en vahşi şekilde İslam Coğrafyasında yaşanması büyük bir utanç sebebidir.
Neyi bölüşemiyorsunuz ey Müslümanlar? Hani mülk Allah'ındır, diyordunuz! Hani O'nun verdiğini alacak, vermediğini de verecek yoktur, diyordunuz!
Yoksa bu sözleri de Müslümanların gönlünü kazanıp dünyalık mal, mülk, makam elde etmek için mi kuruyordunuz?
Senin kalbine dünyalık mal, makam sevgisi girmişse sen ıslah olmazsın. Çünkü senin kalbine su kaçmış. Nasıl mı yani!
Gönül erbabından Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin şu tasviriyle anlatayım;
"Bu dünyada mal, mülk sahiplerinin hali, derin sularda yüzmekte olan gemiye benzer.
Gemi suyun üstünde olduğu müddetçe, su ne kadar derin ve çok olursa olsun gemiye zararı dokunmaz. Gemi hep yüzer.
Fakat su, geminin içine girecek olursa, o zaman iş değişir ve gemi kısa sürede batabilir. Geminin emin adımlarla hedefe ulaşabilmesi için gemi daima suyun üstünde yani gemi suyun içinde, su geminin içinde olmamalıdır.
İşte dünya malı da böyledir. Eğer o kişinin gönlüne dünya malı, sevgisi girerse zararlı olur.
Çünkü onun girdiği yerde Allah sevgisi kalmaz. Fakat kişinin içi hep Allah sevgisi ile dolu olur da, mal hep dışarıda kalırsa yani gönlüne girmezse, ne kadar çok olursa olsun, ona zarar vermez.
Demek ki, esas olan mal, mülk, servet sahibi olmak değildir. Bilakis mal, mülk ve servet sevgisini gönle sokmamaktır." (Müzekkin Nüfus, sh.99)
Bu gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş şöyle özetler;
"İslam'da reddedilen madde (mal, mülk, makam vs), nefis hesabına kazanılan ve insanı, Hak'tan koparan başka bir ifade ile nefsin önünde put mesabesinde olan maddedir.
O halde İslam maddeyi değil bu anlayışı reddediyor. Hak hesabına maddeyi kazanmak ise ibadettir…" (İslam ve Hz. Mevlana, sh.82)
"İslam'da reddedilen madde (mal, mülk, makam vs), nefis hesabına kazanılan ve insanı, Hak'tan koparan başka bir ifade ile nefsin önünde put mesabesinde olan maddedir.
O halde İslam maddeyi değil bu anlayışı reddediyor. Hak hesabına maddeyi kazanmak ise ibadettir…" (İslam ve Hz. Mevlana, sh.82)
İnsanlık yüz yıllardır paylaşım savaşı daha doğrusu güçlülerin vahşetine tanık oluyor.
Bu paylaşım vahşetinin dünkü organize adı saltanattı, krallıktı, imparatorluktu, derebeylikti, aşiretti vs.
Bugünkü adı ise kapitalizmdir.
Prof. Dr. Haydar Baş hem bu sistemi, hem de vahşete dönüşen paylaşım savaşlarını bitirmek için Milli Ekonomi Modelini ortaya koydu.
Herkes zengin olamaz. Ama herkesin insanca yaşama hakkı vardır. Bu hakkı ona, "yarattıklarımın rızkına kefilim" diyen Yüce Allah vermiştir.
Bu hakkın güncel adı fakirlik sınırıdır. Yani 6.500 TL'dir. Bu hakkı vermek devletin görevidir.
Eğer hak verilmiyorsa bunun ilk müsebbibi devlet değil bireyin kendisidir. İnsanca yaşamak için hakkına sahip çıkmayan, istemeyen vatandaştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025