Pfizer-BioNTech firmasının COVID 19 için geliştirdiği aşı FDA'nın acil kullanım izni vermeye başlamasıyla birlikte insanlara uygulanmaya başladı. İngiltere'de iki hemşirede aşı yapıldıktan kısa bir süre sonra alerjik reaksiyon gelişmesi üzerine, alerjisi olan kişilerin aşılanması gerekip gerekmediği konusundaki endişeler tetikledi. Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, normalde aşılara karşı alerji riskinin düşük olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Bir milyon dozda 1.31 oranında alerjik şok gelişme riski olduğu bildirilmektedir. Aşının, alerjik şok gelişmesi durumunda müdahale edilebilecek ortamda yapılması çok önemlidir. Herhangi bir alerjik reaksiyonun gelişmesi ihtimaline karşı, aşı yapılan kişinin 30 dakika süreyle aşı yapılan sağlık kurumundan ayrılmaması önerilmektedir. Alerjik reaksiyonun tedavisinde ilk yapılması gereken adrenalin uygulanması olduğu için alerjik şok riskine karşı adrenalinin hazır olması gereklidir. Öte yandan Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısına bağlı anafilaksiye, aşı içindeki polietilen glikol (PEG) maddesinin (makrogol) neden olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle bu aşı, polietilen glikole karşı ciddi bir alerjik reaksiyon geçmişi olduğu bilinen kişilere uygulanmamalıdır. Polietilen glikoller (PEG'ler) veya makrogoller, yiyecekler, kozmetikler ve ilaçlar gibi günlük ürünlerde bulunan hidrofilik polimerlerdir. PEG maddesine bağlı alerjik şok gelişmesi nadir bir durumdur. Erken alerjik şok belirtileri hafif bir alerjik reaksiyona benzeyebilir ve başlangıçtaki hafif belirtilerin bir alerjik şok reaksiyonu haline gelip gelmeyeceğini tahmin etmek genellikle zordur.
Bu nedenle aşı yapıldıktan sonra 30 dakika içinde gelişen burun kaşınması, nezlenin gelişmesi veya hafif bir kurdeşenin gelişmesi, ağız ve dudakta kaşınma, karın ağrısı ve hafif kusma gibi belirtilerin de alerjik şokun belirtileri olduğu bilinmelidir. Aşıdan sonra bu belirtilerin görülmesi durumunda da hızla gerekli tedavi verilmesi ve özellikle PEG içermeyen acil müdahale ilaçları verilmesi ve gerektiğinde adrenalin tedavisinin vakit geçirmeden yapılması ölümcül reaksiyonları önleyecektir." ŞEVKET TEPETAŞ
"Bir milyon dozda 1.31 oranında alerjik şok gelişme riski olduğu bildirilmektedir. Aşının, alerjik şok gelişmesi durumunda müdahale edilebilecek ortamda yapılması çok önemlidir. Herhangi bir alerjik reaksiyonun gelişmesi ihtimaline karşı, aşı yapılan kişinin 30 dakika süreyle aşı yapılan sağlık kurumundan ayrılmaması önerilmektedir. Alerjik reaksiyonun tedavisinde ilk yapılması gereken adrenalin uygulanması olduğu için alerjik şok riskine karşı adrenalinin hazır olması gereklidir. Öte yandan Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısına bağlı anafilaksiye, aşı içindeki polietilen glikol (PEG) maddesinin (makrogol) neden olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle bu aşı, polietilen glikole karşı ciddi bir alerjik reaksiyon geçmişi olduğu bilinen kişilere uygulanmamalıdır. Polietilen glikoller (PEG'ler) veya makrogoller, yiyecekler, kozmetikler ve ilaçlar gibi günlük ürünlerde bulunan hidrofilik polimerlerdir. PEG maddesine bağlı alerjik şok gelişmesi nadir bir durumdur. Erken alerjik şok belirtileri hafif bir alerjik reaksiyona benzeyebilir ve başlangıçtaki hafif belirtilerin bir alerjik şok reaksiyonu haline gelip gelmeyeceğini tahmin etmek genellikle zordur.
Bu nedenle aşı yapıldıktan sonra 30 dakika içinde gelişen burun kaşınması, nezlenin gelişmesi veya hafif bir kurdeşenin gelişmesi, ağız ve dudakta kaşınma, karın ağrısı ve hafif kusma gibi belirtilerin de alerjik şokun belirtileri olduğu bilinmelidir. Aşıdan sonra bu belirtilerin görülmesi durumunda da hızla gerekli tedavi verilmesi ve özellikle PEG içermeyen acil müdahale ilaçları verilmesi ve gerektiğinde adrenalin tedavisinin vakit geçirmeden yapılması ölümcül reaksiyonları önleyecektir." ŞEVKET TEPETAŞ