Verilen sinyallere bakılırsa, AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan da Amerika'nın eyalet valiliğine hizmetlerine dönmüş bugüne kadar ki AKP siyasetiyle artık Türkiye'ningitmediğini görmeye başladı.
Erdoğan, düşürülen Rus uçağına ilişkin "bir pilotun hatası" değerlendirmesi yaptı.
AKP sözcüsü Numan Kurtulmuş da önceki gün resmen, dış politika değişikliği zaruri; Rusya, Suriye ve İsrail ile ilişkilerde ciddi yeni adımlar atılması lazım, dedi.
Laf ile, fetih tiyatrolarıyla peynir gemisi yürümezken, devlet gemisi yürür mü? Yürümüyor. Bıçak kemiğe dayandı.
İlişkiler rayına girsin diye "diplomatik özür" dileyecekler; ama ona da nefisleri elvermiyor. Halk arasında yayılan tabirle halifeliği, kendi tabirleriyle başkanlığa soyundular.
Son sinyaller mecburen iyimser? Ama AKP'nin kapkara dış politik sicili iyimserliği ortadan kaldırıyor.
AKP'nin BOP şefi Amerika, PKK'nin Suriye kolu YPG arması takıp Rakka'da IŞİD operasyonu yaparak, başkanlığa soyunmuş Erdoğan ve ekibini tersköşeye yatırdığı ve yüzüstü bıraktığı için mi, bunlar sağa-sola selam vermeye çalışıyor, sorusunu akla getiriyor.
Zira mesela Avrupa Birliği, 2012'de Türkiye'yi ters köşeye yatırdığında; Erdoğan'ın Putin'e "Bizi Şangay Beşlisi'ne alın. Biz de AB işinden vazgeçelim" dediğini, köşeye sıkıştıklarında bu türden AKP beyanlarını çok duyduk.
Bunların nasiplerine ve tevafuka bakın ki, dün "İsrail, en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı, Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!" diye AKP'yi eleştiren Kurtulmuş, AKP'ye zıplayıp hükümet sözcüsü olunca bugün "İsrail ile ilişkilerimizde yeni ciddi adımlar atacağız" diyor.
AKP'den önceki Kurtulmuş şunu demişti : "İsrail'in bilinen 30 binin üzerinde nükleer silahı var.BM'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda, İsrail'in nükleer kapasitesi var mı, yok mu diye oylama yapıldı. Ne yazık ki Türkiye çekimser kaldı, yokum dedi. İsrail yanlısı karar verdi.
Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!
9 ayda dilimde tüy bitti, geçen Mayıs ayında, Türkiye İsrail'in OECD üyeliğini onayladı. Yapmayın dedim. Veto ettiğimiz takdirde İsrail'in üye olması mümkün değil. İsrail 1967 savaşlarından beri en büyük diplomatik zaferini Türkiye sayesinde kazandı."
Dün AKP'ye bunları diyen Kurtulmuş, şimdi İsrail temennası çekiyor?!
Allah bunların bu ikircikli hallerini, Türk milleti ayıksın diye apaçık gösteriyor.
AKP iktidarı, yanlış ve Amerikan güdümlü dış politika ile sadece hariciyemizi bitirmedi, ekonomimize en ağır darbeyi de vurdu.
Libya'yı vurdular; inşaat başta olmak üzere 45-50 milyar dolarlık ticaret, taahhüt, sermaye ve yatırım battı.
Suriye ile olan kardeşliği bitirip fitne ve düşmanlık başlattılar; Güneydoğumuzu besleyen can damarları kurudu, resmi rakamlarla her yıl 3 milyar dolar, gayr-i resmi rakamlarla 6-7 milyar dolarlık ticaretimiz yok oldu.
Erdoğan'ın şimdi "bir pilotaj hatası" diye viraj almaya çalıştığı AKP'nin uçak düşürme işgüzarlığının Türkiye'ye maliyeti, sadece sebze ve meyvelerimizin bağda-bahçede çürümesi değil? 25-30 milyar doları bulan dış ticaret hacmimizsekteye uğradı. Türk müteahhit ve işadamlarının 60 milyar doları bulan yatırımları baltalandı.
Irak, İran, Mısır, Yemen vs. ülkelerle olan milyarla dolarlık ticari zararlarımız cabası.
Koca bir devlet bütçesi batırdılar; işadamları ve halk buna artık dayanamaz!
AKP iktidarı, bu yanlışların maliyetini ne FETÖ'ya yükleyerek, ne de yarım kelime ile alaşağı ettikleri A. Davutoğlu'nu fatura ederek kapatamaz.
Kendilerine ait bir çözüm, bir model, bir program var mı? O da yok? Zaten olmadığı için Amerika'nın eyalet valiliği siyasetiyle bir o yana bir bu yana yalpalıyor.
Bu kavşakta Türkiye'nin de, AKP'nin de tek çıkış yolu vardır. O da, BTP lideri Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri, bağımsız, onurlu ve Gazi M. Kemal Atatürk'ten tevarüs etmiş "yurtta sulh, cihanda sulh" eksenli dış politik duruştur.
Gerisi dalaş, savaş ve ikircikli siyasetle iflastır.
Erdoğan, düşürülen Rus uçağına ilişkin "bir pilotun hatası" değerlendirmesi yaptı.
AKP sözcüsü Numan Kurtulmuş da önceki gün resmen, dış politika değişikliği zaruri; Rusya, Suriye ve İsrail ile ilişkilerde ciddi yeni adımlar atılması lazım, dedi.
Laf ile, fetih tiyatrolarıyla peynir gemisi yürümezken, devlet gemisi yürür mü? Yürümüyor. Bıçak kemiğe dayandı.
İlişkiler rayına girsin diye "diplomatik özür" dileyecekler; ama ona da nefisleri elvermiyor. Halk arasında yayılan tabirle halifeliği, kendi tabirleriyle başkanlığa soyundular.
Son sinyaller mecburen iyimser? Ama AKP'nin kapkara dış politik sicili iyimserliği ortadan kaldırıyor.
AKP'nin BOP şefi Amerika, PKK'nin Suriye kolu YPG arması takıp Rakka'da IŞİD operasyonu yaparak, başkanlığa soyunmuş Erdoğan ve ekibini tersköşeye yatırdığı ve yüzüstü bıraktığı için mi, bunlar sağa-sola selam vermeye çalışıyor, sorusunu akla getiriyor.
Zira mesela Avrupa Birliği, 2012'de Türkiye'yi ters köşeye yatırdığında; Erdoğan'ın Putin'e "Bizi Şangay Beşlisi'ne alın. Biz de AB işinden vazgeçelim" dediğini, köşeye sıkıştıklarında bu türden AKP beyanlarını çok duyduk.
Bunların nasiplerine ve tevafuka bakın ki, dün "İsrail, en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı, Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!" diye AKP'yi eleştiren Kurtulmuş, AKP'ye zıplayıp hükümet sözcüsü olunca bugün "İsrail ile ilişkilerimizde yeni ciddi adımlar atacağız" diyor.
AKP'den önceki Kurtulmuş şunu demişti : "İsrail'in bilinen 30 binin üzerinde nükleer silahı var.BM'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda, İsrail'in nükleer kapasitesi var mı, yok mu diye oylama yapıldı. Ne yazık ki Türkiye çekimser kaldı, yokum dedi. İsrail yanlısı karar verdi.
Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!
9 ayda dilimde tüy bitti, geçen Mayıs ayında, Türkiye İsrail'in OECD üyeliğini onayladı. Yapmayın dedim. Veto ettiğimiz takdirde İsrail'in üye olması mümkün değil. İsrail 1967 savaşlarından beri en büyük diplomatik zaferini Türkiye sayesinde kazandı."
Dün AKP'ye bunları diyen Kurtulmuş, şimdi İsrail temennası çekiyor?!
Allah bunların bu ikircikli hallerini, Türk milleti ayıksın diye apaçık gösteriyor.
AKP iktidarı, yanlış ve Amerikan güdümlü dış politika ile sadece hariciyemizi bitirmedi, ekonomimize en ağır darbeyi de vurdu.
Libya'yı vurdular; inşaat başta olmak üzere 45-50 milyar dolarlık ticaret, taahhüt, sermaye ve yatırım battı.
Suriye ile olan kardeşliği bitirip fitne ve düşmanlık başlattılar; Güneydoğumuzu besleyen can damarları kurudu, resmi rakamlarla her yıl 3 milyar dolar, gayr-i resmi rakamlarla 6-7 milyar dolarlık ticaretimiz yok oldu.
Erdoğan'ın şimdi "bir pilotaj hatası" diye viraj almaya çalıştığı AKP'nin uçak düşürme işgüzarlığının Türkiye'ye maliyeti, sadece sebze ve meyvelerimizin bağda-bahçede çürümesi değil? 25-30 milyar doları bulan dış ticaret hacmimizsekteye uğradı. Türk müteahhit ve işadamlarının 60 milyar doları bulan yatırımları baltalandı.
Irak, İran, Mısır, Yemen vs. ülkelerle olan milyarla dolarlık ticari zararlarımız cabası.
Koca bir devlet bütçesi batırdılar; işadamları ve halk buna artık dayanamaz!
AKP iktidarı, bu yanlışların maliyetini ne FETÖ'ya yükleyerek, ne de yarım kelime ile alaşağı ettikleri A. Davutoğlu'nu fatura ederek kapatamaz.
Kendilerine ait bir çözüm, bir model, bir program var mı? O da yok? Zaten olmadığı için Amerika'nın eyalet valiliği siyasetiyle bir o yana bir bu yana yalpalıyor.
Bu kavşakta Türkiye'nin de, AKP'nin de tek çıkış yolu vardır. O da, BTP lideri Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri, bağımsız, onurlu ve Gazi M. Kemal Atatürk'ten tevarüs etmiş "yurtta sulh, cihanda sulh" eksenli dış politik duruştur.
Gerisi dalaş, savaş ve ikircikli siyasetle iflastır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019