Başbakan Davutoğlu büyük bir heyecanla, "Çözüm süreci hedefine ulaşma yolunda önemli bir aşamaya geldi. Demokratik yolla getirilecek her şeye hazırız" diyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu konuda, "Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek. Cumhurbaşkanlığı makamı bu işlerin dışında değil" diyor.İmralı cenahı, 10 şartını ifade etti "Bunlar gerçekleşirse süreç işleyecek, Öcalan büyük kongreyi toplayacak ve PKK silah bırakacak" diyor. PKK'nın merkezi Kandil ise, "Kabul etmiyoruz" diyor.İşte AKP-İmralı-HDP-Kandil müzakereleriyle yürütülen çözüm sürecinin geldiği son nokta bu? Türkiye'nin teröre en stratejik konularda taviz vermesi kesin şartlarla belirtiliyor; buna rağmen PKK'nın silah bırakması sadece ihtimal dahilinde, kesin bir şey yok.Peki, AKP hükümeti, demokratik süreç adı altında Türkiye'nin hangi değerlerini pazarlık konusu olarak masaya yatırıyor; bunları Öcalan'ın 10 emrinde görebiliyoruz.Hükümet, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana temelini oluşturan hususların ön şart olarak müzakere masasına gelmesinden pek rahatsızmış gibi görünmüyor; hatta Davutoğlu demokratik yolla gelsin de ne olursa olsun mantığında?Demokratik yolla namusunuzu isteyene de namusunuzu verecek misiniz? Bizim inancımıza göre vatan namustur, bayrak namustur, milli ve manevi değerlerimizin hepsi namusumuzdur.Öcalan'ın 10 emrinin detaylarını irdeleyelim:* Demokratik siyasetin içeriği tartışılmalı: Bu madde, ister dağda olsun, ister ovada silahlı-silahsız tüm teröristlerin siyaset yapabilmesini talep ediyor. Aralarında Öcalan'a affın ve genel affın da bulunduğu düzenlemeler isteniyor. Örgüte üye olmayanların da örgüt üyesi gibi yargılanmasını sağlayan TCK 220 ve TCK 314 maddelerinin değiştirilmesi ya da iptali isteniyor.* Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması: Bu şartla birlikte demokratik bir özerklik isteniyor. Kobani örneğinde böyle bir özerkliğin, kısa zaman sonra güneydoğumuzun Yahudi Barzani'ye teslim edilmesi anlamına geldiğini gördük.* Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumlaşmasına ilişkin başlıklar: PKK çizgisindeki tüm siyasi, kültürel, ekonomik örgütlerin sivil toplum örgütü kabul edilmesi isteniyor. Sivil toplum örgütlerinin Türkiye'nin tamamında faaliyet yürüttüğü dikkate alındığında, PKK'nın siyasal açılımının sadece güneydoğu ile sınırlı kalmayacağını, sürecin demokratik özerklikle bitmeyeceğini anlıyoruz.* Çözüm sürecinin sosyo-ekonomik boyutları: Bu şartla kurulacak özerk bölgenin ekonomik olarak güçlendirilmesi isteniyor. Ekonomik imtiyazın Türkiye'nin geri kalan bölgelerindeki neden olacağı karışıkları düşünün. Ayrıca PKK'ya en büyük darbeyi vuran, terörle mücadelede TSK'nın önünü açan koruculuk sisteminin de kaldırılması amaçlanıyor.* Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin kamu düzeni ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması: Bu, AKP'nin ortaya koyduğu İç Güvenlik Paketi'nin PKK'yı ve yandaşlarını kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmesini amaçlıyor. HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın, "İç Güvenlik Paketi ile ilgili bazı değişiklikler yapılacaktır. Bizim itiraz ettiğimiz haliyle çıkmayacak" ifadelerine bakılırsa, bu paket PKK'lı olmayan her Türk vatandaşını hedef alacak. * Kimlik kavramı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın gelişmesi: Lozan'da tanımlanan Türk milleti ve Türk kimliğinin devre dışı bırakılarak İngilizlerin bastırdığı gibi etnik kökenlerin ön plana çıkarılması; milletin paramparça olması anlamına geliyor.* Demokratik cumhuriyet, ortak vatan, milletin demokratik ölçülerle tanımlanması, yasal ve anayasal güvence: Bu, Anayasa'nın ilk üç maddesinde yer alan devlet, vatan ve millet kavramlarının yerle bir edilmesini amaçlıyor. Türkiye'nin üniter yapısının değiştirilip, federal bir cumhuriyet olması; vatanın bölünmez bütün olmasının kaldırılıp "ortak vatan" gibi ucube bir yapıya dönüştürülmesi; milletin de etnik kökenlere parçalanması talep ediliyor.* Bütün bu şartları sağlayacak yeni bir anayasa: Öcalan yukarıda bahsettiğimiz ya da perde arkasında olup da bilmediğimiz her türlü tavizin anayasa değişikliğiyle güvence altına alınmasını talep ediyor.Kısaca, terörle müzakere eden ve bu şartları kabul etmeye meyilli olan AKP siyaseti, başkanlık hayali uğruna, bir seçim daha kazanma uğruna devletin, milletin, vatanın, birlik ve beraberliğimizin altına dinamit koyuyor.Bu dinamit patladığında emin olun ki ne başkanlığın ne de uğruna bütün değerlerimizi pazarlık masasına koydukları o koltuğun kendilerine bir faydası olmayacaktır.Milletimizin tek çıkış yolu Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ısrarla dediği gibi, "Üniter yapının muhafazasıdır" ve 7 Haziran'da Milli Ekonomi Modeli iktidara getirilerek sosyal hukuk devleti vurgusu yapan mevcut anayasamızın icraat olarak da altı doldurulmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025