Buda soru mu kardeşim, diyen olabilir. Ama yaşadığımız gerçekleri, akıl ve mantık terazisine koyduğumuzda ortaya çıkan soru budur: AKP, % 3 oy alabilir mi?
Bu gerçeği Türk siyasetinde tek dillendiren lider Bağımsız Türkiye Partisi Lideri Hüseyin Baş'tır. Neden? Çünkü olaylara akıl, mantık boyutuyla bakıyor.
BTP'nin Pazar günü gerçekleştirdiği İstanbul il kongresinde de, bu konuyu bir kez daha gündeme getirdi.
Sayın Baş, kongrenin final konuşmasında, 'bugün yaşadığımız ekonomik tablo planlı bir soygundur' diyerek ekonominin nasıl çökertildiğini, devletin zenginliklerinin nasıl peşkeş çekildiğini, yandaş medya patronlarına, iş adamlarına, mütahitlere milletin malının nasıl pay edildiğini anlattı.
Devlet bankalarını örnek verdi. Yandaş medyaya, tüpçüye verilen 750 milyon dolarlık krediyi sorguladı. Bu kişiye ve kişilere verilen krediler neden çiftçiye faizsiz verilmiyor, sorusunu sordu.
'Esad ile görüşmem ama 15 Temmuz'un finansörleri ile görüşürüm' mantığının ortaya çıkardığı sonuçları anlatıp, ne yapılması gerektiğini anlattı.
Ve dedi ki: 'Ülkemizin gündemi iktidar partisinin % 3 oy alıp-alamayacağı olmalıdır. Ülkemizi getirdiği noktada iktidar partisinin, % 50+1 oy alıp-alamayacağı konuşuluyorsa bu başlı başına bir eğitim sorunudur. Bunun adı demokrasi değildir'.
Bu cümleyi şöyle bir düşünelim ve soralım: 19 yıllık AKP iktidarı ve Sayın Erdoğan, cumhuriyet tarihi boyunca iktidar olmuş partilere ve siyasetçilere yönelttikleri suçlama, itham ve karalamalardan hangisi ile bugün muhatap olmadı?
Hepsi ve daha fazlası ile. Yıllardır karalaya karalaya bitiremedikleri eski Türkiye'den daha kötü duruma düşürdüler ülkeyi ve milleti.
21. yüz yılda bu ülkede salatalık, domates, biber kuyrukları gördük mü? Gördük.
Benzin, mazot kuyrukları gördük mü? Gördük.
Ucuz ekmek kuyrukları devam ediyor. 'Askıda ekmek' kavramını bu iktidar döneminde öğrendik.
Bizzat Sayın Erdoğan, geçmiş iktidarları batının kuklası, emir eri olarak tabir ediyordu. İzin verilmediği için S-400'leri kuramıyoruz.
Sayın Erdoğan, 'paramızı pul ettiler' diyordu. Paramızı pul etti.
Sayın Erdoğan, 'erken seçim değil hemen seçim' diyordu. Şimdi seçim isteyenlere, 'hain, mandacı' diyor.
Sayın Erdoğan önceki iktidarları, 'dış güçler mazeretine sığınmakla' suçluyordu. Şimdi tek sığınak o oldu.
Erdoğan ve kadrosu ülkemizin bu noktaya gelmesinin faillerini tek tek açıklıyorlar. Kim onlar?
Emperyalistler, dış güçler, mandacı ekonomistler/siyasetçiler, faiz baronları, ekonomik sabotajcılar, yerli işbirlikçiler, patates-soğan stokçuları, market zincirleri vs.
Peki, bu ülkede 19 yıldır iktidar olan parti kim? AKP. Eğer bir parti 19 yıl o koltukta oturup hala mazeretlere sığınıyor, aldatıldık, kandırıldık diyorsa akıl ve mantık boyutunda o partinin sandıktan % 3 oy alması bile büyük başarıdır.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın vurgu yaptığı bu gerçeği AKP'de çok iyi biliyor.
Nasıl mı? Daha dün, 'ne stratejisinmiş! Stratejik olanı da satacağız, olmayanı da satacağız' diyenler bugün Devletin bekasına ve güvenliğine yönelik tehditlerin ele alındığı, bu tehditlere karşı önlemlerin tartışıldığı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantı ve sonuç bildirisine 'ekonomi' başlığını eklediler.
Bu başlığın amacını yandaş Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu net cümlelerle açıkladı.
Okan Bey, 'ekonomiye özel başlık açılmasının' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni ekonomi politikalarına karşı çıkan partilere ve eylem yapan toplum kesimlerine uyarı anlamına geldiğini yazdı.
MGK'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilan ettiği yeni ekonomik kodların "devlet politikası" olduğunu kayda geçirdiğini savunan Okan Bey, 'Muhalif siyaseti ve toplum kesimlerini hareketlendirmek isteyen çevrelere de "oyununuzu görüyoruz" uyarısını da barındırmaktaydı.' dedi.
Yani iktidar, ülke içerisinde kendi icraatlarına destek vermeyen, eleştirenleri beka tehdidi olarak görüyor.
Ama gözden kaçırdıkları! Kanunla, yasaklarla, itham ve hedef göstermelerle ülkenin ekonomisinin düzelmeyeceği, boş tencerenin kaynamayacağı gerçeğidir.
Haliyle Türkiye'nin önündeki tek çıkış Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Neden? Ekonomi reçetesi, dünya tescillidir. Sosyal devlet projelerinin merkezi insandır ve 'bu ülkenin Türkünü Kürdünü, Lazını Çerkesini, Alevisini Sünnisini, sağcısını solcusunu... Tamamını bir araya getirme' azminde olan bir lidere sahiptir.
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025