Musalla taşında yatan merhum ya da merhume için böyle bir soru sorulsaydı ve siz de o cemaat içinde bulunsaydınız "iyi biliriz" deyip geçerdiniz. Ama halihazırda icra makamında olan bu hükümet hakkında sorulan böyle bir soruyu böyle kolayca geçiştiremezsiniz. Özellikle de, bağnaz değilseniz, partizan değilseniz, vatanınıza sevdalı, bayrağınıza aşık, bağımsızlığınıza düşkün, dininizi baştacı eden birisi iseniz "iyi biliriz" demeniz mümkün değil.
Güvenoyu alıp göreve başladığı günden beri sırtını millete dönmüş, yüzünü ise bu milletin düşmanlarına çevirmiş bir hükümet görüntüsü devam ediyor.
Milletin ve memleketin mutlak aleyhine olan fakat AB'nin buyrukları, ABD'nin talimatları doğrultusunda olan yasaları çıkarmak için mesai üstüne mesai yapan ve genellikle gece yarısından sonra yasa çıkaran hükümet, milletin kanayan bir yarasını sarmaya yönelik bir yasa teklifi olursa hemen karnım ağrıyor, başım ağrıyor, dişim zonkluyor gibi bahanelerle köşeye çekilen görüntüsünü devam ettiriyor.
Yabancılara vatan topraklarının satışının önünü açan yasa yapılıp yürürlüğe girdiğini, millet şu kadar milyon metrekare toprak satıldıktan sonra öğrendi.
İmar yasasında değişiklik yaparak mescid kavramını silip, ibadethane şekline çevirerek yani yeni kiliselerin açılmasına imkan sağlayan düzenlemenin yapıldığını, Anadolu'nun dört bir yanında mantar gibi kilise-evlerin artmasından sonra ancak millet haberdar oldu. Yani, direkt bu milletin inancına kasteden, vatanını parçalamaya yönelik, bağımsızlığının altını oyan yasalar için belli ki hükümetimiz gece gündüz mesai yapmış ve sonuçlandırmış. Ama mesela, hakkında yasaklayıcı bir kanun maddesi de bulunmayan başörtüsü probleminin çözümü gündeme gelince sayın hükümetimiz "toplumsal mutabakat" aradığını söylüyor yani topu taca atıyor ve iki buçuk yıldır yaptığı gibi sırtını millete dönüp oturuyor.
Sahi siz AKP hükmetini nasıl bilirsiniz?
Güvenoyu alıp göreve başladığı günden beri sırtını millete dönmüş, yüzünü ise bu milletin düşmanlarına çevirmiş bir hükümet görüntüsü devam ediyor.
Milletin ve memleketin mutlak aleyhine olan fakat AB'nin buyrukları, ABD'nin talimatları doğrultusunda olan yasaları çıkarmak için mesai üstüne mesai yapan ve genellikle gece yarısından sonra yasa çıkaran hükümet, milletin kanayan bir yarasını sarmaya yönelik bir yasa teklifi olursa hemen karnım ağrıyor, başım ağrıyor, dişim zonkluyor gibi bahanelerle köşeye çekilen görüntüsünü devam ettiriyor.
Yabancılara vatan topraklarının satışının önünü açan yasa yapılıp yürürlüğe girdiğini, millet şu kadar milyon metrekare toprak satıldıktan sonra öğrendi.
İmar yasasında değişiklik yaparak mescid kavramını silip, ibadethane şekline çevirerek yani yeni kiliselerin açılmasına imkan sağlayan düzenlemenin yapıldığını, Anadolu'nun dört bir yanında mantar gibi kilise-evlerin artmasından sonra ancak millet haberdar oldu. Yani, direkt bu milletin inancına kasteden, vatanını parçalamaya yönelik, bağımsızlığının altını oyan yasalar için belli ki hükümetimiz gece gündüz mesai yapmış ve sonuçlandırmış. Ama mesela, hakkında yasaklayıcı bir kanun maddesi de bulunmayan başörtüsü probleminin çözümü gündeme gelince sayın hükümetimiz "toplumsal mutabakat" aradığını söylüyor yani topu taca atıyor ve iki buçuk yıldır yaptığı gibi sırtını millete dönüp oturuyor.
Sahi siz AKP hükmetini nasıl bilirsiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025