AKP başörtüsü yasağını kaldırmak istemiyor!

Başörtüsü yasağı aslında Anayasa'ya konulacak birkaç kelimelik bir yasa maddesiyle bir daha yaşanmayacak şekilde çözülebilir bence. Mecliste Anayasa'yı değiştirebilecek çoğunluğu elde edebilmiş olan hemen her hükümet bu sorunu kökünden çözüme kavuşturabilir ve bir daha kimsenin böyle bir hak ihlaliyle karşı karşıya gelmemesi böylelikle sağlanmış olur.Gerçekten de Anayasa'da teminat altına alınırsa bu haksız ve hukuksuz yasak bir daha yaşanmayacaktır. Ama aynı zamanda bu yasağın tarihe karışmasıyla birlikte siyasiler de seçim sathı mahallinde sürekli olarak istismar ettikleri bir şeyi de ellerinden kaçırmış olacaklardır. Bundan dolayıdır ki, bu yasağı kaldırabilecek imkana sahip olan geçmiş hükümetler gibi şimdiki hükümet de yasağın kaldırmamak için ipe un seriyor.AKP hükümetinden gelen açıklamalara bakılırsa hükümet, yeni YÖK başkanını atanmasıyla birlikte üniversitelerde başörtüsü yasağını uygulatmayacak, ama altını çizerek söylüyorum, Anayasa'da teminat altına alınmadığı için öğrencilerin bu özgürlüğü gelecek yıllarda yine Anayasa gerekçesiyle ellerinden alınabilecektir. Eğitim hayatları geçmişte olduğu gibi rektörlerin ağzından çıkacak kelimelere bağlanmış olan başörtülü öğrenciler, her zaman atılma korkusunda yaşamaya mahkûm kalmış olacaklar.Yani AKP hükümeti bence başörtüsü yasağını bir sopa gibi kullanacak. Seçim dönemi geldiğinde "eğer AKP değil de başka bir parti iktidara gelirse üniversitelerdeki başörtülü kızlarımızı okullarından atarlar" fısıltılarıyla iktidarı garanti edip, oylarını artırmanın çaresine bakacaklar. Ya böyle şey olur mu? diye düşünenler varsa, 22 Temmuz seçimlerinden önceki siyasi, sosyal ve ekonomik manzarayı hatırlasın. AKP hükümeti, ekonomide sağlandığı söylenen sözde istikrar bozulursa ülke allak bullak olur diyerek, borç batağına maksatlı bir şekilde batırılmış olan yüz binlerle ifade edilebilecek borçlu vatandaşlarımızı yönlendirmeye çalışmış ve seçim sonuçlarına bakılırsa bu yönlendirmeyle hükümetin istediği sonuçları elde ettiği görülmektedir.Zaten borçlarını ödeyemeyen tarım köylüsüne, seçimden kısa zaman önce taksitlendirme imkânları tanınmış ve "eğer biz iktidar olmazsak bu taksitlendirmeden yararlanamazsınız" ifadeleriyle tarım köylüsünü de yönlendirmişlerdir. Ülkedeki sözde istikrar ve borçlarını ödeyemeyen insanların içinde bulundukları çıkmazı, seçmenlere karşı kullanmaktan çekinmeyen siyasiler, şimdi de iktidar koltuğuna oturabilmek için daha önce farklı farklı şekillerde kullanmış oldukları başörtüsünü yeniden siyasi emellerine alet etmek istemektedirler.Yukarıda da kısaca ifade etiğim gibi on binlerce başörtülü genç kızımızın üniversitede okuduklarını düşünün. Buraya kadar iyi. Ama en geç 2011 yılında gerçekleşecek olan genel seçimlerde -şimdiden emin olabilirsiniz ki- hükümet, "eğer bizi seçmezseniz başörtüsü yasağı tekrar geri döner" tehdidiyle millete gizli ya da aşikâr baskı uygulayacaktır. Farklı konularda bu baskıyı millete zaten uygulamış bir hükümettir AKP. Dolayısıyla aslında tamamen kaldırılmasına hiçbir engel yokken başörtüsü yasağını Anayasal bir çözüme kavuşturmayı siyasiler istememektedir. Başörtüsü özgürlüğü Anayasa'da garanti altına alınmış olan bir Türkiye, bundan dolayı siyasilerin işine gelmemektedir.