Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yargılama yetkisini bir önceki yazımızda incelemiştik (Yeni Mesaj/28.12.2020).
AHİM kararlarının yerine getirilip getirilmediği Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nce denetlenmektedir.
Sözleşmeci devletler yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (AİHS) onaylayan devletlerin, Mahkeme kararlarının uygulanması için gereken önlemleri almaları gerekir. Bu şu demek; Sözleşmeye aykırılığı tespit edilen durumun ortadan kaldırılması, ilgili devletin sorumluluğundadır. Her sözleşmeci devlet, kararın nasıl yerine getirileceğini, buna ilişkin şekli ve içeriğini kendisi belirleyecektir. İlgili devlet ihlâli sona erdirmek ve olabildiğince ihlâl öncesi durumu yeniden sağlayacak şekilde ihlâlin sonuçlarını giderme yükümlülüğü altındadır. Devletlerin Mahkeme kararlarına uyma yükümlülüğü çerçevesinde, alınacak önlemin ihlâlin etkilerini ortadan kaldıracak nitelikte olması gerekmektedir.
Devlet, ihlâlin sona ermesini sağlayacak, zarar gören tarafı sözleşme ihlâlinden önceki durumuna mümkün olduğunca kavuşturacak ve bu ihlâller ile benzer yeni ihlâllerin doğmasını önleyecek ya da devamlı nitelikteki ihlâllere son verecek önlemler almak durumundadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilmiş bir kararın ilgili devlet tarafından yerine getirilmemesi durumunda sözleşmede bir yaptırım öngörülmemiştir. Sözleşmede yaptırıma yer verilmemesi önemli bir boşluktur.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Mahkeme kararlarının yerine getirilmesini denetleme yetkisine sahip olsa da, ilgili devleti karara uymaya zorlama yetkisi yoktur. Burada normal bir icra mekanizması çalışmaz.
Geriye, yaptırım için tek yol kalıyor; Avrupa Konseyi Kurucu Statüsünün 8.maddesine göre karara uymayan devletin Konsey üyeliği geçici olarak askıya alınır ya da üyeliğine son verilir.
Türkiye, taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46.maddesine göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararına uymayı taahhüt etmiştir. Taahhüdünü ihlâl eder de Mahkeme'nin kesinleşmiş kararına uymazsa, Konsey üyeliği tehlikeye girer.
2021 Mart'ında AB (Avrupa Birliği) liderler zirvesinde Türkiye'ye uygulanacak yaptırımlar ele alınacak. Bu şartlarda hukukun üstünlüğü ilkesi yara alırsa, ülke gündemindeki hukuk reformu da inandırıcılığını kaybeder. Ve AB'nin eline koz vermiş oluruz.
Çelişkiye bakar mısınız:
Adalet Bakanı, Hâkim ve savcılara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ve Anayasa Mahkemesinin kararlarına uyun derken Hakim ve Savcılar Kurulunu da uyararak terfi konusunda bunu nazara alın, yani kararlara uymayan hâkim ve savcıları terfi ettirmeyin, ihtarında bulunuyor.
Akabinde Cumhurbaşkanı'ndan tam aksine bir açıklama geliyor: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı Türkiye'yi bağlamaz…
Bu ne yaman çelişkidir; önce bir karar verelim… Uyacak mıyız, uymayacak mıyız? Yoksa başkaları bizim yerimize karar verir, biletimizi keser!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023