Sosyal medyayı biraz takip ettiğimizde günümüz toplumunun gündemi, ilgi alanı, duygu ve düşünceleri hakkında yeterince bilgi sahibi olabiliyoruz.
Geçenlerde Twitterda TT (TrendTopic) olan bir başlık dikkatimi çekti. Konuyla ilgili yaklaşık 2 milyon tweet atılmıştı. Merak ettim açtım, baktım.
Güney Koreli bir rapçinin doğum günüymüş. Genç kızlar gibi makyaj yapmış hatta dudaklarını bile rujla boyatmış genç bir delikanlı. Bu kadar tweet Türkiye'den mi atılmış yoksa dünyanın değişik ülkelerinden de mi atılmış anlayamadım. Ancak okuduğum tweetlerin tamamı Türkçe idi. Tweetleri atanların hemen hemen tamamı, bizim ortaokul ve lise çağındaki canımız, ciğerimiz, geleceğimizin teminatı yavrularımız.
Yıllarca yapboz tahtasına çevrilen eğitimimizin, çocuklarımızı getirdiği acı durum. Önlerine bu toprakların yetiştirdiği nice kahramanlar örnek olarak konmadığı için, kendilerine idol olarak seçtikleri bambaşka kültürlere ait, bize göre garip, onlara göre ise uğurlarında ölünecek kadar gözlerinde ve gönüllerinde büyüttükleri acayip tipler.
Danıştay tarafından yasaklanan andımız tartışmalarını bir de bu açıdan değerlendirelim.
BTP Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş'ın bu konudaki açıklaması oldukça manidar. "Atamıza sözümüzü her sabah tazelememizde çok büyük fayda var. Mehmet Akif Ersoy'un da dediği gibi, 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli... İşte o ezanlar, o şehadetler ile her gün biz bunu duya duya o içsellikle birlikte kendi kodlarımıza aşinalığımız tazeliyoruz. İşte Atamıza olan sevgimizi ve O'nun ilkelerine olan bağlılığımızı da her gün kendimize hatırlatırsak çok güzel nesiller yetiştireceğimize inanıyorum."
Geleceğimizin teminatı olan yavrularımızı, gençlerimizi, milli ve manevi değerlerimizden uzak, sınavdan sınava koşan yarış atı gibi yetiştirdiğimizde, önümüze çıkan sonuç, başka kültürlere ait kişileri idol edinmeleri, ölümüne onları sevmeleri ve onlar gibi olmaya çalışmaları…
Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, 'benim aidiyet duygum çok yüksektir' derdi. Mensup olduğu millete, yaşadığı vatana, doğduğu büyüdüğü topraklara, mahalleye, ilçeye, şehre ve mensup olduğu aileye karşı müthiş bir aidiyet duygusu vardı. Aynı duyguyu dostlarına ve arkadaşlarına karşı da beslerdi.
Çok iyi bir eğitimci olduğu için gerek eğitim hayatındaki öğrenciler olsun gerekse etrafındaki dostlarına başta ailesi olmak üzere vatanını, milletini ve bütün bunlara ait değerleri canı pahasına sevmeyi ve korumayı tavsiye ederdi.
Ekonomik olarak geri kalmışlık ve geçim sıkıntısından dolayı devletine karşı aidiyet duygusu zayıflamış olan Doğu ve Güneydoğu bölgemiz için düşündüğü mali yardımlar düşüncesinden vatandaşlık maaşı projesi doğmuştu. Bu proje ile devletine, milletine, vatanına ait milli duyguları zayıflamış, aidat duyguları azalmış insanlarımızın vatanı, milleti ve kendi yararına kazanılmasını hedeflemişti.
Şurası da bir hakikat ki; bu milletin genlerinde bu aidiyet duygusu zaten var. En küçük bir milli başarıda hemen filiz verip küllerinden yeniden doğuyor. Bu vatanın ve milletin yıllarca içeriden ve dışarıdan gelen bunca yıkıcı faaliyetleri rağmen hala ayakta durmasının sırrı da burada.
Milletimizin genlerindeki bu aidiyet duygusunu açığa çıkaracak, bu milleti çağın getirdiği en üst noktalara taşıyacak olan bu konuda da plan ve projesi olan genç genel başkan ile BTP kadrolarıdır.
18 Mart Çanakkale Zaferi'ni kutladığımız şu günlerde bizi kurtaracak yegane çözüm de budur.
- İpin ucu kaçtı / 18.09.2021
- El Kaide, Taliban, İŞİD / 13.09.2021
- Unutturulan hakikatler / 03.09.2021
- Sonradan görmeler... / 02.04.2021
- Demokratik krallık / 27.03.2021
- Aidiyet duygusu / 20.03.2021
- Yine haklı çıktı / 13.03.2021
- Ölçüyü Ehl-i Beyt’ten almak / 06.03.2021
- İkra kitabeke / 26.02.2021