Canım ülkem Türkiyem, çok garip bir ülke olmaya devam ediyor.
Her gün yeni bir gündem… Artık o kadar hızlı gündem değişiyor ki takip etmek için özel zaman ayırmak gerekiyor.
Merkez Bankası başkanının değişmesi ile başlayan haftanın gündemi İstanbul sözleşmesinden çekilmemiz, koruma tedbirlerinin hiçe sayıldığı AKP kongresi, ardından Ayasofya imamının siyasete yön verme çabaları, yeni anayasa tartışmaları ve nihayet Cumhurbaşkanı isterse Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden çekilebiliriz tartışmaları ile devam etti.
Son anayasa değişikliği referanduma giderken o dönem beraber hareket eden iktidar ve şimdiki adı FETÖ olan ortağı, "darbe anayasasını değiştiriyoruz" diyerek evet propagandası yapıyorlardı.
Hatta FETÖ elebaşı mezardan ölüleri bile çıkarıp evet oyu verdirmek lazım diyordu.
Millet neyi oyladığından habersiz bir kuru gürültü ile referanduma gidiyordu.
Muhalefet dersen onlarda millete neyi oyladıklarını anlatmaktan aciz, belki de kendileri de neye hayır dediklerini bilmiyorlardı.
Ebedi genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş, o dönem tek cümle ile olayı özetleyip; "Demokratik Krallık getiriliyor" demişti. Bununla da yetinmeyip yapılan değişiklikle yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek elde toplanacağını, yargının iktidar ve ortakları tarafından etki altına alınacağını maddeler halinde hazırlatıp muhalefeti de bu konuda bilgilendirmişti.
Aynen onun dediği gibi oldu. O dönem, iktidarın ortağı olan FETÖ, yargıyı ele geçirip, ordumuza ardı arkası kesilmeyen kumpaslar kurdu. Birçok muvazzaf üst düzey asker hapsedildi, ordudan ihraç edildi. Yerlerine ise FETÖ'cü askerler atanarak 15 Temmuz'a kadar gelindi.
Yasama, yürütme de yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile tek kişide toplanıp ülke kararnamelerle yönetilir hale geldi.
Daha önce 600 kişilik parlamentodan geçen yasalar, kararlar bir gecede cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile iptal edilir hale geldi. Veya parlamentonun çıkarması gereken yasalar bir gecede cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yürürlüğe kondu.
5 yılda bir değişmesi gereken ve özerk olduğu iddia edilen Merkez Bankası Başkanı, 2 yılda 4 kere değiştirildi. Piyasalarda güvensizlik hâkim oldu. Tepki ise dövizin patlaması ile gerçekleşti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile çok hızlı kararlar alıp, ülkeyi düzlüğe çıkaracağını iddia edenler, ülkeyi hem ekonomik olarak hem de ahlaki olarak uçurumun kenarına getirdiler.
Kendileri için ayrıcalıklı bir toplum oluşturdular. Adalet ve hukuk, kendileri için ayrı, vatandaşlar için ayrı çalışır oldu.
Vatandaşa yasaklanan işleri kendileri için serbest oldu.
Bütün bunlar; "haberiniz olsun demokratik krallık getiriyorlar" ve "zifiri karanlık bir döneme giriyoruz" diyen Hocam Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i yine haklı çıkarmıştır.
Onu dinlememenin faturasını ağır bedeller ile öder duruma gelmişiz.
Allah akıbetimizi hayretsin.
- İpin ucu kaçtı / 18.09.2021
- El Kaide, Taliban, İŞİD / 13.09.2021
- Unutturulan hakikatler / 03.09.2021
- Sonradan görmeler... / 02.04.2021
- Demokratik krallık / 27.03.2021
- Aidiyet duygusu / 20.03.2021
- Yine haklı çıktı / 13.03.2021
- Ölçüyü Ehl-i Beyt’ten almak / 06.03.2021
- İkra kitabeke / 26.02.2021