Siyasi yazılar yazmak, gündemi takip edenler için oldukça kolaydır. Önemli olan yazdıklarının okuyanları ne kadar etkilediğidir.
Bizim okuyucu kitlemiz, ebedi Genel Başkanımızın yetiştirmesi ile toplumu, olayları, gündemi anlamak ve okumak konusunda bayağı mahirdir. Onun için onlara günlük gündem ve siyasi gelişmeleri yorumlamak, aynı düşünceleri ve aynı duyguları paylaşmaktan ibaret oluyor.
Biraz dışarı açılınca durum çok farklı… Yıllarca anlattığımız halde insanlar, anlamış gibi görünüyorlar ama kalpleri bir türlü mutmain olmuyor.
Devleti idare edenlerin, yapmış olduğu icraatlarının, haktan, adaletten, hukuktan, liyakatten ne kadar uzaklaştığını anlat anlat anlamıyorlar.
Geçenlerde bir dostumun ofisinde biriyle karşılaştım. Konu siyasete gelince "abi ben de bazı icraatlardan rahatsızım. Ama biz olaya dava olarak bakıyoruz. Biz Allah rızası için destekliyoruz." dedi. Dedim ki "sen Allah rızasını yanlış yerde arıyorsun. Allah'ın; adaletsizliğin, liyakatsizliğin, haksızlığın, hukuksuzluğun olduğu yerde rızası olmaz." Kendi şahsı için köşkler, saraylar, yazlık saraylar, uçaklar, daha büyük uçaklar ve alabildiğince israfı, itibardan tasarruf olmaz yalanıyla gerekli görenler, emeklisine 1500 TL maaşı çok görüyorlar. 1.500 TL maaş alan o emekliler de köşklerde saraylarda yaşayanları dava diyerek Allah rızası için savunuyorlar ve destekliyorlar.
Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, bu kitlelere yıllarca "asgari ücret 5000 TL olacak, emekliler de en az 5.000 TL alacak, başkaları sizin hakkınızı yiyor, ben size hakkınızı geri vereceğim" dedi. Onu dinlemediler. Bu kitleleri uyandırmak için yıllarca mücadele etti. Doğruyu, hakkı, hakikati, adaleti, hukuku, liyakati anlattı, anlamadılar.
Yani başta Hocam olmak üzere bizler, bu insanlara, bu hakikatleri, panellerle, TV konuşmalarıyla, mitinglerle, salon toplantılarıyla, ayağına kadar giderek, evine, işyerine, kahvehanesine, çay ocağına giderek hep anlattık.
Anlamamalarındaki temel sorun istikamette. Hakkın rızasını yanlış adreslerde aramalarında, bâtılı hak zannetmelerinde.
İmam Hüseyin'in Kerbela'da dediği gibi "Sözlerim size tesir etmiyor. Çünkü karınlarınız haramlarla dolu."
Önemli olan hakkı, hakikat-ı doğru adresten öğrenip, ölçü sahibi olmaktır.
Doğru adres tabii ki Peygamber (S.A.V.) ve onun Ehl-i Beyti'ndedir.
Hocam'ın da dediği gibi Tevhid'in Merkezi Ehlibeyt'tir. Ölçüyü onlardan aldık mı, bizim için gerisi kolaydır. Bu ölçülerle hayatı ve gündemi değerlendirdiğimizde, hakla hakikatle ve Hakk'ın rızası ile çok daha kolay buluşuruz. Hakkı, batıldan çok daha kolay ayırırız.
Bizi Ehlibeyt ile ve Ehlibeyt külliyatı ile buluşturan sevgili Üstadımız Prof. Dr Haydar Baş Hocam'ı minnet, saygı, hürmet, hasret ve dua ile her zaman anmak, onu anlamak ve anlatmak vefa borcumuzdur.
- İpin ucu kaçtı / 18.09.2021
- El Kaide, Taliban, İŞİD / 13.09.2021
- Unutturulan hakikatler / 03.09.2021
- Sonradan görmeler... / 02.04.2021
- Demokratik krallık / 27.03.2021
- Aidiyet duygusu / 20.03.2021
- Yine haklı çıktı / 13.03.2021
- Ölçüyü Ehl-i Beyt’ten almak / 06.03.2021
- İkra kitabeke / 26.02.2021