Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bulunan kenti Tel Abyad IŞİD'in elinden alındı.Alındı alınmasına ama "kim aldı", "niye aldı" ve "bu kimlerin menfaatine"? Oluşan toz duman içinde bu soruların cevabını gerçek manada yorumlayan yok.Tel Abyad'ın IŞİD'den alınmasında ABD'nin bombardıman desteği var; görüntüde de PKK destekli PYD'nin silahlı kanadı YPG var.IŞİD'i kuran ve destekleyen iradenin ABD olduğunu bilmeyen yok. Zaten böyle bir destek olmasaydı, dünyanın birçok yerinden birbirini tanımayan on binlerce terörist aynı çatı ve bayrak altında nasıl birleşecekti, onları birbirine bağlayan neydi, devletlerin ordularıyla nasıl mücadele edecekti, bu kadar silah ve mühimmatı nereden bulacaktı?The Independent gazetesi yazarlarından Robert Fisk Palmira kenti IŞİD tarafından ele geçirilirken bir tek ABD uçağının bile görülmediğini belirtiyor. Fisk, makalesinde ABD'nin El kaide bağlantılı Nusra ile ilişki içinde olduğunu ve Fransız istihbarat kaynaklarının bunu doğruladığını ifade ediyor. Daha önceleri de IŞİD'in CIA ve Mossad bağlantıları, liderinin Yahudi olduğu haberleri birçok batı basınında yer almıştı.Dikkat ederseniz, bu zaferi sanki PYD elde etmiş gibi bir izlenim uyandırılıyor. Halbuki IŞİD'in Kobani'ye saldırısında PYD apar topar burayı terk etmiş ve Yahudi Barzani güçleri Türkiye'den törenlerle geçerek Kobani'yi ele geçirmişti.Peşmerge güçlerinin ve ağır silahların Kobani'den geri çekildiğini duymadık, görmedik.Tel Abyad operasyonunda peşmerge unsurları olmasına rağmen olay sanki PYD'nin operasyonuymuş gibi gösterildi.Bunun bence nedeni, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Kobani olayları yaşandığında ortaya koyduğu önemli tespitler ve kamuoyunun bu noktada ayıkması?Hatırlarsanız, o günkü yazılarında ve yorumlarında Sayın Baş, Kobani'de yaşanan olayların bu bölgenin Büyük İsrail Devleti projesi adına Yahudi Barzani'ye teslim edilmesi süreci olduğunu vurgulamıştı. Plan deşifre olunca bu sefer Barzani ismini hiç geçirmiyorlar.Şu bir gerçek ki, Tel Abyad'ın alınması da yine Büyük İsrail Projesi gereği, burada bulunan Kobani, Cezire ve Afrin kantonlarının Yahudi Barzani'ye teslim edilmesi projesinden başka bir şey değil. Hava bombardıman desteği veren ABD de bunun için mücadele veriyor, PKK da, YPG de, işin ilginç tarafı IŞİD de ve başka kimler varsa onlar da?Rojava bölgesi denilen bu bölge eğer direkt olarak Yahudi Barzani'ye teslim edilmiş olsaydı, bu kadar dolambaçlı tiyatro oynanmasaydı, Suriye ve ona destek veren Rusya, Çin gibi ülkeler buna karşı uluslararası hukuku işletebilirlerdi.Fakat görüntüde burası eli kanlı IŞİD terörü tarafından ele geçiriliyor, akla hayale gelmedik işkence ölümlerle insanlar öldürülüyor, Esad da küresel terör belasıyla uğraşmaktan buraya erişemiyor, dünya kamuoyu "artık bu vahşet bitsin" noktasında ve Yahudi Barzani, PKK ABD desteğiyle devreye giriyor ve burayı kahraman edasıyla eli kanlı terörden temizliyor!Rojava'yı Büyük İsrail adına ele geçirirken işgalci olmak da var, kahraman olmak da; onlar kahraman olmayı tercih ediyor. Küresel emelleri sebebiyle terörü oluşturup besleyenler ve terörden beslenenler aynı safta terörü temizlediği için kahraman oluyor.Ortadoğu'da ve coğrafyamızda yaşananlar çok karmaşık gibi görünse de esasen Büyük İsrail Devleti projesi perspektifinden baktığınızda her şeyi çok rahat anlayabiliyorsunuz.Bu coğrafyada kanlı bir tiyatro oynanıyor. Herkese bir rol verilmiş rolünü oynuyor.ABD, Yahudi Barzani, PKK, PYD, YPG, BOP eşbaşkanlığı yürüten AKP siyaseti, ona koltuk değnekliği yapan Meclis içi muhalefet, ABD yandaşı bölge ülkeleri? hepsi bu oyunun bir parçası, bir piyonu? Senaryonun Suriye ayağı da neredeyse tamamlanmak üzere, bundan sonra sıra Türkiye'de?Kurulacak olan AKP-MHP koalisyonu ve Meclis'e giren HDP'nin el altından desteğiyle çözüm süreci işletilecek, Sayın Baş'ın altını çizdiği gibi bölünmenin hukuki altyapısı hazırlanacak ve Irak'ta işgalle, Suriye'de ise terörle gelinen bölünme sürecine Türkiye'de sözde demokratik yöntemlerle gelinecek.Ama bu bölünme neticesinde, ne Kürt kardeşlerimize özgürlük gelecek ne de Türkiye'nin bölünmesi bu kadarla sınırlı kalacak.Asla unutmayalım, bizim coğrafyamız üzerinde yürütülen asıl plan; içinde Türk'ün, Kürt'ün, Laz'ın, Çerkez'in, Boşnak'ın, Arap'ın, Acem'in, Ermeni'nin, Rum'un, Süryani'nin olmadığı bir plandır. Hedef Büyük İsrail Devleti'dir ve bu coğrafyada yaşayanlara Filistinlilerin kaderi yaşatılacaktır.Bu sebeple Türkiye üniter yapısını muhafaza etmeli, bizi tam bağımsız kılacak dünya çapında tek tez olan Milli Ekonomi Modeli ve bu eşsiz modelin Sahibiyle bu üniter yapıyı taçlandırmalıdır.Bölgemizde ve ülkemizde kanın durmasının tek çıkış yolu budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025