Adamlardaki cür'ete bak!

Dünkü yazımızda yabancılara toprak satışı konusuna değinmiştik. Bugün de ilginç bir gelişmeyi size aktararak konunun ulaştığı boyutların altını tekrar çizmeye çalışacağız.  Önce dünkü yazımıza âtıfta bulunarak bir hatırlatma yapalım:Özellikle AKP hükümeti döneminde çıkarılan yasalarla 'ayyuka çıkan' bu satışlar konusunda genelde iki türlü görüş var. Milli ve manevi değerlerine sahip vatanseverler bu satışlar konusunda oldukça hassas. Bunun 'toprak bütünlüğümüzü' tehdit eden bir durum olduğunu düşünüyorlar.Diğer görüş sahipleri ise, bu satışların mümessilleri. Yani siyasiler, etkili ve yetkili insanlar. Onlara göre ortada korkulacak bir durum yok. Her şey kontrol altında. Sıradan arsa ve menkul satışları işte, ne var bunda.Bunlara bir de bazı medya gruplarını eklemeliyiz tabii. Onlar da bu satışları 'kamuoyuna yedirmekle' görevliler. Bir nevi taşeronluk anlayacağınız.Fakat kim ne yaparsa yapsın olayın boyutları artık gizlenemiyor, kısacası 'mızrak çuvala sığmıyor.'İsterseniz yukarıda bahsettiğim ilginç gelişmeyi aktarayım da 'mızrağın' boyunu siz hesaplayın.Birkaç gün önce Yeniçağ gazetesi 'Hz. İsa'nın taşınmazı var mı' başlıklı bir haber yayınladı. Haberde Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden Tapu Kadastro Müdürlüğü'ne giden bir yazıdan bahsediliyor. Hemen hatırlatalım, belgenin fotoğrafı da gazetede yer almış.Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Burhan Ersoy imzalı yazı aynen şöyle:"Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'ne, Ankara.Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yapılan çalışmalarda yararlanılmak üzere öncelikle İstanbul-Çanakkale-İzmir ve Hatay illerinde bulunan nam-ı müstear, nam-ı mevhum (Hz. İsa, Hz. Meryem, Hz. Musa vb.) adlarına kayıtlı taşınmazların tapu bilgilerine ihtiyaç duyulmuştur. Söz konusu bilgilerin Genel Müdürlüğümüze gönderilmesini arz ederim."Bu bir şaka mı?Eğer şakaysa, şakayı yapan kim ve kimle dalga geçiyor?Vakıflarsa, herhalde yapacak başka işleri kalmadı.Yok eğer Avrupa Birliği'yse; sorarım size 'ne işimiz var bizim bu heriflerle'.Hepimiz biliyoruz ki bu bir şaka değil, gerçeğin ta kendisi.Adamlar işi hangi boyutlara getirdi bakar mısınız?Resmi rakamlara dayanarak yabancılara satılan topraklarla ilgili kamuoyunu ikaz eden ne kadar vatansever varsa hepsini paranoyak ilan edenlere soruyorum şimdi:Buna ne diyeceksiniz?Belge ortada.Devlete bağlı iki kurum arasındaki yazışma bu.Ve yazışmaya neden olan konu ise 'AB'ye uyum yasaları çerçevesinde yapılan çalışmalar.'Adamlar bu sorguyu yaparak bal gibi şunu demek istiyorlar:"Şu an üzerinde oturduğunuz topraklar bizim. Hz. İsa'ya, Hz. Meryem'e, Hz. Musa'ya ait olan, doğal olarak bizimdir. İşi uzatmayın ve bir an önce tapu bilgilerini bize bildirin."İşin özeti bu.Şimdi, değerli Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır her platformda seslendirdiği bir gerçeği dile getirmenin tam zamanı. Çünkü bu bizim boynumuzun borcudur. O büyük insan, bu belgeler ve toprak satışları daha ortada yokken şu gerçeği haykırıyordu:"Bunların (AB)  amacı; 'sizin topraklarınızda bir zamanlar biz vardık, yani sizin aslınız Rum'dur, Ermeni'dir vs.' görüşünü benimseterek, milletimizin milli ve manevi direncini yok etmektir. Bunun arkasından da topraklarımızın işgali gelecektir."O zamanlar bu feryadı duyanlar 'abartmayın, ülkeye bir şey olduğu yok, topraklarımız yerli yerinde' diyerek karşılık veriyorlardı. Bugünse ortada kapı gibi belgeler var fakat nakarat aynı; 'abartmayın, bunlar küçük boyutlarda arazi ve gayrimenkul satışlarıdır, Türkiye'ye bir şey olmaz."Ne diyelim, inşallah bir sonraki aşamayı ne görürüz, ne de yazarız.