Batılılar, iki dünya savaşı çıkararak, kan ve para üzerine bir zulüm düzeni inşa etmişlerdi. Artık bu düzen, bütünüyle çöküyor. Zaten hep böyle olur, çöküş başlayınca her alana birden sirayet eder, iğne ucu kadar sağlam bir yer ortada kalmaz.
Batılıların kurdukları adaletsiz dünya düzeni, işte hal üzeredir. Buna rağmen Batılılar, var güçleriyle İslâm dünyasına saldırmaktadırlar. Amaçları, İslâm dünyasını da kendileri gibi yapmak ve dolayısıyla yeraltı ve yerüstü kaynaklarını talan etmektir.
Batılılar, tarihin hiçbir döneminde gerçek birlik kuramamışlardır. Bazı dönemlerde 'ortak çıkar' vesilesiyle bir araya gelmişler, fakat o bir araya gelişler de uzun süreli olmamıştır. Zira çıkarların azıcık zedelenmesi, o birliklerin dağılmasını ve hatta çatışmayı beraberinde getirmiştir.
Dini bir temel teşkil etmesi için Papa'nın huzurunda Roma Antlaşması ile kurulan AB de aynı akıbetten kurtulamamıştır. AB, Batılıların 'ortak çıkar' amacıyla kurduğu en son ve en büyük birlikti. Kulağa hoş gelsin diye, 'ortak çıkar' yerine 'ortak refah' demeyi tercih etmişler, ama yine de tutturamamışlardır.
Japon düşünür Kojin Karatani, yeni dünyadaki ortak refah arayışlarının hepsinin -AB dâhil- başarısız olduğunu söylemektedir. Ona göre, yeni dünyadaki birlikler doğallık içirmemekte ve zorlamaya dayanmaktadır.
Kojin Karatani, eski dünyada ortak refah amaçlayan Çin, Rusya, Hindistan ve İslâm merkezli birliklerin daha kuvvetli olduğunu savunmaktadır. Ortak çıkar birlikleri çöktüğünde, eski dünyanın doğal birliklerinin yeniden ortaya çıkacağından korkan Batılılar, özellikle İslâm dünyasına yönelik saldırılarını artırmışlardır.
İslâm ülkelerini yeniden bölmek için gayret sarf eden Batılı ülkeler, aslında en çok bölünme potansiyeli taşıyan ülkelerdir. İngiltere Başbakanı Theresa May, AB'den ayrılma sürecini resmen başlattı. Başlattı ama onun doğuracağı siyasi sonuçlar, hem İngiltere'nin, hem de diğer AB ülkelerinin liderlerinin uykularını kaçırmaktadır. Çünkü AB'nin dağılması, ülkelerin de ayrılmasına neden olacaktır.
Ayrılma konusunda en riskli ülkelerden biri de İngiltere'dir. İngiltere, dört ülkeden meydana gelmektedir. İngiltere, egemen durumda olduğundan çoğunlukla onun adı geçmektedir. Hâlbuki İngiltere gibi Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda, hep birlikte Birleşik Krallığı oluşturmaktadır.
İskoçya Özerk Parlamentosu, Birleşik Krallıktan ayrılmak ve tam bağımsız olmak için referandum kararı almıştır. Daha önce 2015 yılında da İskoçya böyle bir referandum yapmıştı. O referandumda az bir farkla ayrılmama kararı çıkmıştı. Şimdi ise eğilim tam tersi istikamette değişmiştir. Birleşik Krallığın elinde tek yetki bağımsızlığı tanımamadır ki, onun da önleyici olduğunu söylenemez.
Netice-i kelâm, Batılılar batarken, İslâm dünyasını da batırmak istiyorlar. Biliyorlar ki, onların batışı, İslâm dünyası için yeniden doğuş olacaktır. Yeniden doğuşun yolu, yeniden birlikten geçmektedir.
Batılıların kurdukları adaletsiz dünya düzeni, işte hal üzeredir. Buna rağmen Batılılar, var güçleriyle İslâm dünyasına saldırmaktadırlar. Amaçları, İslâm dünyasını da kendileri gibi yapmak ve dolayısıyla yeraltı ve yerüstü kaynaklarını talan etmektir.
Batılılar, tarihin hiçbir döneminde gerçek birlik kuramamışlardır. Bazı dönemlerde 'ortak çıkar' vesilesiyle bir araya gelmişler, fakat o bir araya gelişler de uzun süreli olmamıştır. Zira çıkarların azıcık zedelenmesi, o birliklerin dağılmasını ve hatta çatışmayı beraberinde getirmiştir.
Dini bir temel teşkil etmesi için Papa'nın huzurunda Roma Antlaşması ile kurulan AB de aynı akıbetten kurtulamamıştır. AB, Batılıların 'ortak çıkar' amacıyla kurduğu en son ve en büyük birlikti. Kulağa hoş gelsin diye, 'ortak çıkar' yerine 'ortak refah' demeyi tercih etmişler, ama yine de tutturamamışlardır.
Japon düşünür Kojin Karatani, yeni dünyadaki ortak refah arayışlarının hepsinin -AB dâhil- başarısız olduğunu söylemektedir. Ona göre, yeni dünyadaki birlikler doğallık içirmemekte ve zorlamaya dayanmaktadır.
Kojin Karatani, eski dünyada ortak refah amaçlayan Çin, Rusya, Hindistan ve İslâm merkezli birliklerin daha kuvvetli olduğunu savunmaktadır. Ortak çıkar birlikleri çöktüğünde, eski dünyanın doğal birliklerinin yeniden ortaya çıkacağından korkan Batılılar, özellikle İslâm dünyasına yönelik saldırılarını artırmışlardır.
İslâm ülkelerini yeniden bölmek için gayret sarf eden Batılı ülkeler, aslında en çok bölünme potansiyeli taşıyan ülkelerdir. İngiltere Başbakanı Theresa May, AB'den ayrılma sürecini resmen başlattı. Başlattı ama onun doğuracağı siyasi sonuçlar, hem İngiltere'nin, hem de diğer AB ülkelerinin liderlerinin uykularını kaçırmaktadır. Çünkü AB'nin dağılması, ülkelerin de ayrılmasına neden olacaktır.
Ayrılma konusunda en riskli ülkelerden biri de İngiltere'dir. İngiltere, dört ülkeden meydana gelmektedir. İngiltere, egemen durumda olduğundan çoğunlukla onun adı geçmektedir. Hâlbuki İngiltere gibi Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda, hep birlikte Birleşik Krallığı oluşturmaktadır.
İskoçya Özerk Parlamentosu, Birleşik Krallıktan ayrılmak ve tam bağımsız olmak için referandum kararı almıştır. Daha önce 2015 yılında da İskoçya böyle bir referandum yapmıştı. O referandumda az bir farkla ayrılmama kararı çıkmıştı. Şimdi ise eğilim tam tersi istikamette değişmiştir. Birleşik Krallığın elinde tek yetki bağımsızlığı tanımamadır ki, onun da önleyici olduğunu söylenemez.
Netice-i kelâm, Batılılar batarken, İslâm dünyasını da batırmak istiyorlar. Biliyorlar ki, onların batışı, İslâm dünyası için yeniden doğuş olacaktır. Yeniden doğuşun yolu, yeniden birlikten geçmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018