Acılarımız bile sahipsiz kaldı

Birileri gerek ülke gündemini gerekse bireysel gündemimizi öylesine iyi bir organize ediyor ki, acılarımızı bile yaşamaya fırsat bulamıyoruz. Kendimizi unuttuk, kardeşlerimizi unuttuk, ülkemizi unuttuk.  Yüreğimize kılıçlar saplanıyor farkında değiliz.Şu yaşananlara bir bakar mısınız? Hani o kış ayının soğuk günlerinde bir açılım kampanyası vardı. Ölmek var, dönmek yok diyordu açılım sahipleri. Ve bahar geldi. Açılım sahipleri, açılımın sonuçlarını almaya başladılar. Şehit haberleri ve ağlayan bir millet... Yavaş yavaşta olsa tepki vermeye başlayan, yüreğindeki acının müsebbibini sorgulayan bir millet. Artık acılarına sahip arayan bir millet. İktidar bu acıya sahip çıkmadı, çıkmayacaktır da. Bu acıları etkisizleştirmek için gündemin değişmesi lazımdı. Değiştirdiler de. Yok, anayasa paketi, yok İnönü, yok bilmem ne. Şimdi de bir kaseti konuşur oldu vatandaş. Yarın ligde kim şampiyon olacak, maçı satarlar mı? Dünya kupasını kim alacak? gibi gündemlerle bizler acılarımızı unutup bunları konuşacağız, tartışacağız.Peki, ama gerçek gündemimiz bu mu? Halkın gerçekleri bunlar mı? Hayır bir daha hayır.Benim ülkemin başbakanı kilise tamir ettiriyor. Ve bunları tevhide inanan bu halkın gözünün içine bakarak, tek olan Allah'ın ismiyle yapıyor.Benim içim yanıyor. Ben bunu hazmedemiyorum. Rabbimden korkuyorum.Her gün şehit haberleri ile yürekler sarsılıyor. Halk ağlıyor, feryat ediyor. Açılımcıları soruyor. Yoklar bu meydanda onlar. Artık meydana inemeyeceklerini kendileri de biliyor. Birkaç şehit cenazesine katıldılar ama halk bunları kabul etmedi. Aralarına almadı. Tabi bu protestolara hemen bir zanlı bulmaları gerekiyordu. Buldular da. Önce sanal örgütlere topu attılar, sonra siyasi rakiplerine? Olmadı acıyı bizzat yüreğinde yaşayanlara. Şu olay her şeyi anlatıyor sanırım;     Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde vatani görevini yaparken, terör örgütünün açtığı taciz ateşi sonucu şarampole yuvarlanan askeri araçta şehit düşen Piyade Onbaşı Halil Kömür'ün babası Ahmet Kömür cenaze töreninin yapıldığı gün "Vatan sağ olsun, bir oğlum daha var onun da canı bu vatana feda olsun, Türklüğünden utanan Başbakan utansın" dediği için Türkiye Cumhuriyetinin bir türlü "Türküm" diyemeyen Başbakanı tarafından mahkemeye verildi.Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesi görülen davada, tutuksuz yargılanan Ahmet Kömür'ün 11 ay 25 gün hapisle cezalandırılmasına karar verdi.İşte milletin acılarına derman olacakların icraatı, işte bunların halkçılığı, işte bunların adaleti. Bir baba ki onuruyla acı çekiyor ama acısı sahipsiz kaldığı gibi bir de cezalandırılıyor.Bir daha iddia ediyorum; Acılarımız bile sahipsiz kaldı. Her gün işlenen cinayetler, zinanın serbestliğiyle ortaya çıkan aile dramları, perişanlığa itilen çocuklar, ecnebilere peşkeş çekilen devlet kurumları, madenler, fabrikalar, limanlar vs. Daha sayamadığım onlarca vahim örnek?Düşünen ve akleden bir insan için bu yapılanlar bu yaşananlar derin bir acı kaynağıdır. Bu güne kadar iş başına gelen iktidarlar ve bugünkü iktidarın bu acıya sahip çıkmadığı ve bu kafa yapısıyla da sahip çıkamayacakları da aşikârdır.Eğer bizler acılarımıza sahip arıyorsak bizim gibi düşünen, bizim gibi yaşayan, bizi bizden fazla tanıyan bir lider arayışına girmemiz lazımdır. Eğer biz bu arayışa girersek karşımıza çıkacak tek isim Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Planı, programı, projesiyle bu acılarımıza merhem olacak tek lider?