AB'nin arzu ve isteklerine uyacak olursanız

AB, son raporunda diyor ki; Sizi (Türkiye'yi) 50 yıldan fazladır kapımızda bekletiyoruz ama bu süreçte isteklerimizi yerine getirmede en azimli iktidar sizsiniz (AKP).Evet, dinler arası diyalog sürecinde, azınlık haklarının (!) verilmesini boyun borcu olarak kabul ettiniz, birçok kilise, havra vs. yaptınız, açtınız, milyarlarca dolar tutarındaki taşınmazı iade ettiniz, sırf bizim topluluğumuza (Erdoğan'ın geçmişteki tarifiyle; Katolik Hıristiyanlar topluluğuna) girmek için kendi dininizin emirlerine aykırı kanuni düzenlemeler yaptınız, açılım sürecini de çok iyi götürüyorsunuz, gerçi KCK'lılar hala tutuklu ama? yinede Avrupalı olmanıza çok var. Çünkü ülkenizde?İnsanlar, kendilerini ifade edemiyor, toplanamıyorlar. Polisiniz çok eğitimsiz, eğitilmeleri şart, orantısız güç kullanıyorlar. Bunların denetimi için bağımsız birimlerinizde yok. Kişisel verilerin korunması hem yasal hem de teknik olarak yetersiz? Yasa ve icraatları kendinize göre yapıyor, muhalefet ve toplumun isteklerini göz ardı ediyorsunuz. Kamu harcamaları denetimleri yetersiz ve de denetimsiz. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarına, dokunulmuyor. Genelkurmay başkanlığınız hala başbakanlığa bağlı. Jandarma üzerinde sivil hakimiyet sağlanamamış. Sayıştay, asker ve istihbarat bütçesinin denetimini tam yapamıyor.  Vicdani ret hala çıkmadı. Koruculuk neden kaldırılmıyor. Kadın, erkek eşitliği sorununu çözemediniz. Kadın yargıç ve savcınız az. Kız çocuklarınız eğitimsiz. Ana dildeki kısıtlamaları kaldırın. Eşcinsel haklarını koruyun. Medya üzerindeki baskıyı kaldırın. Rumların petrol aramalarına ses çıkarmayın. Türkiye, Yunan ve Rumlara bir tehdit olmamalı. Yunanistan ile it dalaşına girmeyin, 12 mile ses çıkarmayın? tamam mı?AB raporunu okuyunca sanki öğretmenin, öğrencisine, neden ödevini tam yapmadın, azarlaması ile sınıfı geçmek için bunları, şunları yapman şart gibi telkinleri aklıma geldi.   Ve hiçbir şekilde Erdoğan'ın tanımladığı; "Büyük devlet olmanın nimetleri olduğu kadar külfetleri de var." Sözüyle bir bağlantı kuramadım. Büyük devlete bırak emri, telkin dahi verilemez? AB ise resmen kulak çekiyor?Hükümetimiz ise her zamanki gibi farklı pencereden bakıyor. Rapor yayınlandığında AB bakanlığından yapılan açıklamada, raporun, AKP hükümetinin "reform kararlılığını tescil ettiği" vurgulandı.AB bakanı Egemen Bağış ise bu raporu şöyle tercüme etti (!); Raporda, Gül ve Erdoğan'ın uzlaşmacı rolüne vurgu yapılmış. Ülkemiz ifade özgürlüğü ve insan hakları konularında AB'ye en yakın konumdaymış.    Raporda çözüm süreci övülmesi, azınlıklar konusundaki en cesur hükümet olarak tariflendirilmesi, kendileri için bir övünçmüş. Kıbrıs konusunda her zaman çözümden yana olmuş, AB üyelik sürecini tıkamaktan çekinen bir iktidar olduklarını ifade eden Bağış ayrıca her şeyi AB'ye danışarak yaptıklarını da açıkladı.  Bülent Arınç ise "? 50 yılın bir hayali olan Türkiye'nin, AB'ye girme meselesinde geri adım atmadık, dersimize çalıştık, ev ödevimizi yaptık" derken, Beşir Atalay'da rapordan memnuniyetini açıkladı. Dış işleri bakanlığı zaten memnun?  Başbakan Erdoğan ise şöyle bir değerlendirmede bulundu; "? Raporda yer alan eksik ve eleştirileri arkadaşlarımızla inceledik. AB'nin isteksiz ve oyalayıcı tavrını bu raporda görmek isterdik. Eksik ve yanlış bilgilendirme sonucu, doğru olmayan bilgiler olsa da reformlarımız göz ardı edilmemiş?"Bende ölçüsü Kuran ve sünnet olanlara bir ayet hatırlatayım?"Sen onların dinlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar, senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar. De ki, gerçekten de Allah'ın hidayeti, hidayetin ta kendisidir. Şanım hakkı için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah'tan ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı." (Bakara 120. Ayet)