ABD ve Yahudi lobisi Erdoğan'ın nişanlarını neden söküyor?

AKP hükümeti "eksen kayması" mı yaşıyor? Hayır? Sadece Türk milletinin gazını almak ve önümüzdeki seçimde milletimizi yeniden avlamak için esip-gürlüyor, o kadar!BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, AKP'nin vaziyeti ve "eksen kayması" tartışmaları üstüne geçen akşam tarihi tespitler yaptı, dün gazetemizde de yayınlandı. Prof. Dr. Baş, "ABD'nin emir erliğine soyunanlar eksen değiştiremeye cesaret edemezler" dedi, noktayı koydu.Erdoğan ve AKP kurmaylarının son günlerde sergiledikleri "içi kof radikal çıkışlar" bağlamında da müthiş tespit ve teklifler getirdi Prof. Dr. Baş: "Yapılacak iş, parti toplantılarında tribünleri coşturarak açıklamalar yapmak değil; İsrail ile yapılan anlaşmaları iptal etmektir. Su anlaşması, istihbarat anlaşması, askeri işbirliği, askeri tatbikat ve askeri eğitim anlaşması yapılmış. Madem, "bunlar devlet terörü uyguluyorlar" diyorsun, bu adamlarla iyi geçinemiyorsun; 'hadi bunları iptal et. Ben seni kabul etmiyorum' de? Dahası sen İsrail'in bir sürü şirketini Anadolu'da söz sahibi yaptın. Ve bu İsrail firmaları ile senin akrabaların, yandaşların işbirliği içinde, ortak iş yapıyor. Bu firmalar sıradan şirketler değil. Dünyanın en zengin firmaları yanında yakınların iş yapıyor. Türkiye'de altın madenini işleten İsrail firmaları... Şimdi buna Sayın Başbakan ne diyecek? Sayın Başbakan'a en fazla destek olanlar orada... Akrabaları, hısımları orada! Kalksın, onları kovsun. Niye bunları yapmıyor? Bu taraftan bütün bunlar devam edecek, öte taraftan 'İsrail'e karşıyım' diyecek! ABD'nin emir erliğine soyunmuşsun, eksen kayması yapacaksın. Böyle bir cesaretin sende olması mümkün mü?!"AKP hükümetinin icraatlarına bakın; ABD yönetimi ve Yahudi lobileri, maalesef hükümeti ilk günden beri adeta "emir eri gibi" kullandılar. Erdoğan, Amerika'nın BOP'unda misyon üstlendiğini ilan etti. Hatırlayın,  TBMM, 1 Mart 2003'te "Amerikan tezkeresi"ni reddetti. AKP hükümeti, Colin Powel ile 9 maddelik gizli anlaşma yaptı; gizli anlaşma, Abdullah Gül'ün röportajıyla medyaya yansıdı.  Anayasa ve yasalara rağmen, TBMM'nin "Amerikan tezkeresi"ni reddine rağmen, AKP hükümeti, iktidar gücüne güvenerek Amerikan ordusunun nesi var, nesi yok karadan, havadan, denizden Irak'a geçmesine müsaade etti. ABD uçaklarına başta İncirlik Üssü'nden olmak üzere Türk hava sahasından Irak topraklarına 4 bin 500'u aşkın sorti imkanı tanıdı. O süreçte Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, iftiharla manşetlere çıktı. Aynı günlerde Başbakan Erdoğan, bir ABD gazetesine yazdığı makalede "Kahraman Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum" diye gönlündekini izhar etti.Bu coğrafyada yaşayan hiçbir Müslüman, hiçbir Türk evladı böylesi bir cüretkâr BOP adımı atamaz. AKP kurmayları ve Erdoğan atacağı adımı attı, yapacağını yaptı. İşte o günlerde ABD ve Dünya Yahudi lobilerinden nişanlar kaptı, cesaret madalyaları aldı.Atı alan işgalci ABD ve ortakçıları, Erdoğan hükümeti sayesinde, Irak'a çöreklendi, Afganistan'ı geçti. Milyonlarca masum can verdi, milyonlarca insan başlarına yıkılan evlerinden-barklarından kaçarak çevre ülkelere sığındı, yüz binlerce Müslüman kadının namusu kirletildi.6-7 seneden beri bu insanlık dramını yaşatanlara emir erliği yapacaksın, şimdi de güya İsrail'e karşı "karavana atışlar" yaparak kahramanlığa soyunacaksın, Afganistan ve Irak işgallerindeki mezalimler üzerine güya "timsah gözyaşları" akıtarak Türk milletini seçim öncesinde avlamaya kalkışacaksın!Türk milleti bu tezgahtarlıktan yaka silktiği gibi, emir erlerinin küresel şefleri de kadarlık kabareye bile rıza göstermiyor.Vakıa şu ki, ABD ve sair küresel lobilere emir eri olmanın, ecnebilere kapı kulu olmanın bir hukuku, bir raconu, bir vahim sonu vardır. Yıllardan beri, ABD'nin emir erliği ve jandarmalığını yürüten Saddam Hüseyin'in akıbeti cümle âlem için ibret olduğu gibi, emir erliğinin hukukunu, raconunu ve sonunu göstermesi bakımından capcanlı bir örnektir.Dünya kamuoyu ve medyaya bakın; ABD ve Yahudi lobileri, BOP'ta misyon üstlendiğini ilan eden Erdoğan'ın şakadan da olsa yan çizmesine, halkın gazını almak için de olsa aykırı bazı çıkışlar yapmasına, karavana da olsa İsrail'e atış yapmasına müsaade etmiyor! Hükümetin ne pahasına olursa olsun İsrail yanlısı bir vaziyet alması hususunda ilk sinyali Fetullah Gülen, Pensilvanya'dan veriyor. AKP, telaşa kapılıyor. Dış İlişkiler sorumlusu Ömer Çelik başkanlığında bir AKP heyeti girişimlerde bulunuyor.Uluslararası sularda 9 kurban vermiş Türk milletinin gazını almaya matuf İsrail'e karşı AKP'nin karavana atışlarından asla rahatsızlık duymamaları ve kapalı kapılar ardından gerekirse özür beyanı için, geçmişte Erdoğan'a nişanlar takan ve cesaret madalyaları veren Amerikan Yahudi lobilerinden randevu isteniyor. Haaretz'e göre, bu etkili Yahudi lobileri, ADL (Anti-Defamation League), Amerika-İsrail Siyasi Eylem Komitesi (AIPAC), B'nai Brith International, AKP'ye dirsek gösteriyor, kabul etmiyor. Hatta Erdoğan'a "Yahudi cesaret madalyası" takan ADL Direktörü Abraham Foxman, "Konuşmanın artık hiçbir sonuç vermeyeceği bir nokta var. Bugün o noktadayız. Ankara-Tel Aviv ilişkileri rayına girsin, ondan sonra görüşürüz" diyor.Benzer tavır, Amerikan Temsilciler Meclisi'nden de geliyor. Cumhuriyetçi Parti'nin üç numaralı üyesi Mike Pence, Türkiye'yi tehdit edercesine "Bunun bir bedeli olacaktır" diyor. Demokratlar'ın temsilcisi Eliot Engel, Türkiye'nin girişimlerini "yüz kızartıcı" olarak tanımlıyor.AKP'nin en çok kulak astığı küresel toplum mühendislerinden Thomas L. Friedman, geçen gün İstanbul'dan AKP kurmaylarının kulaklarına biraz soğuk su kaçırıyor: "Türkiye, Güney'e daha çok bakmaya başladıkça, bir boşluk daha buldu. Türkiye'nin Arap sokaklarında ve piyasasında etkisini artırabileceğini keşfetti. Erdoğan'ı, Arap sokaklarının en popüler lideri olarak görmeyi isterim, ama Arap radikallerinden daha radikal olarak ve Hamas'a tedarik sağlayarak değil? Şu an Erdoğan'ın bulunduğu yer, bulunması gereken yer değil ve bu rahatsız edici. Belki Başkan Obama, ABD-Türkiye ilişkileri uçuruma gitmeden önce havayı temizlemek adına Erdoğan'ı Camp David'de bir haftasonu için davet etmeli!" Friedman, daha cümlelerini bitirmeden, AKP'li Ömer Çelik, apar-topar kameraların karşısına geçiyor; Erdoğan'daki şu "yanlış yorumsanmış eksen kayması" telaşının bir benzerini yaşıyor.BOP ekseninde Irak ve Afganistan'ı işgal ederek bölgemize çöreklenen ABD ve Yahudi lobileri, Erdoğan ve AKP hükümetine seçim bahanesiyle olsa bile kendi kafasına göre Neo-Osmanlıcılık manevrası yapmasına imkan tanımıyor; "Ben nasıl istiyorsam ancak o kıratta Neo-Osmanlıcı olabilirsin, İsrail sağ yanağına şamar atsa bile sen sol yanağını çevireceksin, tabanın gazını almak için bile olsa karavana atışlar yapıp ortalığı bulandırmayacaksın; aksi halde nişanlarını sökerim, lobilerin kapısından içeri sokmam" diyor. "Kendince şişinme, artık eskisi gibi sana ihtiyacımız da yok, üslerine de; Barzanî var, Talbanî var, Karzaî var ve onların denetimindeki bölgeler, yeni üslerimiz var" mesajı veriyorlar! ABD ve Yahudi lobilerinin dayattığı bu "Neo-Emir erliği" raconu, önümüzdeki günlerde bölgemizde gelişebilecek yeni müdahale ve işgaller ekseninde Türkiye'den yeni tavizler kopartmak içindir.Anladınız mı şimdi; ABD ve Yahudi lobileri Erdoğan'ın nişanlarını neden söküyor, sökme numaralarıyla korkutuyor!Maalesef milletimizin gazını almak için yalandan yere esip-gürlediği halde bir damla yağmayan ve karavana atışlarla kamuoyunu oyalayan AKP hükümeti, ABD ve küresel şeflerin her türlü taleplerine de "eyvallah" çekiyor, çekmeye devam edecek! Ekonomisinin tüm iplerini IMF ve ecnebinin eline vermiş, kaynaklarını ve madenlerini yabancılara peşkeş çekmiş, işsizlik ve yoksulluktan kurtuluşun formüllerine ve Milli Ekonomi Modeli'ne sırtını dönmüş, devletin kurumlarını ve devlet çarkının dişlilerini kırıp dökmüş, kıdemli ve rütbeli askerlerinin birçoğunu kodese tıkmış, milletin birliğini açılım-saçılım mavallarıyla dağıtmış AKP hükümetinin bu "teslimiyet ve emir erliği"nden başka alacağı bir vaziyet olamaz.Şayet siz, dış politikada onurlu ve menfaatlerini koruyacak kudrette, halkı zengin ve müreffeh, tarım ve sanayisi kalkınmış, sürekli büyümeyi yakalamış, adil gelir dağılımını sağlamış, vatandaşlarının yüzü aydınlık olan bir Türkiye diyorsanız; o ancak BTP'nin Türkiyesi'dir, Prof. Dr. Haydar Baş'ın başbakanlığındaki Türkiye'dir, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerinin hükümet icraatı olarak uygulanacağı Bağımsız Türkiye'dir. Gerisi omurgasız, sömürülmeye ve şamar oğlanı gibi kullanılmaya devam edilecek Türkiye'dir. Saddam'ın akıbetinde görüldüğü gibi, son kullanma tarihine kadar? Türkiye'yi hep beraber bu badirelerden kurtarmanın yolu bellidir: Devlet-millet, sivil-asker hep beraber tek yürek tek bilek olarak Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamak, Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerini hayata geçirmek; kısaca eteğimizdeki tüm taşları bir tarafa atarak BTP'yi iktidar yapmaktır.