Yazarımızın, 25 Kasım 2004 günkü yazısında "Azrail'i aratmayacak şekilde zorbalıklar yapılmıştır" tarzında sehven mahsurlu bir ifade yayınlanmıştır. Affımızı ve özrümüzü beyan eder, kıymetli okurlarımızın hassasiyetine şükranlarımızı arz ederiz.ABD "demokrasi" adına savaş ve işgallere girişti ABD dünyanın demokratik ve insan hakları temsilcisi olarak bir müddetten beri etrafına adeta ölüm saçıyor. Tüm bunlar zahiri olarak hürriyet ve özgürlük için yapılıyor! Ancak perde arkasında petrol ve yer altı zenginlikleri, stratejik durum ve menfaatler yatıyor. Nitekim ABD her şeyin askeri güce dayalı olarak kolay halledileceğini zannetti. Lakin durum öyle olmadı. Güçlükler doğdu. Irak halkı çetin ceviz çıktı. Kürtlerden ve İsrail'den başka kendilerini destekleyen çıkmadı. Şiiler de Sünniler de ABD'ye karşı saldırıyordu. Binlerce ABD askeri öldürüldü. Kısacası ABD Irak'ta bir nevi ikinci Vietnam gibi sarpa sardı; batağa saplandı. Masraflar büyüdü ve ABD 2005 yılında yaklaşık olarak 750 milyar dolar kadar açık verdi. Böylece acil olarak çare aramaya başladı. Üstelik Filistin'de seçimleri eskiden terör örgütü sayılan HAMAS kazandı. İran'da ise Mollalar gitti, bir sivil olan Ahmedinecat cumhurbaşkanı oldu. Ahmedinecat ise ABD ve İsrail'e veryansın etmektedir. İsrail'in yok olması gerektiğini savunmaktadır. O bakımdan şimdi ABD neredeyse çaresizlik içinde, ortalığa tehditler savurmakta ve Birleşmiş Milletleri İran'da ve Filistin'de devreye sokmak istemektedir. Çünkü alt-üst ettiği Orta Doğu'ya artık yalnız başına hakim olamadığını anlamış durumdadır. Öte taraftan son günlerde Irak fena karıştı; daha doğrusu karıştırıldı. Tam bir kaos ortamı oluşturuldu. Camiler bombalanıyor, ibadethaneler yerle bir ediliyor. Her gün yüzlerce Müslüman ölüyor, öldürülüyor. Gizli eller mezhep savaşını başlattı ve devam ettirmek istiyor. Şii ve Sünni Müslümanlar birbirine girdi tablosu ortaya konulmak istenmektedir. Bunu dış güçler, özellikle Hıristiyan Dünyası yapıyor inancı mevcuttur. Çünkü sadece onların bu tür savaşın yapılmasında ve Müslümanların birbirini öldürmesinde menfaatleri olabilir. Özellikle bu durumda ABD'nin üzerinde çok durulmaktadır. Çünkü ABD Irak'ı işgal etti, idareyi dağıttı ve şu durumdan sorumlu tutulmaktadır. Diğer taraftan Hungtington'un Medeniyetler Savaşı teorisi mevcuttur. Onun yanında Danimarka'daki İslam'a, Hazreti Muhammed'e(sav) ve Kur'an'a karşı saldırıların devam ettiği dönemler başlatıldı ve sürmektedir. Dünyanın dört bin yanındaki Müslümanlar bunu şiddetle protesto etmektedir. Bir buçuk milyar Müslüman toplumu Hıristiyanların özellikle Danimarka'nın bu hareketlerini şiddetle kınamaktadır. Konsolosluklar yakılmakta ve yürüyüşler yapılmaktadır. Hedef Müslümanlara "saldırgan ve vahşi damgasını" vurmaktır! Öte yandan Hıristiyan aleminin esas maksatları İslam'ı yok etmek için Müslümanları vahşi ve saldırgan olarak göstermek ve dünyaya o şekilde tanıtmaktır. Şu anda Planları tıkır tıkır işlemektedir. Ancak yaktıkları bu ateşte-yangında kendilerinin de yanma ihtimalleri oldukça yüksek orantılıdır. Pompaladıkları fenalıklar ve yaptıkları zorbalıklar er veya geç ayaklarına dolaşacaktır. Sonunda bunun karşılığını ödemek zorunda kalacaklar! Çünkü iki defa dünya savaşı çıkardılar, ikisinde de milyonlarca insanı yok ettiler. Kendileri de bunun acısını fazlasıyla çektiler. Şimdi de durup dururken sırf bazı menfaatleri ortaya sürerek Müslümanları düşman ilan ettiler! Şimdi de dünyadaki huzur içinde yaşamı dinamitlemeye çalışıyorlar. Şu anda iki Müslüman ülkesi olan Suriye ve İran'a karşı hazırlıklar sürmektedir. Ancak oraya bir askeri işgal hareketi yapmayı ABD düşünemez bile. Çünkü son dönemlerde ABD'nin prestiji gittikçe sıfıra doğru süratle düşmektedir. Zaten Irak'ta başı yeterince belada. İran cephesi de açılırsa o zaman Sovyetler'in Afganistan'da başına gelenler kendilerine de gelebilir. Ancak belki havadan askeri harekatlarda bulunabilir. O da sadece İran'a zarar vermez, kendi başlarına da bela olur. Çünkü İran'daki nükleer tesislerin büyük ve en önemli kısımları, yer altında bulunmaktadır. Onun da ötesinde İran'ın yanında hatta komşu olan İki Dünya Devi, büyük muhalif güç var. Bunların biri Rusya diğeri ise Çin'dir. Her ikisi de ABD'nin yıpranmasını ve güçten düşmesini adeta pusuda beklemektedirler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006