İran ve Türkiye bölgenin en güçlü iki ülkesi. Artık bu iki güçlü ülkeye bir üçüncü olarak ABD eklendi.İran ve Türkiye tarihte karşı karşıya gelmiş ve savaşmışlardır. Bu savaşlar her iki ülke için de yıkıcı olmuş ve etkileri uzun yıllar hissedilmiştir. Son 400 yıldır İran ile Türkiye arasında iyi sayılabilecek komşuluk ilişkileri vardır. Yüzyıllardır herhangi bir çatışma içerisine girmemiş olan İran ve Türkiye karşı karşıya getirilip kapıştırılmak isteniyor.Türkiye ve İran arasında vuku bulabilecek olan herhangi bir savaş başta ABD ve İsrail olmak üzere onlarca devleti memnun edecektir. Çünkü Türkiye ve İran'ın güçlü olması ve güçlü kalması bu ülkelerin bölge üzerindeki emellerinin önündeki en büyük engeldir.ABD ve İsrail güdümlü Genişletilmiş Ortadoğu projesi için de en büyük tehlike İran ve Türkiye'dir. ABD Deniz Kuvvetlerinde uzun yıllar savunma stratejisi uzmanı olarak çalışan Thomas P.M. Barnett'in "Pentagon'un Yeni Haritası" adını verdiği kitabına göre; Türkiye, "küreselleşmeyi tehdit eden ülkeler" arasında yer alması bir tesadüf değildir. Türkiye'nin ABD ile stratejik müttefikliği tek taraflı platonik bir müttefikliktir. Hiçbir ABD yetkilisinin ağzından stratejik müttefik cümlesini duymamamız bundan dolayıdır.BOP'u adım adım uygulamakta olan ABD, bölgede bu projeyi önleme gücüne sahip olan iki devletin Türkiye ve İran olduğunu bilmekte ve bütün hamlelerini buna göre yapmaktadır. Bu ABD hamleleri İran'a karşı açık açık düşmanlık şeklinde tezahür ederken Türkiye'ye karşı ise dost gibi görünerek gizli bir düşmanlık olarak sergilemektedir. Bu sinsi politika, ABD'nin kuruluşundan bu güne hiç terk etmediği ve pek çok ülkeye karşı uygulayıp başarı elde ettiği bir politikadır. ABD'nin ilk başkanı Abraham Lincoln'ün "Düşmanımı dost yaparak yok ederim" Türkiye için uygulanmakta olan bu genel Amerikan politikasını kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye ve İran aynı tehdit altındadır. İran açık açık tehdit edildiği için bunun farkındadır. Ama Türkiye siyaseti henüz nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunu idrak edebilmiş değildir. Kısır tartışmalar içerisinde oyalanan Türk siyaseti, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "2006 yılında Türkiye'nin ipini çekmek için İran işgali gündemdedir. ABD'nin yapmak istediği Türkiye'yi bu savaşın içine çekerek, parçalanma noktasına sürüklemektir" uyarılarıyla ayıkıp, gerekli tedbirleri alması şarttır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024