Leyla Zana ve AB müzakereleri
Mesela şimdi de Leyla Zana'nın serbest bırakılması üzerine durulmaktadır. Claudia Roth Türkiye'ye her gelişte Leyla Zana ziyaretini ifa etmektedir. Son ziyaeti sonunda zaten görüştürmediler. Ama Leyla Zana bile kendisi için "Şov yapıyor" dedi. Aslında bu bayan Roth kendine dikkat çekmek için belki de hakikaten bizim hassas noktamız olan sorunlara parmak basarak, kendisinden bahsettrirmek istemektedir. Bu da bir Batılı kafa taktiği olabilir. Başka türlü onun Türkiye'ye gelişinden belki de bizim medya hiç bahsetmeyecektir. Aslında, belki de Türklerle ve idareyle biraz oyun oynamak ve biraz da meyaya dönük konu olmak istemektedir.
Bazı siyasilerimizin sorunları
Eskiden Kıbrıs -KKTC- engel olarak görülmekteydi. Şimdi de birçok mesele yanında, Zana konusu da engel olarak ortaya konmaktadır. Hatta bazı siyasetçilermiz: "Leyla Zana birçok olumlu çalışmayı engelledi" fikrine kapılmış durumdadır. "AB o konuda Türkiye'yi eleştirmekte haklı olabilir" demektedir. Türkiye adeta, Osmanlı'nın son dönemindeki "hasta adam" devresine tekrar girmiş durumdadır. Cumhuryet devrinden beri Türkiye sanki hiç bu kadar kötü duruma düşmemişti!
AB'nin Türkiye'den yeni istekleri
Bunun yanında AB bizden birçok daha yeni isteklerde bulunmaktadır. Bunlar arasında askerlik için "Vicdani ret" Türkiye'de herkese istemezse "askere gitmeme" hakkının tanınmasını istemektedirler. Yarın belki de bu Ordu size çoktur bunları terhis edin de diyeceklerdir (Bunlar nasıl da Osmanlı'nın çöküş devresine adeta tıpa tıp benzemektedir)! Yakında Batıya hayran olan bizim bazı batıcı medyamızda bu konular işlenmeye başlayabilir.
Türkiye'mizin en sağlıklı yapısı Ordumuzdur. Ona da el atmak istemektedirler. Bazı şaşkın siyasilerimiz belki de bunu da benimserler. Ama buna sakın teşebbüs etmeye kalkmasınlar - çünkü ordumuz Türkiye'mizin bel kemiğidir. Atar damarıdır. Yaşama unsurudur. Ona kimsenin dışardan dokunmaya veya yönlendirmeye hakkı yoktur. Bu arada Türkiye'de bazı olumlu çalışmalar da olmaktadır. Mesela:
Büyük milliyetçi -vatanperver- Ziya Gökalp
AB yönünde bu kadar tavizkar tutumlar geliştikçe Türkiye'de reaksiyon olarak inanç duyguları ve milli duygular da güçlenmektedir. Millet kendi benliğine daha çok sarılmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple de Milliyetçilik ve İnanç duygularını geliştiren kitaplar ve yazılar daha dikkat çekici olmaktadır. Aslında kendi varlığını ve milliyetçiliğini kaybetmeden uluslararası olmak ve onlarla eşit hale gelmek de çok daha sağlıklı olmaktadır. O zaman insanlar benliksiz bir "Dünya Vatandaşı" değil de, uluslararası camiayla eşit haklara sahip bir Türk olmak imkanına kavuşmaktadır. Bu bakımdan Ziya Gökalp'in kitaplarının tekrar gündeme gelmesi normal karşılanmalıdır.
Mesela şimdi de Leyla Zana'nın serbest bırakılması üzerine durulmaktadır. Claudia Roth Türkiye'ye her gelişte Leyla Zana ziyaretini ifa etmektedir. Son ziyaeti sonunda zaten görüştürmediler. Ama Leyla Zana bile kendisi için "Şov yapıyor" dedi. Aslında bu bayan Roth kendine dikkat çekmek için belki de hakikaten bizim hassas noktamız olan sorunlara parmak basarak, kendisinden bahsettrirmek istemektedir. Bu da bir Batılı kafa taktiği olabilir. Başka türlü onun Türkiye'ye gelişinden belki de bizim medya hiç bahsetmeyecektir. Aslında, belki de Türklerle ve idareyle biraz oyun oynamak ve biraz da meyaya dönük konu olmak istemektedir.
Bazı siyasilerimizin sorunları
Eskiden Kıbrıs -KKTC- engel olarak görülmekteydi. Şimdi de birçok mesele yanında, Zana konusu da engel olarak ortaya konmaktadır. Hatta bazı siyasetçilermiz: "Leyla Zana birçok olumlu çalışmayı engelledi" fikrine kapılmış durumdadır. "AB o konuda Türkiye'yi eleştirmekte haklı olabilir" demektedir. Türkiye adeta, Osmanlı'nın son dönemindeki "hasta adam" devresine tekrar girmiş durumdadır. Cumhuryet devrinden beri Türkiye sanki hiç bu kadar kötü duruma düşmemişti!
AB'nin Türkiye'den yeni istekleri
Bunun yanında AB bizden birçok daha yeni isteklerde bulunmaktadır. Bunlar arasında askerlik için "Vicdani ret" Türkiye'de herkese istemezse "askere gitmeme" hakkının tanınmasını istemektedirler. Yarın belki de bu Ordu size çoktur bunları terhis edin de diyeceklerdir (Bunlar nasıl da Osmanlı'nın çöküş devresine adeta tıpa tıp benzemektedir)! Yakında Batıya hayran olan bizim bazı batıcı medyamızda bu konular işlenmeye başlayabilir.
Türkiye'mizin en sağlıklı yapısı Ordumuzdur. Ona da el atmak istemektedirler. Bazı şaşkın siyasilerimiz belki de bunu da benimserler. Ama buna sakın teşebbüs etmeye kalkmasınlar - çünkü ordumuz Türkiye'mizin bel kemiğidir. Atar damarıdır. Yaşama unsurudur. Ona kimsenin dışardan dokunmaya veya yönlendirmeye hakkı yoktur. Bu arada Türkiye'de bazı olumlu çalışmalar da olmaktadır. Mesela:
Büyük milliyetçi -vatanperver- Ziya Gökalp
AB yönünde bu kadar tavizkar tutumlar geliştikçe Türkiye'de reaksiyon olarak inanç duyguları ve milli duygular da güçlenmektedir. Millet kendi benliğine daha çok sarılmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple de Milliyetçilik ve İnanç duygularını geliştiren kitaplar ve yazılar daha dikkat çekici olmaktadır. Aslında kendi varlığını ve milliyetçiliğini kaybetmeden uluslararası olmak ve onlarla eşit hale gelmek de çok daha sağlıklı olmaktadır. O zaman insanlar benliksiz bir "Dünya Vatandaşı" değil de, uluslararası camiayla eşit haklara sahip bir Türk olmak imkanına kavuşmaktadır. Bu bakımdan Ziya Gökalp'in kitaplarının tekrar gündeme gelmesi normal karşılanmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006