Diyarbakır ziyaretleri imalı yapılmaktadır Türkiye'ye gelen ve İstanbul'u ziyaret eden bazı AB siyasileri, Diyarbakır'a gitmek istediklerinde: "Şimdi Kürdistan'a ziyarete gidiyorum" diyorlardı! Bazı resmi makamlardan ise bunlara adeta ses çıkarılmamaktaydı. Aslında bu tavırlarından herhalde rahatsızlık duyulmuyordu! Onun için yabancıların bu demeçleri basına alenen yansımaktaydı. Gerçi Claudia Roth, Angela Merkel ve Bayan Mitterand bu günlerde Türkiye'ye gelmediler, gelirlerse onların davranışları nasıl olur onu bilemeyiz? Ermenistan'ın sözde soykırım iddialı dayatmaları Ermenistan sözde soykırım iddialarını AB'nin birçok üyesine benimsetmiştir. Hatta 15 kadar Avrupa üyesinde bunun hakkında özel yasalar çıkartmış durumdadır. AB Parlamentosu ve Almanya'nın bazı bölgeleri dahil sözde soykırımı kabul ederek, (hiçbir geçerli araştırma yapmadan -Ermeni Lobilerinin sözlerine kanarak), bu hususta Türkiye'yi kınadı. Hatta bazı ülkelerde -İsviçre, Hollanda dahil- "soykırım yoktur, yapılmamıştır" demek bile cezaya tabii tutuldu! Öte yandan fikir katliamını oluşturan ve Anti-Demokratik rolü oynayan bu yasalar, AB ülkeleri tarafından kolaylıkla kabul edilmektedir. Ondan sonra da, kendileri yine fikir hürriyetinden ve demokrasiden bahsetmektedir. Aslında bunun demokrasi neresinde sormamız gerekir! Sormadan da biz aradık bulamadık, bir de siz arayın! Belki Orhan Pamuk bazı kimselere yardımcı olur! AB'nin tutumu her gün değişiyor. Ülkemize karşı yeni formüller araştırılıp bulunuyor! Ama Sayın Başbakanın AB'ye gitmeleriyle henüz çok büyük düzelmenin belirtileri pek görülmemektedir. PKK öldürüyor, AB ordumuzu kınıyor PKK - Kongra Gel terör grupları tekrar canlandı. Özellikle Güneydoğuda mayınlar patlamakta, pusular tertip edilmekte ve şehitler verilmektedir. Ordumuz yine operasyon yapmak zorunda kalmıştır. AB ve ABD Büyükelçileri ise operasyonlarla bunlar halledilmez demektedirler. Nerdeyse, "Niye operasyon yapıyorsunuz. PKK'lıları niye öldürüyorsunuz (bırakın onlar sizi öldürsün)" diyecekler. Ama onların bize yaptıkları pusu kurma, öldürme, mayın döşeme, bombalama eylemlerine ise, bu zatı muhteremler, hiç ses çıkarmamaktadırlar! Kandil Dağındaki 4-5 Bin PKK'lıya ise ne kendileri bir operasyon yapmakta ne de bize yapmak için müsaade vermektedirler. Onlara bir nevi arka çıkıyorlar. İlerde onlardan herhalde (bize karşı) siyasetçi yetiştirmek isteyeceklerdir! Diplomasi - aldatmaca, dil ve yazı oyunlarıdır Diploması apayrı bir alanı işgal etmektedir. Diplomasi kavramları da bilinen kavramların dışındadır. Mesela bizde bir şey ya evettir ya da hayırdır. Bize göre, Bir Devleti ya tanırız ya da tanımayız! Diplomatik lisanda tanıma eveti de, hayırı da çeşitli parçalara - niyanlara ayıran deyimler türetilmektedir. Mesela diplomaside tanımya Diplomatik lisanda, Siyaseten Tanıma-Fiilen Tanıma-Geçici olarak Tanıma-Ekonomik olarak Tanıma-Veya benzeri sıfatlar takılarak lisan oyunları yapılmaktadır. Aslında tüm bunlar bir samimiyetsizliğin ambalajları olmaktadır. Bu lisanın, birbirilerini atlatmaya veya yanıltmaya dönük olduğu açık olarak görülmektedir! Şimdi AB de Kıbrıs'ta bu oyunları oynamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Kaşarlanmış batı diplomasisi çok kaypak ve kancıktır. Onun için Türkiye çoğu kez savaşta kazandıklarını -diplomaside- masa başında kolaylıkla kaybetmektedir. AB ve Batı sözünde durmamaktadır Mesela AB tarafından KKTC'ye (Referandumda "EVET" dediği için) verilmesi vaat edilen 400 küsür milyon Avroluk yardım ile ambargonun kaldırılması, serbest dolaşım, Avrupa sınırlarının açılması, limanların ve hava alanlarının kullanımının serbest olması ve açılması hususundaki sözleri, uzun yıllar geçmesine rağmen hiçbiri tutulmamıştır. Bütün bunlar kuru vaatler olarak kalmıştır! Bize ve Kıbrıslılara verilen bu sözlerin neden tutulmadıklarını ise biz kendilerine soramıyoruz! Acaba neden? Yoksa bizde kompleks mi var? Onlardan çekiniyor muyuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006