AKP hükümetinin dış politikadaki “sıfır sorun” mavalı tehlikeli boyutlara tırmanıyor.
Vaziyet, istisnasız bütün “komşu veya kardeş ülkeler”le “kavgalı” hale gelmemizin ötesine taşıyor.
Türkiye, komşularının tamamının “düşman devlet”i haline geldi. Türkiye için “düşman devlet” nitelemesi yapılmaya başlandı.
Bundan daha vahim bir “tecrit” mi olur?!
Kurtuluş Savaşında bile böyle bir tecrid yaşamadı Türk milleti…
AKP hükümeti, diplomaside tarihi bir rekor kırmış oldu böylece!
Henüz bir asır önce Ehl-i Salib’e karşı kurtuluş mücadelesi verdik. İşgalci Haçlı dünyasıyla kapıştık… İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlar…vs dört bir yandan üstümüze çullandılar.
Bu gerçeği idrak etmek için, Çanakkale mahşeri sahnesini hatırlamak yeter!
İnanın, Kurtuluş Savaşı’nda bile etrafımız bu derece çevrilmemişti. Komşu ve kardeş ülkeler, bizi bu derece “düşman” bellememişler, arkadan hançerlememişlerdi… Hatta birçokları, o dönemde kurtuluş mücadelemizde yardımcı oldular, duacı oldular.
AKP’nin “sıfır sorun” dediği “sıfır diplomasi” sayesinde bu komşu ve kardeş ülkelerle düşman hale geldik.
Haçlı dünyası ve ABD, Türkiye’ye “deli gömleği” giydirdi; kendi coğrafyasında Türkiye “tam tecrit” oldu.
Kapı komşularımız olan Ehl-i iman ve Ehl-i İslam ile bağlarımızı koparttık, kapılarımızı kapattık; Haçlılara yani müşrik Ehl-i Salib’e teslim olduk.
Öyle ki, il ve ilçelerimizin düşman işgalinden kurtuluşunu canlandıran “kurtuluş mücadelesi seremonileri”ni dahi kaldırdık.
Aramızda hiçbir medeniyet, iman, kültür ve kimlik bağı bulunmayan dünün ve bugünün “işgalci Haçlı dünyası”yla adeta kardeş oluverdik.
Kardeşliğin ötesinde, teslim olduk, uydu olduk, kuyruk olduk, köle olduk!
İslam coğrafyasında sürdürdükleri Müslüman avında, taşeronları olduk!
Konjonktüre göre eşek edip biniyorlar, at edip sürüyorlar.
Şimdilerde Kıbrıs civarını kaşıyorlar.
Akdeniz havzamızı bulandırıyorlar.
AB üyesi Kıbrıs Rum kesimi, Doğu Akdeniz’i tek yanlı münhasır ekonomik bölge ilan ediyor. Parselliyor.
Hatırlayın, geçen Aralık ayında, Rumlar, 12. parselde doğalgaz bulduklarını açıklıyorlar; Ankara’nın stratejik ortağımız ve BOP başkanımız diye deklare ettiği Amerika’nın Noble şirketi ilk sondajı yapıyor.
AB üyesi Kıbrıs Rum kesimi, 12 parsele ayırdığı alanda, 2. tur hidrokarbon arama ihalesi açıyor.
Yağma Hasan’ın böreği olunca; Batı dünyası çullanıyor.
12 parselden 9’u için İngiltere, Fransa, ABD, İsrail, Hollanda, Güney Kore, Rusya, Malezya, İtalya, Avustralya, Norveç, Kanada, Güney Kıbrıs ve Lübnan’dan 5’i şirket, 10’u konsorsiyum olmak üzere toplam 15 teklif geliyor.
Hemen burnumuzun dibinde, Antalya’mızın açıklarındaki 1 ve 4 numaralı parsellere kimse dokunmuyor.
Dış politikada “sıfır sorun” mavalı okuyan Ankara ne yapıyor?!
Çağrı… Girmeyin bu ihaleye!
Başbakan R. T. Erdoğan, Suriye sınırında “özel planlı dalaşlar” gerçekleştiğinde, NATO’yu imdada çağırmıştı.
Şimdi ne yapacak?!
Akdeniz’i bulandıranlar, KKTC’nin civarını parselleyenler, NATO üyesi, AB üyesi devletler ve ABD… Erdoğan ve AKP hükümeti, NATO’dan veya ABD’den medet isteyemeyeceğine göre, kimden medet isteyecek?!
Dostluk ve düşmanlık bağlamında ilkesi ve stratejisi olmayan devletler ve hükümetlerin ayağı birbirine dolanır, tepetaklak olurlar.
Türkiye bu kaderi yaşamadan önce aklını başına devşirsin… AKP hükümetinin “sıfır sorun” mavalının “sıfır komşu”ya dönüştüğünü görsün.
Görmezsek, Türkiye’ye ve Türk milletine kimse acımaz!
Vaziyet, istisnasız bütün “komşu veya kardeş ülkeler”le “kavgalı” hale gelmemizin ötesine taşıyor.
Türkiye, komşularının tamamının “düşman devlet”i haline geldi. Türkiye için “düşman devlet” nitelemesi yapılmaya başlandı.
Bundan daha vahim bir “tecrit” mi olur?!
Kurtuluş Savaşında bile böyle bir tecrid yaşamadı Türk milleti…
AKP hükümeti, diplomaside tarihi bir rekor kırmış oldu böylece!
Henüz bir asır önce Ehl-i Salib’e karşı kurtuluş mücadelesi verdik. İşgalci Haçlı dünyasıyla kapıştık… İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlar…vs dört bir yandan üstümüze çullandılar.
Bu gerçeği idrak etmek için, Çanakkale mahşeri sahnesini hatırlamak yeter!
İnanın, Kurtuluş Savaşı’nda bile etrafımız bu derece çevrilmemişti. Komşu ve kardeş ülkeler, bizi bu derece “düşman” bellememişler, arkadan hançerlememişlerdi… Hatta birçokları, o dönemde kurtuluş mücadelemizde yardımcı oldular, duacı oldular.
AKP’nin “sıfır sorun” dediği “sıfır diplomasi” sayesinde bu komşu ve kardeş ülkelerle düşman hale geldik.
Haçlı dünyası ve ABD, Türkiye’ye “deli gömleği” giydirdi; kendi coğrafyasında Türkiye “tam tecrit” oldu.
Kapı komşularımız olan Ehl-i iman ve Ehl-i İslam ile bağlarımızı koparttık, kapılarımızı kapattık; Haçlılara yani müşrik Ehl-i Salib’e teslim olduk.
Öyle ki, il ve ilçelerimizin düşman işgalinden kurtuluşunu canlandıran “kurtuluş mücadelesi seremonileri”ni dahi kaldırdık.
Aramızda hiçbir medeniyet, iman, kültür ve kimlik bağı bulunmayan dünün ve bugünün “işgalci Haçlı dünyası”yla adeta kardeş oluverdik.
Kardeşliğin ötesinde, teslim olduk, uydu olduk, kuyruk olduk, köle olduk!
İslam coğrafyasında sürdürdükleri Müslüman avında, taşeronları olduk!
Konjonktüre göre eşek edip biniyorlar, at edip sürüyorlar.
Şimdilerde Kıbrıs civarını kaşıyorlar.
Akdeniz havzamızı bulandırıyorlar.
AB üyesi Kıbrıs Rum kesimi, Doğu Akdeniz’i tek yanlı münhasır ekonomik bölge ilan ediyor. Parselliyor.
Hatırlayın, geçen Aralık ayında, Rumlar, 12. parselde doğalgaz bulduklarını açıklıyorlar; Ankara’nın stratejik ortağımız ve BOP başkanımız diye deklare ettiği Amerika’nın Noble şirketi ilk sondajı yapıyor.
AB üyesi Kıbrıs Rum kesimi, 12 parsele ayırdığı alanda, 2. tur hidrokarbon arama ihalesi açıyor.
Yağma Hasan’ın böreği olunca; Batı dünyası çullanıyor.
12 parselden 9’u için İngiltere, Fransa, ABD, İsrail, Hollanda, Güney Kore, Rusya, Malezya, İtalya, Avustralya, Norveç, Kanada, Güney Kıbrıs ve Lübnan’dan 5’i şirket, 10’u konsorsiyum olmak üzere toplam 15 teklif geliyor.
Hemen burnumuzun dibinde, Antalya’mızın açıklarındaki 1 ve 4 numaralı parsellere kimse dokunmuyor.
Dış politikada “sıfır sorun” mavalı okuyan Ankara ne yapıyor?!
Çağrı… Girmeyin bu ihaleye!
Başbakan R. T. Erdoğan, Suriye sınırında “özel planlı dalaşlar” gerçekleştiğinde, NATO’yu imdada çağırmıştı.
Şimdi ne yapacak?!
Akdeniz’i bulandıranlar, KKTC’nin civarını parselleyenler, NATO üyesi, AB üyesi devletler ve ABD… Erdoğan ve AKP hükümeti, NATO’dan veya ABD’den medet isteyemeyeceğine göre, kimden medet isteyecek?!
Dostluk ve düşmanlık bağlamında ilkesi ve stratejisi olmayan devletler ve hükümetlerin ayağı birbirine dolanır, tepetaklak olurlar.
Türkiye bu kaderi yaşamadan önce aklını başına devşirsin… AKP hükümetinin “sıfır sorun” mavalının “sıfır komşu”ya dönüştüğünü görsün.
Görmezsek, Türkiye’ye ve Türk milletine kimse acımaz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019