Malum kadro bu yıl onuncusunu yaptıkları sözde “Türkçe olimpiyatları” üzerinden açık açık mesaj verdiler “iktidar bizde” diye.
Hangi vilayette program yaptılarsa mutlaka bir iktidar temsilcisinin eline mikrofon verdiler ve mutlaka okyanus ötesine bir vekilin, bir bakanın ağzından selam ve saygı gönderdiler.
Devlet bakanları, icracı bakanlar adeta selam gönderme yarışına girdiler, yapılan “hizmetleri” öve öve bitiremediler.
Halbu ki yakın ve uzak tehlikelere karşı milleti uyarma gibi öncelikli vazifeleri vardı bu sayın bakanların.
Milletin, milletlerin çoluk-çocuğunu Amerikan emperyalizmi adına devşiren bir organizasyonun şakşakçılığını yapmak, hem de maaşlarını bu milletten alan bakanlara asla yakışmadı.
“İktidar bizde” gerçeğini davullarla, zurnalarla, baknalarla ve vekillerle ilan etmenize aslında hiç gerek yoktu, gelinen son noktadan itibaren geriye doğru iz süren basiretli vatandaş size, sizin adreslere rahatlıkla ulaşabiliyordu.
Ordusu içerde, teröristi dışarıda, Devlet şeref madalyası almış subaylar, fesat üretim merkezlerinin marifetleri ve iftiraları ile sorguda, yargıda ve fakat kaç mehmetçik katletmiş oldukları dahi bilinmeyen eli kanlı teröristlerin merasimlerle karşılandığı bir manzara başka kimin eseri olabilirdi ki?
Bu fotoğraf “iktidarın sizde” olduğunu adeta haykırıyor.
Yanmayan kömürler millete, madenler, cevherler, altınlar, borlar, toryumlar küresel tefecilere...
Üç-beş günlük iaşe kabilinden makarnalar, bulgurlar, patatesler, soğanlar millete, altın değerindeki tarım arazileri küresel tefeci şirketlere...
Her ayda, her üç ayda, beş ayda katlanan faturalar millete, altın yumurtlayan tavuk mesabesindeki kurumlar ecnebi şirketlere...
Haçlı mezaliminden en çok çekmiş olan bu milltin çocuklarına “düşmanları sevmeyi öğütleyen” diyalog içerikli kitaplar millete, vadiler, yaylalar, dağlar, ormanlar altındaki medenlerle birlikte tefeci şirketlere...
Böyle bir fotoğraf başka kimin eseri olabilirdi ki?
Onun için zahmet edip “iktidar bizde” provaları yapmanıza hiç gerek yok.
Cari açıkla boğuşan, terörle boğuşan, fertler arası, kurumlar arası, aileler arası güven sıfırlanmış, intihar sayısı artmış, çöpten ekmek, sebze toplayanları çığ gibi büyümüş bir ülke zaten iktidarda tam kadro sizlerin olduğunu haykırıyor.
Hemen yanı başında bir buçuk milyon kardeşi haçlılar tarafından katledilmiş duymamış, diğerine haçlı ittifakı ile beraber tepeden dalınmış paramparça edilmiş tınmamış bir kamuoyu sizin eseriniz değil mi?
İngiliz kültürne hizmetten dolayı, Amerikan yayılmacılığına üstün katkılarınızdan dolayı, Türk milletini uyutma başarınzıdan dolayı o cenahtan gelebilecek her çeşit ödülü fazlası ile hak ettiniz.
Bu gün “iktidar sizde”!
Yarına Allah Kerim.
Hangi vilayette program yaptılarsa mutlaka bir iktidar temsilcisinin eline mikrofon verdiler ve mutlaka okyanus ötesine bir vekilin, bir bakanın ağzından selam ve saygı gönderdiler.
Devlet bakanları, icracı bakanlar adeta selam gönderme yarışına girdiler, yapılan “hizmetleri” öve öve bitiremediler.
Halbu ki yakın ve uzak tehlikelere karşı milleti uyarma gibi öncelikli vazifeleri vardı bu sayın bakanların.
Milletin, milletlerin çoluk-çocuğunu Amerikan emperyalizmi adına devşiren bir organizasyonun şakşakçılığını yapmak, hem de maaşlarını bu milletten alan bakanlara asla yakışmadı.
“İktidar bizde” gerçeğini davullarla, zurnalarla, baknalarla ve vekillerle ilan etmenize aslında hiç gerek yoktu, gelinen son noktadan itibaren geriye doğru iz süren basiretli vatandaş size, sizin adreslere rahatlıkla ulaşabiliyordu.
Ordusu içerde, teröristi dışarıda, Devlet şeref madalyası almış subaylar, fesat üretim merkezlerinin marifetleri ve iftiraları ile sorguda, yargıda ve fakat kaç mehmetçik katletmiş oldukları dahi bilinmeyen eli kanlı teröristlerin merasimlerle karşılandığı bir manzara başka kimin eseri olabilirdi ki?
Bu fotoğraf “iktidarın sizde” olduğunu adeta haykırıyor.
Yanmayan kömürler millete, madenler, cevherler, altınlar, borlar, toryumlar küresel tefecilere...
Üç-beş günlük iaşe kabilinden makarnalar, bulgurlar, patatesler, soğanlar millete, altın değerindeki tarım arazileri küresel tefeci şirketlere...
Her ayda, her üç ayda, beş ayda katlanan faturalar millete, altın yumurtlayan tavuk mesabesindeki kurumlar ecnebi şirketlere...
Haçlı mezaliminden en çok çekmiş olan bu milltin çocuklarına “düşmanları sevmeyi öğütleyen” diyalog içerikli kitaplar millete, vadiler, yaylalar, dağlar, ormanlar altındaki medenlerle birlikte tefeci şirketlere...
Böyle bir fotoğraf başka kimin eseri olabilirdi ki?
Onun için zahmet edip “iktidar bizde” provaları yapmanıza hiç gerek yok.
Cari açıkla boğuşan, terörle boğuşan, fertler arası, kurumlar arası, aileler arası güven sıfırlanmış, intihar sayısı artmış, çöpten ekmek, sebze toplayanları çığ gibi büyümüş bir ülke zaten iktidarda tam kadro sizlerin olduğunu haykırıyor.
Hemen yanı başında bir buçuk milyon kardeşi haçlılar tarafından katledilmiş duymamış, diğerine haçlı ittifakı ile beraber tepeden dalınmış paramparça edilmiş tınmamış bir kamuoyu sizin eseriniz değil mi?
İngiliz kültürne hizmetten dolayı, Amerikan yayılmacılığına üstün katkılarınızdan dolayı, Türk milletini uyutma başarınzıdan dolayı o cenahtan gelebilecek her çeşit ödülü fazlası ile hak ettiniz.
Bu gün “iktidar sizde”!
Yarına Allah Kerim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025