Denemesi bedava. İsterseniz sorun, “resepsiyon” ne demek diye? Ülkemizde ister eğitimli olsun, isterse eğitimsiz, entel-dantel dahil Türk insanının dağarcığındaki sözcüklerden sadece biridir, şu malum “resepsiyon” sözcüğü. Bir de kolpocu bıçkınlar dünyasında “Recep-tion” biçiminde yazılmasından ötürü “Recep Abi” diyenlerimiz de yok değildir hani. “Recep Abi’ye uğradın mı, annadın mı?” gibi bir şey… Ama siz ortalama sokaktaki insana “resepsiyon” sözcüğü nedir, diye sorarsanız? Herhalde alacağınız yanıt üç aşağı beş yukarı şöyle olacaktır:
“Otelde müşterilerinin karşılandığı, giriş-çıkış ve ödeme işlemlerinin yapıldığı, lobide konuşlandırılmış olan bir otel birimidir. Her ne kadar burada yapılan basit bir işmiş gibi gözükse de, insanlarla uğraştıklarından dolayı çok yoğun ve stresi yüksek bir yerdir.”
İşte şimdi burada durmak lazım, maalesef son zamanlarda TBMM çatısı altında yapılan 23 Nisan resepsiyonları da stres sözcüğü ile büyük ölçüde bütünleşmiştir. Son on yılda yaşananlar öylesine stres yüklüdür ki, resepsiyon her ne kadar kabul töreni olarak algılansa da devletin üst yönetimine bir stres göstergesi olarak damgasını vurmuştur. Bir de resepsiyonun davet edilenler için bir anlamı daha vardır. Bunun anlamı ise çok basittir. “Bedava yiyoz, içiyoz, goy goy yapıyoz” dur. Resepsiyonun bir başka önemli anlamı daha vardır ki, asıl tartışılması gereken budur. Bir hukuk sisteminin bütünüyle veya bir devlete ait bir yasanın başka bir ülkede tümüyle yada kısmen benimsenmesidir ki, asıl ülkemizde tartışılması gereken budur.
Ama biz de tartışılan ise yeme içme faslı ile türbanlı eşlerin kamusal alana girip giremeyeceği meselesidir. Örneğin, bir kere bu seneki 23 Nisan resepsiyonları geçmiş yıllardan ve her sene kutlanandan farklıdır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek kendi ev sahipliğinde TBMM çatısı altında on yıl sonra ilk kez bir eşli resepsiyonu gerçekleştirmiştir. Bu konuda ne kadar mesafe alındığını sizlerin takdirlerine sunuyorum. Bu anlamlı 23 Nisan Resepsiyonu’na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 9,5 yıllık iktidar döneminde ilk kez eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılmıştır. Bu şekilde türban ilk kez kamusal alanda deklere edilmiştir. Resepsiyona katılan Başbakan, “Daha önce farklı şartlar olduğu için uygun değildi, ama şimdi uygun şartlar oluştuğu için birlikte geldik” dedikten sonra bir basın mensubunun, “Askerler de uzun zamandır ilk defa resepsiyona geldiler” sözleri üzerine Erdoğan, “Buradalar değil mi? Güzel” ifadesini kullanmaktan kendini alamamıştır. Daha önceki yıllarda eşli 23 Nisan Resepsiyonu’nu bir bakıma boykot eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi bu resepsiyonda tam kadroyla boy göstermesi farklı şekillerde yorumlanmıştır. Ayrıca bu resepsiyona CHP lideri çocuklarla beraber olmak için deyip, bir anlamda takiyye yaparak, BDP de katılmayışına bir anlam yüklemek için bilinçli bir şekilde katılmadıkları görülmüştür. Kuşkusuz bütün bunlar, Türk gazeteciliği bakımından irdelenmesi gereken önemli olaylardır. Ama yalın bir gerçek vardır ki, birincisi, “ülkede ulusal egemenlik kaldı mı ki, adı lazım değil böyle bir kabul törenine katılalım?” İkincisi bundan da önemlidir, bundan sonra bu kabul töreni “Limonatalı Sünnet Düğünü” formatında kutlanacağından, hanımefendi-beyefendi makulesinde katılmama algısını göstermek denenmiştir. BDP taifesinde ise “Resepsiyon, mesepsiyon nizani, heval” algısı iyice belirginleşmiştir, haberiniz olsun sevgili okurlar. Benden söylemesi…
“Otelde müşterilerinin karşılandığı, giriş-çıkış ve ödeme işlemlerinin yapıldığı, lobide konuşlandırılmış olan bir otel birimidir. Her ne kadar burada yapılan basit bir işmiş gibi gözükse de, insanlarla uğraştıklarından dolayı çok yoğun ve stresi yüksek bir yerdir.”
İşte şimdi burada durmak lazım, maalesef son zamanlarda TBMM çatısı altında yapılan 23 Nisan resepsiyonları da stres sözcüğü ile büyük ölçüde bütünleşmiştir. Son on yılda yaşananlar öylesine stres yüklüdür ki, resepsiyon her ne kadar kabul töreni olarak algılansa da devletin üst yönetimine bir stres göstergesi olarak damgasını vurmuştur. Bir de resepsiyonun davet edilenler için bir anlamı daha vardır. Bunun anlamı ise çok basittir. “Bedava yiyoz, içiyoz, goy goy yapıyoz” dur. Resepsiyonun bir başka önemli anlamı daha vardır ki, asıl tartışılması gereken budur. Bir hukuk sisteminin bütünüyle veya bir devlete ait bir yasanın başka bir ülkede tümüyle yada kısmen benimsenmesidir ki, asıl ülkemizde tartışılması gereken budur.
Ama biz de tartışılan ise yeme içme faslı ile türbanlı eşlerin kamusal alana girip giremeyeceği meselesidir. Örneğin, bir kere bu seneki 23 Nisan resepsiyonları geçmiş yıllardan ve her sene kutlanandan farklıdır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek kendi ev sahipliğinde TBMM çatısı altında on yıl sonra ilk kez bir eşli resepsiyonu gerçekleştirmiştir. Bu konuda ne kadar mesafe alındığını sizlerin takdirlerine sunuyorum. Bu anlamlı 23 Nisan Resepsiyonu’na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 9,5 yıllık iktidar döneminde ilk kez eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılmıştır. Bu şekilde türban ilk kez kamusal alanda deklere edilmiştir. Resepsiyona katılan Başbakan, “Daha önce farklı şartlar olduğu için uygun değildi, ama şimdi uygun şartlar oluştuğu için birlikte geldik” dedikten sonra bir basın mensubunun, “Askerler de uzun zamandır ilk defa resepsiyona geldiler” sözleri üzerine Erdoğan, “Buradalar değil mi? Güzel” ifadesini kullanmaktan kendini alamamıştır. Daha önceki yıllarda eşli 23 Nisan Resepsiyonu’nu bir bakıma boykot eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi bu resepsiyonda tam kadroyla boy göstermesi farklı şekillerde yorumlanmıştır. Ayrıca bu resepsiyona CHP lideri çocuklarla beraber olmak için deyip, bir anlamda takiyye yaparak, BDP de katılmayışına bir anlam yüklemek için bilinçli bir şekilde katılmadıkları görülmüştür. Kuşkusuz bütün bunlar, Türk gazeteciliği bakımından irdelenmesi gereken önemli olaylardır. Ama yalın bir gerçek vardır ki, birincisi, “ülkede ulusal egemenlik kaldı mı ki, adı lazım değil böyle bir kabul törenine katılalım?” İkincisi bundan da önemlidir, bundan sonra bu kabul töreni “Limonatalı Sünnet Düğünü” formatında kutlanacağından, hanımefendi-beyefendi makulesinde katılmama algısını göstermek denenmiştir. BDP taifesinde ise “Resepsiyon, mesepsiyon nizani, heval” algısı iyice belirginleşmiştir, haberiniz olsun sevgili okurlar. Benden söylemesi…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013