23 nisan 1920'de General Hamilton ve Amiral Robecce, Gelibolu Yarımadasının, donanma desteğinde kara harekatı ile alınması için harekat emrini verirler. Asker dolu gemiler ve zırhlılar demir alarak sırayla limandan çıkmaya başladılar. Gemilerde zafer marşları çalarken askerler İstanbul, İstanbul diye coşarak varmak istedikleri hedefe bağırıyorlar. Donanma desteğinde Gelibolu yarımadası güneyden işgal edilecek. Donanma tarafından zorlanan Boğazdan geçilerek Marmara'ya oradan da İstanbul'a ulaşmak. İstanbul'a donanma yaklaşınca padişah ve yöneticiler teslim olup barış isteyecekler. Bu teslimiyet sonucunda Osmanlı devleti yıkılacak, toprakları paylaşılacaktı. Ama 25 Nisan'da başlayan Çanakkale vuruşmalarında Anadolu'nun yiğitleri geçit vermedi. Osmanlı tarihinin son sayfalarını zaferleri ile süslediler. Düşman karşısında dökülmedi, yıkılmadı. Yalnız 30 ekim 1918'de Mondros Limanında öyle bir ateşkes antlaşması imzalandı ki padişah ve hükümeti teslim oldu. İşte o zaman Çanakkale'yi geçemeyen Anlaşma Devletleri donanmaları İstanbul önlerine gelir. Kendi aralarında yaptıkları gizli antlaşmalara göre Türk'e esir muamelesi yaparak Anadolu'yu işgal ederler.19 mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa halka "Efendiler bu vaziyet karşısında bir tek karar vardır, o da Hakimiyet-i Milliyeye müstenit Bikayduşart müstakil yeni bir Türk devleti kurmak" düşüncesini açarak çalışmaya başlar.22 Haziran 1919'da Amasya'da arkadaşları ile hazırladığı genelgeyi yayınlar. Bu genelgenin üçüncü maddesi "Milletin bağımsızlığını, Milletin azim ve kararı kurtaracaktır" dördüncü maddesi "Milletin bu durumunu göz önünde tutarak onun hak isteyen sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir milli heyetin varlığı elzemdir" düşünceleri ile asıl hedefi göstermiştir. Bu hedef genelgenin hükümlerinde de var olan siyasi düşünce ve karar, milli egemenliğe ve milli bağımsızlığa dayanan milli bir harekettir. Bu hareket işgalcilere karşı bağımsızlık savaşıdır.16 Mart 1920'de İstanbul Anlaşma devletleri tarafından resmen işgal edilir. Meclis-i Mebusan tatil edilir. Bu durum üzerine Mustafa Kemal Paşa, Ankara'da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin toplanmasına teşebbüs eder. 19 Mart 1920'de Heyet-i Temsiliye adına vilayetlerde, milletin bağımsızlığını, devletin kurtuluşunu sağlayacak bir seçim tebliği yayınlar.Son Osmanlı Meclis-i Mebussan'ından gelenlerle ve seçilen mebuslarla toplam 337 mebusandan oluşan ilk T.B.M.M'sini oluşturur.23 Nisan 1920 de, Ankara'ya gelebilen 115 mebusun iştiraki ile ilk T.B.M.M'sini Cuma günü, en yaşlı olan Sinop Mebusu Şerif Beyin başkanlığında ilk toplantısını yapar. 24 Nisan tarihli toplantıda Mustafa Kemal Paşa Meclis reisi seçilir. Seçimden sonra, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşanın teklifi ile T.B.M.M.si 1 nolu kararı ile "Mevcudiyetini ve teşekkülünü İlan eder." Ayrıca, devlet vazife ve mesuliyetinin, Heyet-i Temsiliyeden alınarak, T.B.M.M.'since deruhte edilmesine karar verilir. 2 Mayıs'ta da onbir kişiden oluşan icra vekilleri ile ilgili kanun çıkarılır.Böylece Mustafa Kemal Paşa, 23 Nisan 1920 de, ülkemizde tek şahıs saltanatından Milli Egemenliğe geçişi sağlayan ilk önderdir. O,savaşı da, siyaseti de daima milleti adına yapmıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012