Acısı tatlısı ile bir yılı daha geride bıraktık. Hayat takvimimizden 2006 yılına ait 365 sayfa tükendi. Yeni bir yılın ise ilk günleri adeta birbirine nazire yaparcasına hızla bitiveriyor.Öncelikle okuyucuların yeni yıllarını tebrik ederek başlamak istiyorum.Herkes için rutin bir alışkanlıktır yıl sonunda geriye dönüp bakmak. Neler yaşandı ve unutulmayan hadiseler nedir diye? Bir hafıza tekrarı yapılır.Sizleri bilmem ama benim yapmış olduğum bu tekrarda 2006 yılının unutulmayan olayları ne; "Erke" adı verilen dönengeç ile yakıtsız çalışabilecek bir sistemin geliştirilmesi ne de ecdadını kötüleyerek Nobel edebiyat ödülü (!) kazanan Orhan Pamuk v.s. değil.Nedir o halde -bana göre- yılın olayı söyleyeyim. 25-26 Mart 2006 tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 25 ülkeden 100'ü aşkın ilim adamı tarafından tüm dünyaya tanıtılarak, uluslararası gündeme taşınan Prof. Dr. Haydar Baş Beyin kaleme aldığı "Milli Ekonomi Modeli"dir sevgili okur.Bir iktisatçı olarak bu hakkı teslim etmek zorundayım. Sahasında otorite kabul edilen iktisatçıların, tebliğler sunarak dünyaya deklare ettiği ve Nobel'e aday gösterilen bu model, sadece ülkemiz için değil ekonomisi durgunluk ve dağınıklık yaşayan diğer ülkeler için de bir kurtuluş reçetesi olarak 2006 yılının olayıdır.Bu tarihi kongrede tebliğ sunan ve yanlış hatırlamıyorsan Putin'in danışmanlığını yürüten bir Prof.'un şu tespiti çok dikkat çekicidir:"? Biz Ruslar komünizmden çok çektik. Halkımız perişan oldu. Sosyalizm ve Liberalizmden şimdi Avrupa ve Türkiye çekiyor. Fakat Milli Ekonomi Modeli ile tüm dünya huzura ve mutluluğa kavuşacaktır." Bu sözler aslında her şeyi ifade ediyor sevgili okur. Ki bundan dolayı model yine 2006 yılı içerisinde Putin'in talimatı doğrultusunda komşumuz Rusya'da uygulanmaya başlandı. Ev hanımlarına maaş bağlandı. Darısı ülkemizin başına diyelim.Bir Türk evladının kaleme aldığı bu model ve sayın Bş'ın 2006 yılında Nobel'e aday gösterilmesi onur ve gurur verici bir hadisedir.Ülkesini karalayan ve geçmişini sorgulayanlara ödül veren (!) zihniyet bu modele ödül verir mi bilinmez ama sayın Baş, bu tezi ile Türk dünyası başta olmak üzere ekonomik çöküntü içerisinde olan diğer ülke halkları tarafından çoktan "gönül" ödülünü aldı bile.İnsanlık, uzun yıllardan beri serbest piyasa ekonomisinin, kapitalizmin, sosyalizmin çarkları arasında ezilmeye mahkûm edilmişti. Kapitalizmde, devlet bir avuç mutlu azınlığa hizmet ederken; komünizmde, halk devlete hizmet etmiştir. Halk komünizmde de sefil olmuştur."Milli Ekonomi Modeli'nde ise, devlet milletin rahatı, huzuru, insanca yaşaması için vardır" diyen bir düşüncenin dünyada yankı bulması ve ödüle aday gösterilmesi 2006 yılının olayı değil mi?Siz söyleyin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012