İslam coğrafyası hem maddi ve hem de manevi olarak kuşatılmış hatta esir alınmış vaziyette. İslam coğrafyasındaki maddi esareti görüyorsunuz. Adamlar açıkladı; Biz "Büyük Ortadoğu Projesi" (BOP) kapsamında 22 İslam ülkesinin sınırlarını değiştireceğiz. Dediklerini de yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Bizim Başbakan da bu projenin eş başkanı olmakla övünüyor ayrıca! Ya İslam coğrafyasında ve özellikle ülkemizde yaşanan manevi esaret! Evet, bu esaretin adı ise "Dinlerarası Diyalog". Ve Türkiye'nin en kalabalık, maddi olarak en zenginleşmiş cemaatinin, yapılanmasının başındaki kişi bu diyaloğun bir parçası, her ne kadar ABD'de yaşasa da Türkiye'de ki lideri.Bu diyalog nasıl başladı, amacı neydi vb. şeylere şimdi girmeyeceğim. Zaten bu konuda gazetemizin değerli yazarları, devletin ve milletin maddi ve manevi bütünlüğüne inanan araştırmacılar, yazarlar, bilim ve ilim adamları bu oynanan oyunu belgeleriyle açıkladı, sonuçlarını hem dinen, hem siyaseten ortaya koydular.Ben birkaç anımsatmayla, hem hafızaları yenilemek, hem de papalar değişse de sürecin aynen devam ettiğini ama bunu bir türlü anlamayan, din adına ekranlardan, hem "diyaloga karşıyım" hem de "ne var papayla görüşmesinde. Biz o zamanlarda da buna karşı çıkmadık" açıklamalarıyla, diyalogun bir parçası haline gelenlere, tekrar bir muhasebe imkânı tanımak adına kısa başlıklar aktaracağım?Papa 2. Paul 1991 yılında, "Dinlerarası diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır" diye tarif etmişti bu diyalogu. Yine Papa 2. Paul 2000 yılında; "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Afrika ve Amerika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda Asya'yı Hıristiyanlaştıralım." (Aynı söylemler 1960'larda da gündemlerindeydi.)"Kilise ile diğer dinler arasındaki diyaloga evet. Ama aynı zamanda tek kurtarıcının İsa olduğunu ilan etmek gerekiyor." (Papa 2. Jean Paul, Sen Pietro Kilisesi 25.06.2000) "Bu diyalogun tek amacı İncil'i tanıtmaktır. Muhataplar ikinci Âdem'i (Hz. İsa'yı) Tanrı olarak kabul etmek zorundadırlar ki, Birinci Âdem'i de (Hz. Adem'i de) yaratan odur." (Kateşizm Kitabı Vatikan Yayınları) "Bütün insanlar Hz. İsa'ya döndürülmeli, bütün insanlar vaftiz olarak kilisede birleşmeli ve onun vücudu olan kiliseye girmelidir. Yollar, usuller, metotlar değişir ama hedef hiç değişmez: Bütün insanları Hıristiyanlık dinine sokmaktır nihai maksadımız." (Towards A Pastoral Approach to culture Vatikan 1999)Papa 2. Paul ve Vatikan'ın Dinlerarası diyalogdan kasıtları ve hedefleri bu. F. Gülen ne yapmıştı. "Muhterem papa Cenapları(!)" diye başlayan, sözde kardeşlik, birlik vurgusu yapan, İslam'ın yanlış anlaşılan bir din olduğunu, üç dininde temelde aynı olduğunu iddia eden vs. mektubunu papaya göndermiş. O tarihlerde bu mektup Zaman gazetesi ve Aksiyon dergisinde yayınlanmıştı. Daha sonra Vatikan'a yaptığı ziyarette Papa 2. Paul'e "Kutsal misyonunuzun bir parçası olmak üzere burada bulunmaktayım" sözüyle papaya "biat" etmişti. Papa'nın kutsal (!) misyonu neydi? "Bütün insanları Hıristiyanlık dinine sokmak" Şimdi bir Müslüman böyle bir misyonun (görevin) bir parçası olabilir mi? Destekleyebilir mi? Destekleyenlerin yanında yer alabilir mi? Desteklemese de bu gerçekleri gördüğü, bildiği halde sessiz kalabilir mi?Papa 2. Paul öldü. Yerine Papa 16. Benedict geçti. Bu papanın İslam ve peygamberimiz hakkında yaptığı söylemler iftiranın ötesinde hakkı inkâr etmekti, topyekûn Müslümanları ve inançlarını aşağılamaktı. Bir iki tepki verildi diyanetten ama milletten bu süreç ve söylemler saklandı. Gündem edilip, tartışılmadı bile. Ne demişti Papa 16. Benedict Almanya ziyaretinde? "Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok? İslam'daki "Dinde zorlama yoktur" görüşünün Hz. Muhammed'in güçten yoksun olduğu ilk dönemleri yansıttığını öne sürdü. Ayrıca Papa bu açıklamasını desteklemek için, 14'üncü yüzyılda yaşamış olan ve Hıristiyan dünyasında, Türklere karşı mücadelesiyle tanınan Bizans imparatoru Paleologos'un "Muhammed'in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler getirdi" sözlerine yer verdi. (14.09.2006)Aynı papa, Regensburg Üniversitesinde yaptığı açıklamasında; "Hıristiyanlıkta Tanrı ve akıl arasında ayrılmaz bir bağ var. İslam'da Tanrı o kadar soyut ki, akıl ile Tanrı arasında bu bağ yok. İslami cihat akla ve Tanrı'ya karşıdır" dedi. (O gezisinde)Aynı papa 2006 yılında Türkiye'ye geldi. Bir dizi ziyaretlerde bulundu. Sultan Ahmet Camii'ne gitti. Ve İstanbul müftüsü bu papaya "gel beraber dua edelim" teklifinde bulundu. Papanın inandığı ilah ile İstanbul müftüsünün inandığı ilah aynı ilah olabilir mi? 26.09.2011 tarihinde gazetemizde yayınlanan haberde Papa 16. Benedict Almanya'yı tekrar ziyaret etmiş. Yaptığı açıklamalar ise en cahil Müslümanın bile kabul etmeyeceği, niyetlerinin ne olduğunu anlayacağı açıklıkta idi. Ama gel gör ki, birileri âlim sıfatıyla bu gerçekleri görmüyor(!), anlamıyor(!), anlatmıyor. Artı birde bu söylemleri Müslümanlara öyle bir tefsir ederek sunuyor ki, adeta bal şerbeti adına zehir içiriyorlar millete. Ne diyor son Almanya ziyaretinde Papa 16. Benedict; Yahudi ve Hıristiyanlara birlik mesajı verirken Müslümanlara "dinler arası diyaloga devam edin" çağrısında bulundu. Ayrıca Papa konuşmasında Avrupa kültürel kimliğini "İsrail'in Tanrı inancı", "Yunanlıların felsefî aklı" ve "Romalıların hukuk anlayışının" bir araya gelmesinden meydana geldiğini söyledi. Avrupa kültür mirasının; insan hakları, insanların yasa önündeki eşitliği, insan haysiyetinin dokunulmazlığı, insanların davranışlarından sorumlu tutulması gibi kavramlardan oluştuğunu belirten Papa bu mirasın korunmasını istedi? (Yeni Mesaj Gazetesi 26.09.2011)İsteyen bu misyonun bir parçası olur. İsteyende "la ilahe illallah Muhammed Resulullah" der ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılır. Dedik ya! Dinde zorlama yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025