120 maddede müminin sıfatları - II

(Dünden devam ediyoruz)

61-Derin kavrayış ve ilme dayalı olarak insanları Allah için sever. 

62-Biriyle Allah rızası için ilişkisini kestiği zaman kararlı ve azimli davranır. 

63-Sevinmek onu çığırından çıkarmaz. Varlık içinde olmak onu şımartıp, azgınlaştırmaz. 

64-Alimlerle müzakere eder, cahillere öğretmenlik eder.

65-Felaketler onu sarsmaz, musibetler onu korkutmaz. 

66-Ona göre her çaba kendisinin çabasından daha içtenliklidir. 

67-Onun nazarında her nefis onun nefsinden daha iyidir. 

68-Kendi kusurlarını bilir. Kendi kederiyle meşguldür. 

70-Rabbinden başkasına güvenmez. 

71-Gariptir, yalnızdır, mahzundur. 

72-Sevdi mi, Allah için sever. Allah için cihat eder. O'nun rızasını elde etmek için…

73-Nefsi için, nefsinin emri doğrultusunda intikam almaz. 

74-Rabbini öfkelendiren bir iş yapan kimselerle dostluk kurmaz. 

75-Yoksullarla oturup, kalkar. Doğruların yoldaşıdır. 

76-Hak ehlinin destekçisidir.

77-Akrabalara yardım eder. Yetimlerin babası, dulların hamisidir. Düşkünlere iyilik eder, lütufkardır.  

78-Kimin başına bir kötülük gelir, karşısında bir zorluk çıkarsa, onun yardımını umar. Her zorlukta yardım elini uzatması beklenir.

79-İyilik yapmaya koşar ve yüzünden tebessümü eksik olmaz. Asık suratlı değildir. 

80-Tecessüs etmez. Onun, bunun kusurunu araştırmaz. 

81-Din konusu oldu mu, kararlılık abidesi kesilir. 

82-Öfkesini yutkunur. Öfkelenmesine rağmen sevecenliğinden bir şey kaybetmez. 

83-Keskin bakışlıdır. Dikkatli hareket eder. Alabildiğine tedbirlidir. 

84-Anında öfkelenip, harekete geçmez. Biri ona karşı öfkelenip, parlarsa o, ağırbaşlılık eder. 

85-Cimrilik etmez. Biri ona karşı cimrilik etse, sabreder. 

86-Düşünür. İstemekten haya eder. Kanaatkârlık eder böylece kimseye muhtaç olmaz. 

87-Utanması, hayası ve şehevi arzularına baskın çıkar.

88-Sevgisi, kıskançlığını yener. 

89-Bağışlayıcılığı, kinini söndürür. 

90-Doğrudan başka bir şey söylemez.

91-Giyiminde son derece iktisatlı davranır. Yürüyüşünde mütevazidir. 

92-İtaatinde Rabbine boyun eğer. Her halinde Rabbinden hoşnuttur. 

93-Niyeti halistir. Amellerinde hainlik ve aldatma unsurları bulunmaz. 

94-Bakışı ibret alma amaçlıdır. Sessizliği tefekkürdür. Konuşması hikmettir.

95-Öğüt vericidir. Görüş alışverişinde bulunur ve niyeti her zaman olumludur.

96-Gizli-açık hep iyilik eder.

97-Kardeşini terk etmez, onun gıybetini etmez, ona tuzak kurmaz. 

98-Elinden kaçırdığı şeyden dolayı hayıflanmaz. Başına gelen bir şeyden dolayı üzülmez. 

99-Dilenmemesi gereken bir şeyi temenni etmez.

100-Zorluk karşısında paniğe kapılıp, kaçmaz. 

101-Varlık ve refahtan dolayı şımarıp, azmaz. 

102-Ağırbaşlılığı ilimle, aklı sabırla yoğurur. 

103-Tembellikten çok uzak, daima hareket halinde görürsün onu. 

104-Umudu hep yakın hisseder. 

105-Sürçmesi pek azdır. 

106-Tevekkül içinde ecelini bekler. 

107-Kalbi her zaman derin bir ürperti içindedir, Rabbini durmadan anar. 

108-Nefsini ikna etmiştir, cehaletini uzaklaştırmıştır. İşi kolaydır. Dininden dolayı hüzünlüdür. 

109-Şehveti ölüdür. Öfkesi yutkunmuş, ahlakı berraktır. 

110-Komşusu ondan emindir.

111-Büyüklüğü son derece zayıftır. Kendisi için takdir edilene kanaat getirir.

112-Sabrı sarsılmaz, işleri sağlamdır. 

113-Çok düşünür. Öğrenmek için insanların arasına karışır. Gerçeği teslim etmek için susar. Anlamak için sorar. Bilgide her fırsatı değerlendirmek için derine dalar. 

114-Günah işlemek maksadıyla bir haberi susup, dinlemez. 

115-Başkasına zorbalık etmek amacıyla konuşmaz. Nefsinin ona ihtiyacı yoktur. İnsanlar ondan yana rahat ve güven içindedirler.

116-Ahireti için nefsini çok yorar. Bu yüzden insanlar, onun nefsinin kötülüğünden emin olurlar.

117-Biri ona saldırsa sabreder. Öyle ki, saldırganlara karşı Allah ona yardım eder. 

118-Kendisinden kin, öfkeyle uzaklaşanlardan uzaklaşması nezihtir. 

119-Kendisine yaklaşanlara yaklaşması yumuşaklık ve merhamettir. 

120-Kibir ve büyüklenme duygusundan hareketle birinden uzaklaşmaz. Birine yaklaşması da hile ve aldatma nitelikli yaltaklanma şeklinde gerçekleşmez. Daha doğrusu kendinden önceki iyilere uyar. Bu yüzden kendisinden sonraki iyilerin önderi olur." 

Bu sırada Hemmam bir çığlık attı ve bayılarak olduğu yere yığıldı. Bunun üzerine Emir'ül Müminin (Ali b. Ebu Talip) şöyle dedi:

"Allah'a yemin ederim ki, bende bundan korkuyordum. İşte etkili bir vaaz, ehli üzerinde bu derece tesir bırakır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eseri sh:435)