Dün 10 yıllık AKP iktidarının dış politika karnesini yazmış, 2002 öncesi ve 2012 yılı sonundaki durumu karşılaştırmıştık. Bugün AKP’nin ekonomi karnesini yazalım.
Türkiye ekonomisinde 2002 öncesi ve 2012 sonrası durum:
- 2002 yılı öncesinde; 2001 yılı sonunda, Türkiye’de kamunun toplam net borcu, 190 milyar TL idi.
2012 yılı sonu itibariyle; kamunun net borcu 560 milyar TL oldu. 10 yılda devletin borcu yaklaşık 3 kat arttı.
- 2002 yılı öncesinde; özel sektörün dış borcu 75 milyar TL iken, 2012 yılı sonu itibariyle; özel sektörün dış borcu 400 milyar TL oldu. Özel sektörün dış borcuna devlet kefil olduğu için bu borçta devletin borcu sayılır. Bu borç yaklaşık 5 kat arttı.
- 2002 yılı öncesinde; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bankalara borcu 7 milyar TL idi ve bankaların % 97’si Türklerin elinde idi.
2012 yılı sonu itibariyle; vatandaşın bankalara borcu 250 milyar TL oldu ve bankların % 50’si yabancıların eline geçti. Yani birey olarak milletin bankalara olan borcu 35 kat daha artarken bankalarda yabancıların eline geçti.
• 2002 yılı öncesinde; ERDEMİR, İSDEMİR, PETKİM, POAŞ, TÜPRAŞ, SEKA, Türk Telekom, TEKEL alkollü içkiler ve TEKEL İkiz Kuleler, Divriği Demir Madeni, Hekimhan Demir Madeni, İskenderun İSDEMİR Limanı, Ereğli ERDEMİR Limanı, ÇELBOR, USAŞ Hissesi ve 18 Taşınmazı, Şeker Fabrikaları, Çimento Fabrikaları, ESGAZ, BURSAGAZ, ETİ Elektrometalurji A.Ş, ETİ Gümüş A.Ş, ETİ Bakır A.Ş, ETİ Krom A.Ş, Seydişehir Aliminyum işletmesi, Çayeli Bakır işletmesi, Ülke genelindeki bir çok Liman Şehir Hat. Hiz. Ve Gemiler, Sümer Holding-BUMAS, Merinos Halı ve Eryağ A.Ş, Mazi Dağı FosfatTesisi, Afyon, Balıkesir, Aksu, Kastamonu, Karacasu, Akkuş Yibitaş Torba İşletmesi, Başak Sigorta A.Ş, MEYBUZ A.Ş, Araç Muayene İstasyonları SÜTAŞ, İGSAŞ, USAŞ, HAVELSAN A.Ş, ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş, Samsun Gübre Sanayi A.Ş, Enerji Dağıtım kurumları, ülkenin çeşitli yerlerinde onlarca taşınmaz, otoyollar ve boğaz köprüleri ve daha niceleri Türkiye Cumhuriyeti devletine ait varlıklardı. Bu kurumlar hem kar getirir hem vergi verir hem de yüzbinlerce kişiye iş kapısı idi.
2012 yılı sonu itibariyle; yukarıda saydığım ve saymakla bitiremeyeceğim birçok kurum alıcıların çoğu yabancılar olmak üzere satıldı.
- 2002 yılı öncesinde; işsiz sayısı 2 milyon 450 bin iken 2012 yılı sonu itibariyle; işsiz sayısı 2 milyon 964 bin kişi oldu. Büyüme diye anlatılan şeyin onda biri doğru olsaydı türkiyedeki işsiz sayısının çok daha düşmesi gerekirdi.
- 2002 yılı öncesinde; cari açık (mal ticareti yani ithalat-ihracat farkı, hizmetler hesabı yani hizmet sektöründen gelen döviz ve çıkan döviz ve döviz transferi yani ülkemizdeki yabancıların kendi ülkelerine yaptıkları transfer ile vatandaşlarımızın ülkemize yaptığı transfer sonucunda ülkeden çıkan dövizin ülkeye gelen dövizden fazla olması). 80 yıllık dönemde toplam cari açık 44 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
2012 yılı sonu itibariyle; cari açık 80 yılın 7 katına; 330 milyar TL'ye ulaştı. Sadece bu açığı kapatmak için son 10 yıllık dönemde 330 milyar TL döviz borçlandık. Ya da kaynağı belirsiz, ülkemizi sömürerek her an terk edebilecek sıcak paralara bel bağladık.
10 yılda devletin borcu 3 kat, özel sektörün yabancılara olan borcu 5 kat, Türk milletinin bankalara olan borcu ise 35 kat arttı. Hala devlet kasasına girenden daha çoğunu dışarıya ödemek zorunda ve işsiz sayısı artıyor. Ekonomi çok iyi! Kriz bizi teğet geçti!
Bizim tarafta herkes borçlu ve her şey satıldı. Borçlu varsa bir alacaklı, satan varsa bir de alan vardır elbet. Her şeyi alan ve alacaklı olan malum; Gazi Mustafa Kemal’in ifadesi ile ecnebiler…
10 yıl içinde millet borçlandı, özel sektör borçlandı, devlet borçlandı, 80 yıllık cumhuriyet birikimi ile kazandığımız hemen her şey (büyük bölümü yabancılara) satıldı. Tüm bu gerçekler gün gibi ortada iken, bu bilgiler bu konuda konuşan herkesin malumu iken ekonomi iyi diyen insanlara hakikaten tahammül göstermekte zorlanıyorum. Bu fotoğraf, batan ve batarken de tüm mirası yeyip bitiren ancak yinede borç içinde yüzen miras yedinin fotoğrafı değil midir Allah aşkına!
Siz dış politikayı, ekonomiyi bırakın. Hanımı baş örtülü, kendisi İmam Hatip’li dindar, dine hizmet eden bir başbakanımız var diyenler için yarın AKP’nin dine hizmeti (!)’ni anlatacağım.
Türkiye ekonomisinde 2002 öncesi ve 2012 sonrası durum:
- 2002 yılı öncesinde; 2001 yılı sonunda, Türkiye’de kamunun toplam net borcu, 190 milyar TL idi.
2012 yılı sonu itibariyle; kamunun net borcu 560 milyar TL oldu. 10 yılda devletin borcu yaklaşık 3 kat arttı.
- 2002 yılı öncesinde; özel sektörün dış borcu 75 milyar TL iken, 2012 yılı sonu itibariyle; özel sektörün dış borcu 400 milyar TL oldu. Özel sektörün dış borcuna devlet kefil olduğu için bu borçta devletin borcu sayılır. Bu borç yaklaşık 5 kat arttı.
- 2002 yılı öncesinde; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bankalara borcu 7 milyar TL idi ve bankaların % 97’si Türklerin elinde idi.
2012 yılı sonu itibariyle; vatandaşın bankalara borcu 250 milyar TL oldu ve bankların % 50’si yabancıların eline geçti. Yani birey olarak milletin bankalara olan borcu 35 kat daha artarken bankalarda yabancıların eline geçti.
• 2002 yılı öncesinde; ERDEMİR, İSDEMİR, PETKİM, POAŞ, TÜPRAŞ, SEKA, Türk Telekom, TEKEL alkollü içkiler ve TEKEL İkiz Kuleler, Divriği Demir Madeni, Hekimhan Demir Madeni, İskenderun İSDEMİR Limanı, Ereğli ERDEMİR Limanı, ÇELBOR, USAŞ Hissesi ve 18 Taşınmazı, Şeker Fabrikaları, Çimento Fabrikaları, ESGAZ, BURSAGAZ, ETİ Elektrometalurji A.Ş, ETİ Gümüş A.Ş, ETİ Bakır A.Ş, ETİ Krom A.Ş, Seydişehir Aliminyum işletmesi, Çayeli Bakır işletmesi, Ülke genelindeki bir çok Liman Şehir Hat. Hiz. Ve Gemiler, Sümer Holding-BUMAS, Merinos Halı ve Eryağ A.Ş, Mazi Dağı FosfatTesisi, Afyon, Balıkesir, Aksu, Kastamonu, Karacasu, Akkuş Yibitaş Torba İşletmesi, Başak Sigorta A.Ş, MEYBUZ A.Ş, Araç Muayene İstasyonları SÜTAŞ, İGSAŞ, USAŞ, HAVELSAN A.Ş, ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş, Samsun Gübre Sanayi A.Ş, Enerji Dağıtım kurumları, ülkenin çeşitli yerlerinde onlarca taşınmaz, otoyollar ve boğaz köprüleri ve daha niceleri Türkiye Cumhuriyeti devletine ait varlıklardı. Bu kurumlar hem kar getirir hem vergi verir hem de yüzbinlerce kişiye iş kapısı idi.
2012 yılı sonu itibariyle; yukarıda saydığım ve saymakla bitiremeyeceğim birçok kurum alıcıların çoğu yabancılar olmak üzere satıldı.
- 2002 yılı öncesinde; işsiz sayısı 2 milyon 450 bin iken 2012 yılı sonu itibariyle; işsiz sayısı 2 milyon 964 bin kişi oldu. Büyüme diye anlatılan şeyin onda biri doğru olsaydı türkiyedeki işsiz sayısının çok daha düşmesi gerekirdi.
- 2002 yılı öncesinde; cari açık (mal ticareti yani ithalat-ihracat farkı, hizmetler hesabı yani hizmet sektöründen gelen döviz ve çıkan döviz ve döviz transferi yani ülkemizdeki yabancıların kendi ülkelerine yaptıkları transfer ile vatandaşlarımızın ülkemize yaptığı transfer sonucunda ülkeden çıkan dövizin ülkeye gelen dövizden fazla olması). 80 yıllık dönemde toplam cari açık 44 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
2012 yılı sonu itibariyle; cari açık 80 yılın 7 katına; 330 milyar TL'ye ulaştı. Sadece bu açığı kapatmak için son 10 yıllık dönemde 330 milyar TL döviz borçlandık. Ya da kaynağı belirsiz, ülkemizi sömürerek her an terk edebilecek sıcak paralara bel bağladık.
10 yılda devletin borcu 3 kat, özel sektörün yabancılara olan borcu 5 kat, Türk milletinin bankalara olan borcu ise 35 kat arttı. Hala devlet kasasına girenden daha çoğunu dışarıya ödemek zorunda ve işsiz sayısı artıyor. Ekonomi çok iyi! Kriz bizi teğet geçti!
Bizim tarafta herkes borçlu ve her şey satıldı. Borçlu varsa bir alacaklı, satan varsa bir de alan vardır elbet. Her şeyi alan ve alacaklı olan malum; Gazi Mustafa Kemal’in ifadesi ile ecnebiler…
10 yıl içinde millet borçlandı, özel sektör borçlandı, devlet borçlandı, 80 yıllık cumhuriyet birikimi ile kazandığımız hemen her şey (büyük bölümü yabancılara) satıldı. Tüm bu gerçekler gün gibi ortada iken, bu bilgiler bu konuda konuşan herkesin malumu iken ekonomi iyi diyen insanlara hakikaten tahammül göstermekte zorlanıyorum. Bu fotoğraf, batan ve batarken de tüm mirası yeyip bitiren ancak yinede borç içinde yüzen miras yedinin fotoğrafı değil midir Allah aşkına!
Siz dış politikayı, ekonomiyi bırakın. Hanımı baş örtülü, kendisi İmam Hatip’li dindar, dine hizmet eden bir başbakanımız var diyenler için yarın AKP’nin dine hizmeti (!)’ni anlatacağım.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021