İslam dünyasının Arap Baharı adı altında bölünüp parçalanma süreci tüm acımasızlığı ile devam etmektedir. Süslü sözlerle halkı Müslüman ülkeleri bölüp parçalamak gayesi olan Arap Baharı, gerçek Müslümanlarca bilindiği gibi kan ve gözyaşına dönüşmüştür. Bu yalancı baharın asıl amacı halkı Müslüman olan ülkeleri parçalara ayırıp Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmektir.
Batılılar bu hedeflerini gerçekleştirmek için başta askeri harekâtlar düzenledi. Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da batılı askerler işgal için kullanıldı. Ancak imanı olmayanın ukba beklentisi olamayacağından olacak ki askerlerini kaybetmekten korkar oldular. İslam ülkelerinin başındaki kukla idarecileri kullanarak Müslümanı Müslümana öldürtmek oyununu ustaca oynadılar ve oynamaya devam etmektedirler.
Dikkat edilirse, batılıların söylemleri insan hakları, demokrasi, Arap Baharı gibi süslü ancak aslında kan ve gözyaşından başka bir şey olmayan hezeyanlardır. Bunu yakın tarihte gördük. Tek kelime ile Libya'ya gelen demokrasi onların olsun. Irak'a gelen insan hakları onların olsun. Suriye'de esen Arap Baharı'nın rüzgârı kendilerinin üzerine essin. Esecek de tez zamanda. Bundan şüphemiz yoktur.
Bu zulmün devam edeceği kanısında değiliz. Belki Müslümanlar şu an zor durumda gibi görünseler de, Cenab-ı Hakkın kıyamete yakın göndereceği İmam Mehdi (a.s.) bu zulme dur diyecektir. Bu günlerin de uzak olmadığı kanısındayız. Ancak önemli olan şudur ki: Sözde İslami olan bazı çevrelerde Mehdi (a.s.)'ın zuhur edip etmeyeceği tartışma konusu olmuştur maalesef. Böyle bir itikatta olanların, Mehdi (a.s.) zuhurunda, elbette o peygamber torunu yüce şahsiyetin karşısında olacakları kesindir. Bu kanaatimizin temel sebebi şudur ki; bugün Müslümanın Müslümanı öldürmesine fetva verelerin, Mehdi (a.s.)'ın yanında yer almaları mümkün olmayacaktır. Batı çıkarlarına hizmet eden her anlayış bâtıldır. Müslümanın Müslümanın kardeşi olduğunu kabul etmeyenler suretleri İslam gibi görünse de siretleri haçtır. Dünyada bu oyunları görüp Mehdi (a.s.)'ın yoluna hizmet edenlere ne mutlu. Cenab-ı Hak bu kutlu yolda mücadele eden gerçek müminlere muvaffakiyetler ihsan etsin. Ayaklarını sabit kılsın, haktan hakikatten ayırmasın.
Batılılar bu hedeflerini gerçekleştirmek için başta askeri harekâtlar düzenledi. Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da batılı askerler işgal için kullanıldı. Ancak imanı olmayanın ukba beklentisi olamayacağından olacak ki askerlerini kaybetmekten korkar oldular. İslam ülkelerinin başındaki kukla idarecileri kullanarak Müslümanı Müslümana öldürtmek oyununu ustaca oynadılar ve oynamaya devam etmektedirler.
Dikkat edilirse, batılıların söylemleri insan hakları, demokrasi, Arap Baharı gibi süslü ancak aslında kan ve gözyaşından başka bir şey olmayan hezeyanlardır. Bunu yakın tarihte gördük. Tek kelime ile Libya'ya gelen demokrasi onların olsun. Irak'a gelen insan hakları onların olsun. Suriye'de esen Arap Baharı'nın rüzgârı kendilerinin üzerine essin. Esecek de tez zamanda. Bundan şüphemiz yoktur.
Bu zulmün devam edeceği kanısında değiliz. Belki Müslümanlar şu an zor durumda gibi görünseler de, Cenab-ı Hakkın kıyamete yakın göndereceği İmam Mehdi (a.s.) bu zulme dur diyecektir. Bu günlerin de uzak olmadığı kanısındayız. Ancak önemli olan şudur ki: Sözde İslami olan bazı çevrelerde Mehdi (a.s.)'ın zuhur edip etmeyeceği tartışma konusu olmuştur maalesef. Böyle bir itikatta olanların, Mehdi (a.s.) zuhurunda, elbette o peygamber torunu yüce şahsiyetin karşısında olacakları kesindir. Bu kanaatimizin temel sebebi şudur ki; bugün Müslümanın Müslümanı öldürmesine fetva verelerin, Mehdi (a.s.)'ın yanında yer almaları mümkün olmayacaktır. Batı çıkarlarına hizmet eden her anlayış bâtıldır. Müslümanın Müslümanın kardeşi olduğunu kabul etmeyenler suretleri İslam gibi görünse de siretleri haçtır. Dünyada bu oyunları görüp Mehdi (a.s.)'ın yoluna hizmet edenlere ne mutlu. Cenab-ı Hak bu kutlu yolda mücadele eden gerçek müminlere muvaffakiyetler ihsan etsin. Ayaklarını sabit kılsın, haktan hakikatten ayırmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018