İnsanın kalitesi, kişiliği gelişen olaylara, bakış açısından kaynaklanır. Hz. Âdem'in yaratılmasından günümüze kadar ve günümüzden de kıyamete kadar farklı inançlarda insanlar gelmiş ve gelecektir. Kabil'in Habil'i kıskançlığı yüzünden katletmesi, bu ölçülerin ilk örneğidir. Daha sonra gelen peygamberlerin dönemlerinde de bu örnekler çokçadır. Nitekim Hz. Nuh'un hanımı ve oğlu da çokluk tarafında yer alıp helak olmaktan kurtulamamışlardır. Dünyada kaybettikleri gibi ebedi hayat olan ahiret hayatında da bedbaht olmuşlardır.
Daha sonraki peygamberlerin hayatları da bu mücadeleler içinde geçmiş, uyanlar kurtulmuş karşı gelenler helak olmuştur. En son Peygamber Efendimiz (sav)'in risaletiyle bu mücadele devam etmiş bizlere örnek olmuştur.
Bizler ise ahir zamanda gelmiş Muhammed ümmeti olarak bu mücadeleyi günümüzde sürdürüyoruz. Sürdürmeye de devam edeceğiz.
İslam tarihinden bu yana çok çeşitli fitneler çıkmış o dönemin insanları farklı taraflarda yer almışlardır. Fitnenin ayyuka çıktığı şu günlerde akıl almaz bir hızla hepimizin bildiği gibi savaşlar, depremler, önü alınamaz hastalıklar zuhur etmiş, etmektedir.
Bunun yanında sözde İslami camiaların fitneleri asıl tehlikedir diye düşünüyorum. Nitekim depremde insan ölür, müminse imanını kurtarır. Savaşta belki şehit olur kurtulur. Hastalıktan ölse imanı varsa kurtulur. Ya da sağlık bulur. Asıl tehlike kendini Müslüman sanıp da bâtıla düşenlerdir.
Çok yakında kaybettiğimiz üzüntüsü ile gözyaşları akıttığımız çok değerli üstadımız Prof. Dr. Haydar Hocamızın ahirete rıhleti bizleri derin üzüntüye gark etmiştir. Cenab-ı Hak kendisine rahmet eylesin, bizleri de şefaatine mazhar kılsın, en kalbi duam budur.
Bugün yaşadığımız, gerçeğinden daha gerçek olan büyük diriliş gününde hocamız ile beraber olacağımıza şüphem yoktur. Hocamız ömrünü, hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyen örnek insan ölçüsüyle geçirmiştir. Yaptığı hizmetler, yetiştirdiği insanlar ortadadır.
Özellikle, hain ve kalleşçe sosyal medyada aleyhine yapılan saldırılar, kökü belli olan kirli tezgâhlar tarafından yürütülmektedir. Hakkı yerine koyup haklıya hakkını vermek gerekirken adice saldırılar yapmaktadırlar. Elele oldukları fetö ile sanki kendileri mücadele etmişler gibi algı oluşturmak istemektedirler.
Dün doğru dediklerine bugün yanlış diyenler, Kelime-i Tevhid'den "Muhamedun Resulullah" çıkartılmaya çalışırken susan dilsiz şeytanlar, ahirette bunun hesabını vereceklerini mi zannediyorlar?
Peki, kimdir bunlar?
Cevap vereyim; Cenab-ı Hakkın rahmetine tevdi ettiğimiz Prof. Dr. Haydar Baş ve camiasına karşı tavır alanlardır. Haksızlık karşısında susmuş dilsiz şeytanlar kahraman olmuşlar, çok komik oluyor. Arkadan konuşup kendilerini kandıranlar, imanlarını -tabii varsa-, kontrol edip tevbe etmeleri acilen gerekir.
Zannetmesinler bu kervan duracaktır. Ta ki mahşere varana kadar devam edecektir. Bu vesile ile Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanlığına seçilen, hukukçu Hüseyin Baş Bey'e de muvaffakiyetler diliyor yanında olduğumuzu bildiriyorum.
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018