Yunanistan ile ABD arasındaki özellikle askeri alandaki giderek daha fazla derinleşen ilişkiler Türkiye'yi rahatsız edince ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff L. Flake'den bir açıklama geldi.
Flake'nin 'özrü kabahatinden büyük' şeklinde yorumlanabilecek açıklamasında yer verdiği, "Yunanistan ile savunma alanındaki iş birliğimiz, Ukrayna'yı ve Orta ve Doğu Avrupa'daki NATO müttefiklerimizi destekleyerek NATO'nun doğu kanadını güçlendirmektedir" şeklindeki şu ifadeleri sizce de dikkat çekici değil mi?
Kısa süre önce bu konuda kaleme aldığım bir yazımda da değinmiş olduğum gibi NATO'nun doğu kanadını Türkiye oluşturuyor.
NATO'nun doğu kanadı sınırının Yunanistan olduğu ifade ediliyorsa, ABD'li elçinin gözünde ülkemizin NATO dışında telakki edildiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
Yine ABD'li elçiye göre ABD'nin Türkiye ve Yunanistan ile güvenlik alanındaki iş birliği, iki ülkeden biri lehine taraf tutmaya ya da dengeyi bozmaya yönelik bir tutuma dayanmıyormuş.
Peki, o zaman Türkiye'yi F-35 programından dışlayan, hurdaya çıkmak üzere olan F-16'ları daha ülkemize satmak istemeyen ABD'nin Yunanistan'a silah yığınağı yapmasına ne demeliyiz?
ABD, Yunanistan'a 6 tane askeri üs kurmuş durumda.
Türkiye sınırındaki Dedeağaç'ta bulunan ABD üssüne, 2 bin 500 zırhlı araç ve onlarca helikopter gönderildi.
Üstelik Atina sadece ABD'den silah almıyor.
Fransa ve Almanya'dan da silah alıyor Atina.
Ay sonunda Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Atina'yı ziyaret edeceği ve bu ziyarette 4 milyar Euro'luk bir silah anlaşmasının açıklanacağı ifade ediliyor.
NATO'daki dostlarımız(!) Türkiye'nin aklıyla dalga geçmesinler. Bütün bu hazırlıklar NATO'nun doğu kanadını güçlendirmek için değil, açıkça görülüyor ki Türkiye'ye karşı Yunanistan'ı güçlendirmek için yapılıyor.
Bu da gösteriyor ki, NATO'daki sözde müttefiklerimizin planlarında gelecekte ittifakın doğu sınırlarının Yunanistan sınırlarında son bulacağı düşünülüyor.
Sendikacıdan ilginç Amasra çıkışı
41 işçinin can verdiği Bartın Amasra'daki Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait madenle ilgili Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil'den dikkatimi çeken bir yorum geldi.
Yeşil, 'Amasra'daki madende Kesinlikle bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum' diyor.
6 tane savcının görevlendirildiği bir soruşturma sonucu henüz çıkmamışken, üstelik de madencileri temsil eden bir sendikacıdan bu kadar 'kesin' bir açıklama yapılması sizce de tuhaf değil mi?
Eğer soruşturma sonucunu beklemeden bu sendikacının sözlerini doğru kabul etmenin bizi götüreceği netice 'kesinlikle' 'kader ve fıtrat' noktası olacaktır.
Şaşırdık mı?
Elbette ki hayır…
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024