Sayın Keçeciler'in dilinden sadır olan ANAP görüşü, zannedildiği gibi yeni değildir. Genel Başkanı, AB'ye Diyarbakır'dan gidileceğini söylemişti ya, aslında fazla zaman geçmiş değil.
Kaldı ki Keçecileri yakınen tanırız, yoğurdu bile üfleyerek içer. Her ne kadar yanlış anlaşıldığını söylese de yanlış filan anlaşılmış değildir.
Bu görüş, aslında Yılmaz'ın görüşüdür. Yani Keçeciler, hem partisi adına ve hem de Yılmaz adına konuşmuştur.
HADEP'le, ya da HADEP'li bazı bağımsızları listesine alarak farklı bir ortamda seçim ittifakı yapılsa ne olur?
Elbette kıyamet kopmaz. Oradan alacağımız 3'e karşılık öbür yandan 5 kaybederiz. Bu iş bir hesap meselesi.
Olay Doğu'luyla, Kürt'le alakalı değildir. Olayın vahim cephesi Kürtçülük, bölücülük yapan PKK ile ilgilidir. PKK Kürt olan vatandaşlarımızın ne yasal, ne de reel temsilcisi değil. Kaldı ki herşeye rağmen PKK dağda mağlup edilmiştir.
Batılı emperyalistlerin güdümünde hareket eden PKK, dünkü ASALA gibi ülkeyi bölmeye yönelik bir proje içindedir.
Ana dilde eğitim, idamı kaldırma PKK'yı siyasallaştırmanın altında yatan hedef bölücülüktür.
Bugün olayı sıradan bir olay gibi görmek, "ne olacak demokratik ortamda herşey olmalıdır" iddiasını savunmak, ancak yarını göremeyenlerin işidir.
Peki bu anlayışa yol verilirse arkadan ne olur? En kısa zamanda bir referandum yapılacak ülkenin bölünmesi istenebilir. İşte o zaman karşımızda BM'leri yıllardan beri kullanan emperyalist güçleri görürüz.
Kuzey Irak'taki oluşum, Türkiye'den koparılan parçayla federasyon haline getirilir. O zaman pirincin taşını ayıklamak artık imkansız hale gelecektir.
ABD 52 devletten, AB henüz 12 devletin birleşmesinden oluşan büyük devletler olduğu halde, bu ülkeler dünyanın diğer milletlerini daima küçültme politikalarını desteklemişlerdir. İşte Yugoslavya'dan tam 7 devlet meydana geldi. Çekoslovakya 2 devlet oldu. Doğu da Kore, Vietnam, Çin, Pakistan hep ikiye bölündü. Kısacası Batılı emperyalist ülkeler kendileri birleşirken, dünyaya ayrılık tohumları ekiyorlar.
Türkiye'de etnik yapı irdelenirse Kürt'ün yanında; Laz, Çerkez, Abhaza, Boşnak, Arap, Mekadon, Gürcü, Arnavut... gibi pekçok unsura rastlarsınız. Bu mantıkla hareket edilirse, ülke bin parçaya bölünür.
Bu ülkenin bütün fertleri eşittir. Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Boşnak, Arnavut diye farklı kimlik koymanın anlamı yoktur. Herkes evinde, ailesinde dilediği dili konuşur. İstediği kültürü yaşasın. Bu konuda herhangi bir sınır gerekmez.
Fakat, basın, yayın, eğitim gibi konularda girişilecek teşebbüsler, en azından Türkiye gerçeği ile örtüşmemektedir.
Sadece günü kurtarmak için yapılacak teşebbüsler ülkeyi çıkmaza sokar.
Geliniz hepimiz, bir ve beraber olarak bin yıldan beri yaşadığımız gibi devam edelim.
Kaldı ki Keçecileri yakınen tanırız, yoğurdu bile üfleyerek içer. Her ne kadar yanlış anlaşıldığını söylese de yanlış filan anlaşılmış değildir.
Bu görüş, aslında Yılmaz'ın görüşüdür. Yani Keçeciler, hem partisi adına ve hem de Yılmaz adına konuşmuştur.
HADEP'le, ya da HADEP'li bazı bağımsızları listesine alarak farklı bir ortamda seçim ittifakı yapılsa ne olur?
Elbette kıyamet kopmaz. Oradan alacağımız 3'e karşılık öbür yandan 5 kaybederiz. Bu iş bir hesap meselesi.
Olay Doğu'luyla, Kürt'le alakalı değildir. Olayın vahim cephesi Kürtçülük, bölücülük yapan PKK ile ilgilidir. PKK Kürt olan vatandaşlarımızın ne yasal, ne de reel temsilcisi değil. Kaldı ki herşeye rağmen PKK dağda mağlup edilmiştir.
Batılı emperyalistlerin güdümünde hareket eden PKK, dünkü ASALA gibi ülkeyi bölmeye yönelik bir proje içindedir.
Ana dilde eğitim, idamı kaldırma PKK'yı siyasallaştırmanın altında yatan hedef bölücülüktür.
Bugün olayı sıradan bir olay gibi görmek, "ne olacak demokratik ortamda herşey olmalıdır" iddiasını savunmak, ancak yarını göremeyenlerin işidir.
Peki bu anlayışa yol verilirse arkadan ne olur? En kısa zamanda bir referandum yapılacak ülkenin bölünmesi istenebilir. İşte o zaman karşımızda BM'leri yıllardan beri kullanan emperyalist güçleri görürüz.
Kuzey Irak'taki oluşum, Türkiye'den koparılan parçayla federasyon haline getirilir. O zaman pirincin taşını ayıklamak artık imkansız hale gelecektir.
ABD 52 devletten, AB henüz 12 devletin birleşmesinden oluşan büyük devletler olduğu halde, bu ülkeler dünyanın diğer milletlerini daima küçültme politikalarını desteklemişlerdir. İşte Yugoslavya'dan tam 7 devlet meydana geldi. Çekoslovakya 2 devlet oldu. Doğu da Kore, Vietnam, Çin, Pakistan hep ikiye bölündü. Kısacası Batılı emperyalist ülkeler kendileri birleşirken, dünyaya ayrılık tohumları ekiyorlar.
Türkiye'de etnik yapı irdelenirse Kürt'ün yanında; Laz, Çerkez, Abhaza, Boşnak, Arap, Mekadon, Gürcü, Arnavut... gibi pekçok unsura rastlarsınız. Bu mantıkla hareket edilirse, ülke bin parçaya bölünür.
Bu ülkenin bütün fertleri eşittir. Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Boşnak, Arnavut diye farklı kimlik koymanın anlamı yoktur. Herkes evinde, ailesinde dilediği dili konuşur. İstediği kültürü yaşasın. Bu konuda herhangi bir sınır gerekmez.
Fakat, basın, yayın, eğitim gibi konularda girişilecek teşebbüsler, en azından Türkiye gerçeği ile örtüşmemektedir.
Sadece günü kurtarmak için yapılacak teşebbüsler ülkeyi çıkmaza sokar.
Geliniz hepimiz, bir ve beraber olarak bin yıldan beri yaşadığımız gibi devam edelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002