2015-2016 dönemi BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği seçimleri New York'taki BM Genel Kurulu'nda yapıldı. Venezüella, Angola, Malezya, Yeni Zelanda ile İspanya'nın kazandığı yeni geçici üyeliği 2009-2011 dönemi için elde eden Türkiye bu sefer umduğunu bulamadı. Ortadoğu'da izlediği dış politikanın bu seneki seçimleri kaybetmemizde etkili olduğu söyleniyor. Nasıl olmasın ki? BOP'un eşbaşkanlığından istifa etmediğine göre, Cumhurbaşkanımız halen Büyük Ortadoğu Projesi'nde yani Ortadoğu'daki 22 İslam ülkesinin kimyasını ve sınırlarını değiştirecek projede eşbaşkan. Arap baharı sürecinde Libya'nın bombalanmasında İzmir'den kalkan uçaklarda bizim mesuliyetimiz var. Mısır'ın, Tunus'un ahı üzerimizde? ABD'nin vazgeçtiği; Esad'ı devirme senaryolarını halen uygulamaya çalışan Türkiye, eğit-donat ile muhalifleri, Suriye'yi bölmeye çalışan teröristleri alenen ve Birleşik Devletler yetkililerinin ifadesiyle resmen destekliyor. Son olarak IŞİD'e TIR'larla silah gönderdiğimiz iddiaları ayyuka çıktı. Üstüne üstlük Barzani, 49 rehinemizin IŞİD'in elinde olduğu günlerde Türkiye'nin kendilerine silah yardımı yaptığını itiraf etti.Bu şartlarda komşusunun işgaline zemin hazırlayan bir tabloda bizim BM Güvenlik Konseyi'ne yani ülkelerin güvenliği konusunda yetkili bir organa seçilmemiz söz konusu olabilir miydi? Barzani'nin itirafı tam da ülkemizdeki Alevi Kürtlerin çözüm sürecinde yüzüstü bırakıldığı, Kobani'de arkadan vurulduğu günlere denk geldi. Ülkemizdeki Alevi kardeşlerimizin hassas dönemine rastlayan bu zamanlı çıkış, umarız Alevi Kürt kardeşlerimizi tahrik edemeyecektir. Zira Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in sıklıkla vurguladığı birlik vurgusu, içinde bulunduğumuz coğrafyada ayakta kalmamız için zorunludur. Türkiye nasıl BM Güvenlik Konseyi'ne seçilebilir ki? Suriye'de iç savaşı ve meşru Esad rejimini yıkma planı içindeki terör guruplarını destekleyen Türkiye'nin, savaştan ülkemize kaçan Suriyeli muhaliflere Türk vatandaşlığı verdiği konuşulmaya başlandı. Bu şartlarda Türkiye'de yakın zamanda aramızda dolaşan ama bizden gibi gösterilmek istenecek binlerce ayaklı bomba ile karşılaşabiliriz. Biz daha kendi topraklarımızda bu güvenliği sağlayamamış durumdayız? Tam bu sırada akil adamlar yeniden devreye konuluyor. Barzani'nin açıklaması; Kobani'de arkadan yarı yolda bırakılan Alevi Kürtler ve akil adamlar? Siz bu şartlarda Alevi ve Sünniler; Türkler ve Kürtler üzerinden oynanan oyunu gören ama her şeye rağmen birliğinden taviz vermek istemeyen halkımızın ne yapmasını beklersiniz? İlk seferinde her ilden kovulan akil adamlar, bugün hangi çözümü anlatacaklar? Alevi Kürt kardeşlerimizin Kobani'de yüzüstü bırakılmasından sonra, Sayın Baş, Arz-ı Mev'ud'a giden İsrail siyasetinde Alevi Kürtlere gerek olmadığını Yahudi Barzani ile yola devam edileceğini söylemedi mi? İkinci Kürt çözüm süreci, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Alevi Kürtler ayık olsun, kan döktükleri dava aslında büyük İsrail'e giden yolda heba edildi" çıkışı ile tekrar başlamıştır. Eğer kendilerine teklif edilene kanarlarsa, Alevi Kürt kardeşlerimiz bir kez daha kendilerini 'Büyük İsrail' için kullandırmış olmayacaklar mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018