Yaşlılıkta kişilerin hukuki işlem yapma ehliyetinin hangi yaşta kontrol edilmesi gereği, kanun yapıcı ve bu konuda uzmanlaşmış hekim birlikleri tarafından karara bağlanmalıdır. Bu yaş tabii ki klinik olarak demansın en sık başladığı kabul edilen 65 yaş değildir ama mutlaka makul bir yaşla başlamalıdır. Bu konuyu "ek bir külfet" olarak düşünmek yaşlının uğrayacağı mağduriyetler göz önünde bulundurulduğunda doğru değildir. Bir yaşlının "bunama" tanısının konulması bile özellikle çok erken evrede hekim açısında yanılma payı yüksek ve karar vermesi zor bir durumdur. "Erken evre bunama" hastalıklarında kişinin hukuki işlem yapma ehliyeti tam olarak bozulmamakla birlikte, "ileri evrede" bu konu şüphe götürmeyecek şekilde açıktır. Fakat ülkemizde en çok fark edilme seviyesi olan "orta evre bunamada" bahsedilen yetenekler aslında tama yakın kaybedilmiştir. Ayrıca kişinin yaşı, eğitim durumu, genel sağlık düzeyi ve bakım şartları, özellikle hafif ve orta düzey bunamada karar verme, verdiği kararın sonuçlarını bilme, matematiksel-parasal işlevler ve verdiği kararların sonuçlarını idrak etme düzeyini değiştirebilmektedir. Bu değişimin bilinmesi, takibi ve sonuçları ancak bu konuda uzmanlaşmış birimler tarafından mümkündür. Noterlik Kanunu Yönetmeliği Madde 91'de "?temyiz kudretinin varlığı doktor raporu ile saptanır" ifadesi ile yetinilmesi, uygulamada noterler arasında da farklılıklara yol açmaktadır. Uygulamada bazı noterler heyet raporu ile temyiz kudretinin belgelenmesini ararken, bazıları nöroloji veya psikiyatri raporu ile de işlem yapmaktadır. Hatta uygulamada aile hekimliğinin vereceği bir raporu dahi yeterli ve geçerli bularak işlem yapabilen noterler bulunmaktadır.Ayrıca mesela ülkemizde, herhangi bir epilepsi tanısı ile rapor almış bir kişi ilgili resmi kurular tarafından fark edilirse ömür boyu sürücü belgesi almaktan mahrumdur. Ama bazı ülkelerde 10 yıl nöbetsizlik hali hekim raporuyla belgelendiğinde bu durum düzeltilebilmektedir. Bu bağlamda epilepsi hastalığı örneğinde olduğu gibi ülkemizde özürlülük heyet raporlarının alınma şekli, kişinin raporlu/raporsuz hastalıklarının takibi SGK Sağlık Medulla sistemi üzerinde geriye dönük olarak tam görülememesi, kişinin çok açık olmayan hastalığını bir şekilde gizlemesi veya sosyal güvencesi olmayanların hastalığının sistem üzerinden takip edilememesi gibi faktörler göz önüne alındığında bu konunun sistematik olarak düzenlenmesi gereği çok açıktır.Yüksek Sağlık Şura kararı, sağlıkla ilgili en üst karar verme makamı olduğu halde yaşlının melekelerinin konuda uzman olmayan kişilerin, işlem yapıldığı anda ciddi şüphe duymasına ve/veya bu yolda bir iddia veya şikayete bağlamlandırması nedeniyle dikkate şayandır. Özellikle "Alzheimer tipi ve vasküler tip" demansta hastalığın derecesine göre kişinin hafıza, akli ve bedensel becerilerinin gün içinde, diğer çevresel (açlık, uykusuzluk, yorgunluk, ilaç kullanımı vb.) faktörlerle veya o anda etrafında bulunan kişilerin davranış ve telkinleriyle değişebileceği ya da kısa süreli de olsa yaşına uygun davranışlar sergileyebileceği göz önünde bulundurulduğunda bahsedilen durumun çok muallâk ve hatta kötü kullanıma açık bir ifade olarak kaldığı dikkat çekicidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. İbrahim Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Teknolojik bunama-II / 16.02.2021
- Teknolojik bunama-I / 15.02.2021
- Teknolojik bozukluklar-III / 27.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-II / 26.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-I / 25.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-II / 19.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-I / 18.01.2021
- Yeni Covid-19: Yeni canlı mezarlıklar / 23.12.2020
- Karanlık dönem / 10.05.2017
- Demarkasyon hattı / 09.05.2017
- Teknolojik bunama-I / 15.02.2021
- Teknolojik bozukluklar-III / 27.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-II / 26.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-I / 25.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-II / 19.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-I / 18.01.2021
- Yeni Covid-19: Yeni canlı mezarlıklar / 23.12.2020
- Karanlık dönem / 10.05.2017
- Demarkasyon hattı / 09.05.2017