Ortadoğu turunun ilk durağı olarak İsrail'i seçen Başbakan Erdoğan'ın İsrail ziyareti büyük bir zaferle (!) tamamlandı. Neden zafer olarak değerlendirdiğimi anlatınca siz de bana hak vereceksiniz.
Başbakan Erdoğan'ın İsrail ziyareti kapsamında gezeceği soykırım müzesine, Yahudilere göre Kipa'sız girilemiyor.
Bunun üzerine İsrail ziyaretinden günler öncesinde bir tartışmadır başladı. Erdoğan Kipa giyecek mi, yoksa giymeyecek mi?
Bütün gazete köşelerinde bu tartışma sürüp gitti. Sokakta vatandaşlar da bu tartışmanın içerisine kısmen çekildi.
Hükümet çevresinden "kesinlikle Kipa giyilmeyecek" diye çok stratejik(!) bazı açıklamalar geldi.
Bütün bu tartışmalar, neredeyse Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e Kipa giymemek için gittiğinin zannedilmesine bile sebep oldu. Böyle zannedilince de Kipa giymemeyi başarabilen bir başbakan olarak bir zafer kazanılmış oldu.
Şimdi sokaktaki insandan Erdoğan'ın İsrail ziyaretini değerlendirmesini isteseniz, hafızalarında yalnızca Başbakan'ın Kipa giymeme cesareti gösterdiği bir ziyaret olarak kalmış olduğunu göreceksiniz.
İnanmıyorsanız sorun, haklı olduğumu göreceksiniz.
Fakat işin aslı hiç de öyle masum değil, Kipa tartışmalarının gölgesinde ne ihaleler ve ne anlaşmalar gözden kaçırıldı, kim bilir?
Türk milleti hep böyle suni gündemlerle asıl gündemden uzak tutuluyor. Bu sayede milletin kabul etmediği pek çok anlaşma kapalı kapılar ardında gizli olarak yapılıyor.
İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert'in geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Ankara'ya yaptığı ziyarette Recep Tayyip Erdoğan, AKP tabanının havasını almak kabilinden siyasi bir manevrayla randevu vermemişti.
Randevu verilmeyince de Kipa tartışmasında olduğu gibi Türkiye'nin gündemine oturmuş ve bu tartışma herkesi bir süre meşgul etmişti.
Olayların perde arkasını göremeyen insanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cesaretinden etkilenmişlerdi.
Fakat bir süre sonra Ehud Olmert' in heybesini, AKP hükümetinden doldurup ülkesine öyle gittiği anlaşıldı. Ehud Olmert AKP hükümetinden istediği bütün güvenceleri ve destekleri alarak ülkesine dönmüş.
Ehud Olmert'in ziyaretinin İsrail'in AKP hükümetinden GAP ile ilgili taleplerini içerdiğini anlaşıldı. "Türkiye'ye siyaset için değil, iş için geldim" şeklinde ziyaretinin amacını açıklamıştı Olmert.
Neticede Olmert'in ziyareti, İsrail'i memnun eden bir "GAP güvencesi" almasıyla sonuçlanmış oldu.
İsrail ziyaretinde Erdoğan Kipa giymedi, ama bu ziyaret başta Katsav, Şaron ve Perez olmak üzere İsrail'i ziyadesiyle memnun etti.
Başbakan Erdoğan'ın İsrail ziyareti kapsamında gezeceği soykırım müzesine, Yahudilere göre Kipa'sız girilemiyor.
Bunun üzerine İsrail ziyaretinden günler öncesinde bir tartışmadır başladı. Erdoğan Kipa giyecek mi, yoksa giymeyecek mi?
Bütün gazete köşelerinde bu tartışma sürüp gitti. Sokakta vatandaşlar da bu tartışmanın içerisine kısmen çekildi.
Hükümet çevresinden "kesinlikle Kipa giyilmeyecek" diye çok stratejik(!) bazı açıklamalar geldi.
Bütün bu tartışmalar, neredeyse Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e Kipa giymemek için gittiğinin zannedilmesine bile sebep oldu. Böyle zannedilince de Kipa giymemeyi başarabilen bir başbakan olarak bir zafer kazanılmış oldu.
Şimdi sokaktaki insandan Erdoğan'ın İsrail ziyaretini değerlendirmesini isteseniz, hafızalarında yalnızca Başbakan'ın Kipa giymeme cesareti gösterdiği bir ziyaret olarak kalmış olduğunu göreceksiniz.
İnanmıyorsanız sorun, haklı olduğumu göreceksiniz.
Fakat işin aslı hiç de öyle masum değil, Kipa tartışmalarının gölgesinde ne ihaleler ve ne anlaşmalar gözden kaçırıldı, kim bilir?
Türk milleti hep böyle suni gündemlerle asıl gündemden uzak tutuluyor. Bu sayede milletin kabul etmediği pek çok anlaşma kapalı kapılar ardında gizli olarak yapılıyor.
İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert'in geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Ankara'ya yaptığı ziyarette Recep Tayyip Erdoğan, AKP tabanının havasını almak kabilinden siyasi bir manevrayla randevu vermemişti.
Randevu verilmeyince de Kipa tartışmasında olduğu gibi Türkiye'nin gündemine oturmuş ve bu tartışma herkesi bir süre meşgul etmişti.
Olayların perde arkasını göremeyen insanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cesaretinden etkilenmişlerdi.
Fakat bir süre sonra Ehud Olmert' in heybesini, AKP hükümetinden doldurup ülkesine öyle gittiği anlaşıldı. Ehud Olmert AKP hükümetinden istediği bütün güvenceleri ve destekleri alarak ülkesine dönmüş.
Ehud Olmert'in ziyaretinin İsrail'in AKP hükümetinden GAP ile ilgili taleplerini içerdiğini anlaşıldı. "Türkiye'ye siyaset için değil, iş için geldim" şeklinde ziyaretinin amacını açıklamıştı Olmert.
Neticede Olmert'in ziyareti, İsrail'i memnun eden bir "GAP güvencesi" almasıyla sonuçlanmış oldu.
İsrail ziyaretinde Erdoğan Kipa giymedi, ama bu ziyaret başta Katsav, Şaron ve Perez olmak üzere İsrail'i ziyadesiyle memnun etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024