Yahudiler, geçmişte İngiltere'yi kullanarak İsrail Devleti'ni kurdular. Bugün de, ABD yönetimini kullanarak "Arz-ı Mevud" idealine ulaşmak istiyorlar. Bu gerçeği çok iyi görmek ve politikamızı buna göre düzeltmek zorundayız. Yahudinin bu idealini görmezlikten gelerek onunla ilişki kurmak, farkında olmadan ona hizmet etmek demektir.
ABD içerisinde, Yahudilerin ABD yönetimini işgal ettiğine inanan ve bu uğurda mücadele eden gruplar, yazarlar ve politikacılar az da olsa vardır. İsrail Devleti'ni saldırgan tavrından vazgeçirmek ve durdurmak isteyenlerin bunlarla temas kurması şarttır. Çünkü Yahudiler, bütün desteği ABD yönetiminden almaktadır. Daha doğrusu, İsrail Develeti küçük Amerika, Amerika da büyük İsrail olmuştur. Onun için İsrail sorunu, bir dünya sorunudur.
Bilindiği gibi İsrail Devleti, teokratik bir devlettir. Anayasası muharref Tevrat'tır ve muharref Tevrat'a göre idare edilmektedir. Öyle ki, çalışma saatleri dahi, dini esaslara göre düzenlenmiştir. Beyrut Kasabı Şaron, iktidara gelir gelmez şöyle demiştir: "Son operasyon tamamlandığı zaman İsrail, Ortadoğu'da Tevrat'ta vaat edilen kutsal toprakları işgal etmiş olacaktır". Bu kutsal toprakların bir kısmı Türkiye'nin sınırları içerisindedir. Bunu unutmayalım.
Beyrut Kasabı Şaron, amacını açıkça ifade ediyor. Fakat Türkiye'yi idare edenler, hâlâ deve kuşu gibi başını kuma sokuyor. Bazıları kalkıyor, İsrail'in ağzıyla konuşuyor, İsrail'in devlet terörü yapmasına, intihar saldırılarını sebep gösteriyor. Halbuki intihar saldırıları olsa da, olmasa da, Beyrut Kasabı Şaron, yapacağını yapacaktır. Bunun görmezlikten gelinmesi gerçeği değiştirmez. Gerçeklerden korkmayalım. Gerçeklerden korkanlar ve onu görmezlikten gelenler, birgün gelir, gerçeğin acı ve soğuk yüzüyle karşı karşıya kalır.
Bilinmesi gereken bir diğer gerçek de şu: ABD'nin dış politikası "Büyük İsrail" idealine bağlanmıştır. Bunu gerçekleştiren Nixon ve Ford yönetimleri sırasında Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yapan Alman Yahudisi Kissinger'dir. Kissinger, bugün de ABD yönetiminde söz sahibidir. Kimilerine göre, ABD'nin gizli yöneticilerinden biridir.
ABD yönetiminin Yahudi güdümünde olmasını bazıları içine sindirmiş durumdadır. Bunlardan biri olan Louis D. Branders şöyle diyor: "Amerika'ya bağlı olmakla Yahudiliğe bağlı olmak arasında hiçbir uyumsuzluk yoktur. Yahudi ruhu, aslında modernizmdir ve bütünüyle Amerikalı'dır. Bazı Yahudi yazarlar ise, daha sert konuşuyor ve ABD'li politikacıları adeta tehdit ediyor. İşte Yahudi yazar Stephen O. Isaacs'nin söyledikleri: "Bu ülkede politika yapıyorsanız, hele de demokratsanız, arkanızda Yahudi parası olmadan bir yere varamazsınız". İşte böyle. Yahudi güçsüz olduğu zaman siner, kabuğuna çekilir, güç bulunca da küstahlaşır, acımasız bir canavar kesilir.
Bugün Yahudiler, bir rüyayı gerçekleştirmenin şımarıklığını yaşıyorlar. İsrail Eğitim Bakanı Yossi Sorid diyor ki: "Bizim dedelerimiz, babalarımız için yani ilk kuşak için İsrail Devleti, tam anlamıyla bir rüya idi. Bizim çocuklarımız için ise tam tersine bir gerçektir". Evet, İsrail Devleti, inkar edilemez bir gerçektir. Bu gerçek nasıl oluştu, idealleri nelerdir? Bunun çok iyi bilinmesi ve bölge devletlerinin, özellikle de Türkiye'nin buna göre hareket etmesi gerekmektedir.
Niçin böyle söylüyorsunuz? Bunu anlamak için, 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde toplanan 'Siyonizm Kogresi'nde alınan kararları, tekrar hatırlatmamız yeterlidir. Söz konusu kongrede alınan kararlar aynen şöyle:
"1. İsrail Devleti kurulacak.
2. Filistin'den Osmanlılar ve Araplar
kovulacak.
3. Araplar Osmanlı'ya kaşı isyan
ettirelecek
4. Sultan Abdülhamit Han tahttan
indirelecek.
5. Osmanlı'yı yıkmak için dünya savaşı çıkarılacak.
6. 100 yıl sonra 1997'ye Nil'den Fırat'a 'Büyük İsrail' kurulacak!
Yahudiler, bir tek Nil'den Fırat'a kadar ki hedeflerinde yıl itibariyle bir sapma gösterdiler. İşte Beyrut Kasabı Şaron, bunu gerçekleştirmenin peşindedir. Sabırsızlığı, hırçınlığı, saldırganlığı bundandır. Gerisi laf-ü güzaftır.
ABD içerisinde, Yahudilerin ABD yönetimini işgal ettiğine inanan ve bu uğurda mücadele eden gruplar, yazarlar ve politikacılar az da olsa vardır. İsrail Devleti'ni saldırgan tavrından vazgeçirmek ve durdurmak isteyenlerin bunlarla temas kurması şarttır. Çünkü Yahudiler, bütün desteği ABD yönetiminden almaktadır. Daha doğrusu, İsrail Develeti küçük Amerika, Amerika da büyük İsrail olmuştur. Onun için İsrail sorunu, bir dünya sorunudur.
Bilindiği gibi İsrail Devleti, teokratik bir devlettir. Anayasası muharref Tevrat'tır ve muharref Tevrat'a göre idare edilmektedir. Öyle ki, çalışma saatleri dahi, dini esaslara göre düzenlenmiştir. Beyrut Kasabı Şaron, iktidara gelir gelmez şöyle demiştir: "Son operasyon tamamlandığı zaman İsrail, Ortadoğu'da Tevrat'ta vaat edilen kutsal toprakları işgal etmiş olacaktır". Bu kutsal toprakların bir kısmı Türkiye'nin sınırları içerisindedir. Bunu unutmayalım.
Beyrut Kasabı Şaron, amacını açıkça ifade ediyor. Fakat Türkiye'yi idare edenler, hâlâ deve kuşu gibi başını kuma sokuyor. Bazıları kalkıyor, İsrail'in ağzıyla konuşuyor, İsrail'in devlet terörü yapmasına, intihar saldırılarını sebep gösteriyor. Halbuki intihar saldırıları olsa da, olmasa da, Beyrut Kasabı Şaron, yapacağını yapacaktır. Bunun görmezlikten gelinmesi gerçeği değiştirmez. Gerçeklerden korkmayalım. Gerçeklerden korkanlar ve onu görmezlikten gelenler, birgün gelir, gerçeğin acı ve soğuk yüzüyle karşı karşıya kalır.
Bilinmesi gereken bir diğer gerçek de şu: ABD'nin dış politikası "Büyük İsrail" idealine bağlanmıştır. Bunu gerçekleştiren Nixon ve Ford yönetimleri sırasında Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yapan Alman Yahudisi Kissinger'dir. Kissinger, bugün de ABD yönetiminde söz sahibidir. Kimilerine göre, ABD'nin gizli yöneticilerinden biridir.
ABD yönetiminin Yahudi güdümünde olmasını bazıları içine sindirmiş durumdadır. Bunlardan biri olan Louis D. Branders şöyle diyor: "Amerika'ya bağlı olmakla Yahudiliğe bağlı olmak arasında hiçbir uyumsuzluk yoktur. Yahudi ruhu, aslında modernizmdir ve bütünüyle Amerikalı'dır. Bazı Yahudi yazarlar ise, daha sert konuşuyor ve ABD'li politikacıları adeta tehdit ediyor. İşte Yahudi yazar Stephen O. Isaacs'nin söyledikleri: "Bu ülkede politika yapıyorsanız, hele de demokratsanız, arkanızda Yahudi parası olmadan bir yere varamazsınız". İşte böyle. Yahudi güçsüz olduğu zaman siner, kabuğuna çekilir, güç bulunca da küstahlaşır, acımasız bir canavar kesilir.
Bugün Yahudiler, bir rüyayı gerçekleştirmenin şımarıklığını yaşıyorlar. İsrail Eğitim Bakanı Yossi Sorid diyor ki: "Bizim dedelerimiz, babalarımız için yani ilk kuşak için İsrail Devleti, tam anlamıyla bir rüya idi. Bizim çocuklarımız için ise tam tersine bir gerçektir". Evet, İsrail Devleti, inkar edilemez bir gerçektir. Bu gerçek nasıl oluştu, idealleri nelerdir? Bunun çok iyi bilinmesi ve bölge devletlerinin, özellikle de Türkiye'nin buna göre hareket etmesi gerekmektedir.
Niçin böyle söylüyorsunuz? Bunu anlamak için, 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde toplanan 'Siyonizm Kogresi'nde alınan kararları, tekrar hatırlatmamız yeterlidir. Söz konusu kongrede alınan kararlar aynen şöyle:
"1. İsrail Devleti kurulacak.
2. Filistin'den Osmanlılar ve Araplar
kovulacak.
3. Araplar Osmanlı'ya kaşı isyan
ettirelecek
4. Sultan Abdülhamit Han tahttan
indirelecek.
5. Osmanlı'yı yıkmak için dünya savaşı çıkarılacak.
6. 100 yıl sonra 1997'ye Nil'den Fırat'a 'Büyük İsrail' kurulacak!
Yahudiler, bir tek Nil'den Fırat'a kadar ki hedeflerinde yıl itibariyle bir sapma gösterdiler. İşte Beyrut Kasabı Şaron, bunu gerçekleştirmenin peşindedir. Sabırsızlığı, hırçınlığı, saldırganlığı bundandır. Gerisi laf-ü güzaftır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018