Binlerce yıllık devlet geleneğimiz var, binlerce yıllık geçmişi ile dünyanın güçlü ordularından birine sahibiz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki on altı yıldız, milletimizin, geçmişte on altı imparatorluk kurduğunu sembolize ediyor.Ecdadımız, tarihin her döneminde adaletin temsilcisi ve tesis edicisi olmuş, zalimlerin ve her çeşit zulmün karşısına kale gibi dikilmiş, dünyanın neresinde bir mazlum varsa gelmiş kanatları altına sığınmış ve himaye görmüş. Bugün siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bütün kurum ve kuruluşlarınızla böylesine asil, böylesine vakur bir geleneğin temsilcisi durumundasınız.Binlerce yıllık birikimin bir sonucu olarak bu aziz milletin kafasındaki asil ve vakur devlet kavramı ile son zamandaki birçok gelişmeler çelişmekte, çakışmaktadır. "Bizim bildiğimiz tanıdığımız devlet böylemi olmalıydı?" şeklinde sorular halk içinde dalga dalga yayılmaktadır.Devletin askerine, polisine silah çeken, pusu kuran eşkıyaların leşleri yine bu devletin yönetimindeki bazı şehirlerde omuzlarda taşınmakta ve taşınırken de güvenlik güçleri çeşitli şekillerde taciz edilmektedir.Bu devletin ordusuna silah çekmiş ve kim bilir kaç Mehmetçiğimizi şehit etmiş olan yabancı uyruklu teröristlerin leşleri de yine bu ülkenin bazı şehirleri, kasabaları tarafından sahiplenmek isteniyor ve güvenlik güçleri taşlanıyor.Bu görüntü birlik beraberlik diyen, vatan namusumuzdur, bayrak şerefimizdir diyen, ordu-millet et ile tırnak gibidir diyen yetmiş milyonu tedirgin etmektedir. Devletin polisine, askerine atılan her taşı millet, kendi kafasına, kendi kapısına atılmış addediyor. Millet, devletin acziyet görüntülerinden son derece rahatsızdır. Yedi düvele karşı, onlarca cephede uzun yıllar savaşmış, zalimlere haddini bildirmiş, mazlumların yarasına merhem olmuş binlerce yıllık bir devletin, zayıf görüntüsü milletin onurunu zedeliyor, hassasiyetini kırıyor.Yedi düveli dize getirerek istiklalini yeniden elde etmiş olan bir millet, bilmem hangi uyum yasaları adına güvenlik güçlerinin ellerinin bağlanmasından ve köpeklerin üzerlerine salı verilmesinden ötürü büyük ıstırap içindedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025