İnsan olmamız münasebeti ile yaşantımız içerisinde sevinçli ve hüzünlü zamanlarımız vardır. Hele hele biz hanımlar yaradılış itibarı ile hassas ve narin olduğumuz için sevinç ve üzüntümüzü gizleyemeyiz. Askere giden oğlumuzu ya da gelin ettiğimiz kızımızı yolcularken elbette babalar kadar duygularımızı gizlemeyiz. Hem Cenab-ı Hakkın bizlere verdiği merhamet duygusu ile çocuklarımızı yetiştirir hem de onlara şefkatle yaklaşırız.Özellikle hanım olmamızın sorumlulukları vardır. Örneğin yaklaşan kurban bayramında bizlere bilfiil kurban kesme görevi verilmemiştir. Bu görev erkeklere verilmiştir. Neden böyledir? Çünkü fıtri olarak bu görevi yapabilecek hanım belki de yok denecek adar azdır. Belki de hiç yoktur. Bunları belirtirken hassasiyetimizi ve duygusallığımızı anlatmak istedim. Elbette görev olduğu zaman şanlı ceddimiz gibi Müslüman Türk hanımları olarak her zaman göreve hazırız. Neden hazır olmayalım? Kara Fatma'lar, Şerife Bacılar, Nene Hatun'lar neler yaptılarsa bizler de yapabiliriz. Fakat tarihin acı tatlı hatıraları ile övünmek güzel ancak, bizler tarihimizden dersler çıkarıp günümüze indirgemek mecburiyetindeyiz. Şu an yaşadığımız durum belki görünüşte değil ama içi o çetin mücadele verilen kurtuluş yıllarından çok daha vahim durumdadır. Peki, bu durumda bizim yapmamız görevler nelerdir. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; milli şuur ve dini hassasiyetle olaylara vâkıf olmak mümkündür. Maalesef şu an ciddi bir bölünme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Elimizden çıkıp giden yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız yabancıların eline geçmiş ve geçmeye de devam etmektedir. Böyle bir durumda sessiz kalmak, TV dedikodularına dalıp magazin seyretmek, kalabalıkların gittiği yere gitmek dünya ve ahirette perişan olacağımızın göstergesidir. Her dönemin insanları içerisinde kuru kalabalıkları, hainleri ve kahramanları olmuştur. Geleceğimizin bizleri hayırla yâd etmesi ve en önemlisi Rabbimizin rızasını kazanmak için mücadele eden tarafta olmamız milli ve manevi meselelerimize sahip çıkmamız gerekmektedir. Bunun da yolu, şu an siyasetten geçmektedir. Her ne kadar etrafımız gönlü maalesef kararmış, hakkı bâtıldan ayıramayacak insanlarla dolu olmasına rağmen, gerçekleri anlatmak, anladığımızı yaşamak ve ülkemizin üzerine çöken karabulutları kaldırma mücadelesi vermek zorundayız. Bunun da şekli ve yolu zaten bellidir. Milli Ekonomi Modeli'ni anlayıp anlatmak, her platformda dile getirmek bence tarihimizde ceddimizin yaptığı mücadelenin güncelidir. Hem kendimizi, hem geleceğimizi, hem imanımızı muhafaza edebilmemizin yegâne yolu budur.Cenab-ı Hak hakkı ile anlayıp yaşayanlardan eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018