Maalesef güzel bir yazı yazma niyetinde idim bugün sizlere ancak bulutlardan kara haber var yine. Yangınlar, sel felaketleri, ekonomik sıkıntılarımız, çocuk tacizleri, cinayetler derken yine bir kadın cinayeti daha şak diye oturdu ülkemizin gündemine.
Ne zaman çıktı ki gündemimizden. Gün geçmiyor ki acı üstüne acı olaylar yaşamayalım. Münevver Karabulut'lar, Özgecan'lar, Eylül'ler ve en son Emine Bulut gibi binlerce kadınlarımız kızlarımız çocuklarımız… Eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut Hanımefendi tabiri caiz ise yaktı ciğerleri. Sevgili yavrusunun "anne ölme ne olur ölme" çığlıkları Emine kardeşimizin son nefeslerinde "ölmek istemiyorum" feryadı mahvetti bizleri. İnanın hiç aklımdan çıkmıyor bu son görüntüleri anne kızın.
Hani cennet ayaklarının altında idi annelerin, hani kadınlar baş tacı idi, hani kadınlar çiçekti. Elbette bu sözler gerçek, tabi ki cennet kadınların ayakları altında elbette, kadınlarımızın her biri çiçek. Peki, kimde sorun? Yaşadığımız çağda mı, öldürülen kadınlarda mı sorun, kimde, soruyorum size kimde? Ahlaksızca, adice, cinayetleri işleyip gerek sokakta gerek hapiste gezip tozan, bacak bacak üzerine atanda mı, yoksa gencecik yaşta canına kastedilip kara toprağın altında yatanda mı? Ne yani fiziksel gücümüz erkeklerden zayıf diye maddi ve manevi baskıya mı uğrayalım? Nasıl geldik bu hale nasıl bu kadar kaba kavgacı, baskıcı, yaratılış gayemiz dışında varlıklar olup çıkıverdi Türk insanı. Kim getirdi bizi bu hale?
TV'lerde boy gösteren ahlaksız diziler mi, yoksa ne idiğü belirsiz magazin adı altındaki rezaletler mi, yoksa akşam olduğunda kanalların parsellenmesi, yalan dolanın saatlerce tartışılması mı? Yoksa Müslüman Türk insanını batıla sürükleyen Avrupa Birliği sevdası mı bu kepazelikler. Hiçbir şekilde ne dinimize, ne örf gelenek ve göreneklerimize, ne Müslüman Türk kimliğimize uymayan haçlı endeksli iğrenç zihniyet kim tarafından dayatılıyor bize. Sayın devlet büyüklerimizin kınıyoruz lafları yeterlimi sizce yoksa bunlara gerçek çözümlerin bulunup bu olayların bir daha yaşanmaması için gerekli hukuk mekanizmaları mı çalıştırılmalı?
Sanırım yine ekonomiye gelip çatmıyor mu çözüm ya da çözümsüzlük. Her gün bir zam haberi ile uyanan ülke, temel tüketim mallarının dahi kullanılamayacak alınamayacak fiyatlara yükselmesi ve bunun uzantıları. Hal böyle iken ailelerin yuvaların nasıl huzurlu olmasını beklersiniz. Uyanma zamanı, özümüze dönme zamanı geldi de geçmiyor mu? Çözümün sadece ve sadece bir ve beraber olmamızda olduğu artık çok açık! Lütfen gerçekleri görelim ve bizlere sunulan bu hayatı biraz sorgulayalım gerçekleri anlatanlar ile bir ve beraber olalım bu da sadece milli bir ekonomi modeli ile olacaktır.
Son olarak Emine Bulut kardeşimize ve onun ile aynı sonu paylaşan tüm kardeşlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018